|
Bir balyoz da kâr hırsına lazım hem de acilen

Devlet denetleyemiyor, bunu da itiraf ediyor. Şirketler açıkça cinayet işlerken herkes de seyrediyor.

İşveren maden ocağına yapılacak 300 bin liralık güvenlik yatırımıyla ölümleri durdurmak yerine halka şirin gözükmek için bölgedeki köylere okul, cami ve yollarına parke taş döşenmesine katkı sağlıyor, kömür dağıtıyor.

Maden ocağının girişine "Önce insan" yazılı kocaman bir tabela asmış ama vicdanındaki tabelada "Önce kâr" yazıyor.

*

Uluslararası Çalışma Örgütü''nün (İLO) verilerine göre, Türkiye iş kazalarında yaşamını yitiren maden işçisi oranında dünya birincisi.

Rapora göre, 2004-2006 yılları arasında iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranı yüz binde 20.15.

ILO''ya göre 25 ülkenin ortalaması böyle.

Aynı dönemde Türkiye''de iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranı ise yüz binde 92.47.

Türkiye bu oranla Avrupa ölçeğinde birinci sırada.

Bu oran Kanada''da yüz binde 35, ABD''de ise yüz binde 27.33.

Türkiye, tüm dünyada 2000''li yıllar boyunca iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranının yüz binde 70''in altına hiç düşmediği tek ülke.

Türkiye''nin 1999''da yüz binde 338.3 maden işçisi ölümü oranı ile kırdığı dünya rekoru ise hala egale edilmedi.

*

Son 15 yılda kömür madenciliği sektöründeki istihdamda kamunun payı gerilerken özel sektörün payı arttı.

1995 yılında özel sektör madenlerinde çalışan işçi sayısı 10 bin 367 iken bu rakam 2008''de 38 bin 492''ye çıktı.

Sosyal-İş''in hazırladığı raporda, "Kömür madenciliğinde istihdamın özel sektöre kayması, daha çok işçinin denetimden uzak, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinden yoksun biçimde, düşük ücretlerle, ağır koşullarda çalışmasına yol açtı" deniliyor.

Serbest piyasa ekonomisinde devlet denetleme görevini yapmadığında özel sektör, çalışanın alınteriyle beslenen ve insan yiyen canavara dönüşüyor.

Raporun değerlendirme bölümünde, Türkiye''nin dünyada maden işçisi ölümlerinin oransal olarak en çok yaşandığı ülke olmasının temel nedeninin işçi sağlığı ve iş güvenliğinin hem işverenler hem de hükümetler tarafından hiçe sayılarak, kâr hırsının her şeyin önüne konulması olduğu vurgulanıyor.

*

Yetkililerin, "Madenleri tek tek denetlemeye devletin gücü yetmiyor" itirafını Dursunbey''deki maden ocağında yanarak ölen 13 işçinin aileleri nasıl yorumlar acaba.

Devlet neden maden sahibine öz evlat, maden işçisine üvey evlat muamelesi yapıyor.

13 çalışanın ailesine ömür boyu geçinecekleri bir maaş veremeyen devletin gücü neye, kimlere yetiyor?

Vatandaşının canını, malını, ırzını, sağlığını korursa devlettir.

Yoksa meşruiyeti kalmaz.

*

Darbecilere yapılan operasyondan sonra bir balyoz da öldürene kadar çalıştıran, çalışanın emeğini çalarak beslenen iş dünyasına yapılması gerekmiyor mu?

Gerekiyor, hem de acilen.

Bir Pazar hikayesi

1950''li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye''ye. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Mühendisler eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.

Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:

- Ne yapıyorlar böyle?

- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.

- Nasıl yani?

- Eşek yüzde 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler.

Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:

- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?

Yetkili cevap vermiş:

- Amerika''dan mühendis getirtiyoruz.

Akıllı ile savaşmak, ahmakla helva yemekten iyidir. Fudayl bin İyaz
14 yıl önce
Bir balyoz da kâr hırsına lazım hem de acilen
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset