|
Bir şakayla başlayan çöküş hikâyesi

Çöküş hikayesi 1991 yılında bir basın toplantısıyla başlıyor. İngiltere''de 2.5 milyar poundlu mücevher şirketinin o zamanki Başkanı Gerald Ratner, basın toplantısı ilginç olsun diye, "1 pounda sattığımız küpeler Marks and Spencer''da satılan yengeçli sandviçlerden bile ucuz. Ancak o sandviçler yüksek ihtimalle mağazalarımızdaki küpelerden daha dayanıklı. Paranız varsa gidip sandviç alın" dedi.

Bu şakanın ardından büyük çöküş başladı.

Yaptığı şakadan sonra kimse bu kadar aşağılanmış bir mağazadan alışveriş yapmak istemedi, işler durdu.

Ratner, ABD pazarına girmek için bir bankadan kredi yardımıyla bir şirket almıştı. Ödeyemez duruma düştü.

Yerine yeni bir başkan tayin etmeye karar verdi.

Yeni başkanın ilk işi Ratner''i kovmak oldu.

Şirketten ayrıldıktan sonra hayat kendisi için daha zorlaştı.

Yaşadığı bunalım nedeniyle 5 yıl boyunca yataktan çıkmayıp televizyon seyretti.

İlk karısı çok çalıştığı için boşanmak istemişti.

İkinci karısı ise iflasından sonra 5 yıl boyunca evde oturmasına kızdı.

Sonunda bir gün yatak odasının kapısını çalıp "Bak senden bıktım. Bir iş bulmazsan senden boşanacağım" deyince Ratner hayata döndü.


* * *

Katıldığı bir talk show sayesinde İngiltere nüfusunun yüzde 50''si de hikayeyi öğrenmiş oldu.

Yani hatasının reklamını yaptı.

İngiltere''de yayınlanan 50 Vahim Hata listesinde bir numara oldu.

İkinci şans için ilk olarak iş aramayı denedi ve 20 şirkete başvurdu.

21 adet red geldi.

Hatta "Sakın bize başvurduğunu herhangi bir yerde söyleme" diyen şirketler bile oldu.

* * *

Eşinin silkelemesi ile yeniden dirilen Ratner, önce bir spor merkezi kurdu ve sonra bunu 3.5 milyon pounda sattı.

Kazandığı parayla kendi adına yine kuyumculuk üzerine bir web sitesi kurdu.

Sağlık merkezi açma kararı verdiğinde seçtiği binayı kendisine kiralamak istemediler.

Ratner''a ''Güvenilir değilsiniz. Ancak satın alabilirsiniz'' dediler.

Hiç parası yoktu.

Bankalar da kredi vermedi.

Sonunda hayalindeki sağlık merkezinin bir çizimini yaptırıp gazeteye ilanlar verdi.

İlanlarda "Bu kulüp 3 ay sonra hayata geçecek. Kulübe şimdi girerseniz 55 dolar ödeyerek 150 dolarlık giriş ücretinden kurtulursunuz" yazdırdı.

Bir ayda 800 kişi kayıt yaptırdı.

Kayıt için topladığı parayı göstererek kredi aldı.

Bu kez zorlanmadı. Çünkü banka müdürünün eşi de kulübe kayıt yaptırmıştı.

Kötü ünü sayesinde herkes ilgi gösterdi.

Olumsuzluğu olumluya çevirmeyi başardı.

Ratner, ikinci şansıyla gurur duydu ve yeniden gülebildi.

* * *

Yürekli Konferans Kurulu tarafından bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirilen "Marka 2008 Konferansı" için İstanbul''a konuşmacı olarak gelen Ratner Group eski Başkanı Gerald Ratner, ailesinden devraldığı 2 bin mağazalı, 2.5 milyar poundlu mücevher şirketinin, yaptığı "yanlış" bir açıklama nedeniyle nasıl çöktüğünü böyle anlattı.

Buradan alınacak ders;

Dünyada herkesin yaşadığı sürece ikinci, üçüncü şansı mutlaka (Aramak şartıyla) vardır.

Kurban Bayramınız mübarek olsun.

Markasına güven duymayan Türkler

Marka 2008 Konferansı''nda Türkiye''de Türk markalarına karşı bir güvensizlik olduğundan yakınan Mavi Giyim Yönetim Kurulu üyesi ve Global Marka Direktörü Elif Akarlılar''ın, Türkiye pazarında bazı ülkelere göre daha çok zorlandıklarını vurgulaması güvensizliğin boyutlarını gösterdi.

Türkiye''nin marka yolunda giderken hem siyasi hem sosyal açıdan değerlerini fark etmesi gerekiyor.

Türkiye''den çıkan en önemli uluslararası marka olarak anılan Ferzan Özpetek, "Türkiye''de büyüyüp doğduğunuz zaman Türklük hep içimizde kalıyor. Türk olmak benim için de yedinci vites oldu" diyen Özpetek''in Türklük vurgusu da ilginç oldu.

Bilge parmağıyla ayı gösterdiğinde aptal aya değil parmağa bakar. Çin Atasözü
15 yıl önce
Bir şakayla başlayan çöküş hikâyesi
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler