|
Çarşı pazarın ağası kim?
Borç iyi bir şey olsaydı, “Ayağını yorgana göre uzat” denmezdi.

Borç alan emir de alır

Ancak ne yazık ki kapitalist sistemin can damarı da budur.

Devletler ve şirketler borçlanmasa kapitalist sistem olmazdı.

Vatandaş ayağını yorgana göre uzatsa bugün bankalar olmazdı.

ABD'den başlayan ve hala devam eden küresel finans krizinin sebebi de borçtu. Bugün Yunanistan'ın iflası da borçlanmadan kaynaklandı.

Tebessüm ettiren tek borçlanma fıkralarda.

*

Bir gün komşulardan birisi hocanın evine gelir borç para ister.

Hoca da: Şu halının kenarını kaldır oradaki parayı alıver der, adam da parayı alır gider.

Aradan aylar geçer komşu bir türlü parayı getirmez. Hoca da utanır parayı istemez.

Komşusu yine paraya sıkışır, tek çare hocadan para istemeye kalır.

Utana sıkıla hocanın evine gider borç para ister.

Hoca gayet sakin yine halıyı gösterir.

Adam sevinçle halının kenarını kaldırır.

Hocam burada para yok ki der.

Hoca: Bire komşu aldığını koymadın ki olsun.

*

Aynı apartmanda oturan iki komşu karşılaşır.

-Bizim şu köşedeki bakkal benden bin lira borç para istiyor, versem mi?

Öbür komşu: Ver, çünkü sen vermezsen, bu sefer de gelir benden ister.

*

Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş...

İki üç sokak ileride oturan yarı buçuk tanıdığı bir kadın gelmiş.

Kadın: Zeytinin iyi mi? Hoca: Tadına bak.

Kadın: Ben orucum. Hoca: Madem oruçlusun zeytini al git, parasını sonra ver.

Hocanın birdenbire aklına düşmüş; Ramazan değilmiş çünkü...

Hoca: Tuttuğun oruç ne orucu ki?

Kadın: Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum.

Hoca: Ver zeytinleri geri.

Kadın: Biraz önce al git dedin ne oldu da vazgeçtin?

Hoca: Allah'a olan borcunu üç senede veriyorsan bizim borcu ne zaman getirirsin kim bilir.

*

Borcuna hiç sadık olmayan bir yakını Musa amcaya giderek;

-”Bana 100 lira ver, bir mal alıp 120 liraya satacağım. Sonra sana borcumu ödeyip 20 lira kâr edeceğim” der.

Yüz lirası tehlikeye giren Musa amca, biraz düşündükten sonra yakınına 20 lira uzatır ve der;

-Al şunu, sen 20 lira kâr et, ben de 80 lira.

*

Bir Ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben:

- 'Senin de borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve ondan sonra şu cevabı alır:

- Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş...

Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu:

- 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'

Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış:

-Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.

*

Palulunun alacağı olan adam, borcunu ödeyemeden ölür.

Palulu kızgındır, nereye gitse ölen adama küfür etmektedir.

Arkadaşları Paluluya:

“Ula gardaşım ayıpdır. Niye küfür edisin? Nasıl olsa gavuşmi.”

Palulu düşünür ve: Ula siz ölenin arhasından Fatiha ohuyup, elizi yüzüze sürisiz, o gavuşi de, benim ettiğim küfürler niye gavuşmi?

*

Kayseriliye sormuşlar:

-İki kere iki kaç eder.

Cevap: Alacaklı mıyım verecekli mi?

*

Yazıyı güzel bir hikaye ile bağlayalım:

Behlül-ü Dânâ, bir gün Harun Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını verdi. Behlül ilk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı, hepsi normal ağırlığından noksan çıktı.

Dönüp fırıncıya sordu: Hayatından memnun musun

Adam her soruya olumsuz cevap verdi.

Behlül bir şey demeden ayrıldı ve başka fırına geçti.

Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler normal ağırlıklarından fazla çıktı

Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı. Başka yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi.

Harun Reşid, “Behlül daha demin vazife verdik sana, ne çabuk bıktın?” dedi. Behlül açıkladı: “Çarşı pazarın ağası varmış!

Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, ceza ve mükafatları verilmiş, bana ihtiyaç kalmamış.”

Günün sözü: İyilik yapma fırsatı olmuş da yapmamış insan, kötülük yapmıştır. Nurettin Topçu
#Borç
#Harun Reşid
#Günün sözü
9 yıl önce
Çarşı pazarın ağası kim?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’