|
Emekli cüzdanının son sayfasında ‘600 lira borç’ ibaresi yazılıydı
1873 yılının Aralık ayında İstanbul'da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde dünyaya geldi. Babası Arnavut kökenli.

Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya göç etmiş bir ailenin kızı.

İlköğrenimine 4 yaşında başladı.

İlkokulda babasından Arapça'yı, ortaokulda Fatih Camii'nde Farsça'yı, lisede Fransızca'yı öğrendi.

1888'de babasını kaybetti, ertesi yıl büyük Fatih yangınında evleri yanınca ailesi yoksulluğa düştü.

Babasının öğrencisi aynı arsa üzerine küçük bir ev yaptı, aile bu eve yerleşti. Geçim sıkıntısı yüzünden Mülkiye İdadisi'ni bıraktı. Ziraat ve Baytar Mektebi'ne kaydoldu. Mektebi birincilikle bitirdi.

Mezuniyetinden sonra, Fransızca'sını geliştirdi. 6 ay içinde Kur'an'ı ezberleyerek hâfız oldu.

Memuriyet hayatını 1893–1913 yılları arasında sürdürdü.

*

Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu.

Ancak, üyeliğe girerken edilen yeminde yer alan “Cemiyetin bütün emirlerine, bilâkayd ü şart (
kayıtsız şartsız
) itaat edeceğim” cümlesinde geçen “kayıtsız şartsız” ifadesine karşı çıkmış, “
sadece iyi ve doğru olanlarına
'” şeklinde yemini değiştirtti.

*

Teşkilat-ı Mahsusa (İstihbarat) üyesi olarak gittiği Almanya'da Osmanlı'ya karşı savaşan Müslüman esirleri aydınlattı.

Fransız ordusundaki Müslümanlara yönelik yazdığı Arapça beyannameler cephelere uçaklardan atıldı.

İstanbul'a döndükten sonra Arabistan'a gönderildi.

Görevi, Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtan İngiliz propagandası ile mücadele etmek için “karşı propaganda” yapmaktı.

*

Bu dönemde Anadolu toprakları işgale uğramış; Türk halkı Kurtuluş Savaşı'nı başlatarak direnişe geçmişti.

TBMM'nin açılışının ertesi günü olan 24 Nisan 1920 günü Ankara'ya vardı. Burdur milletvekili olarak I. TBMM'de yer aldı.

Halkı düşmana direnişe teşvik için
Kastamonu'daki Nasrullah Camisi
'nde verdiği ateşli vaaz,
Diyarbakır
'da basıldı ve tüm vilayetlere ve cephelere dağıtıldı.

Âkif ve Eşref Edip'in çıkardığı
Sebil'ür-Reşad Dergisi
o kadar ilgi gördü ki yaydığı yoğun duyguların hâkimiyetindeki Türk halklarını etkilemesinden korkan
Rusya, gazetenin ülkeye girişini yasakladı
.

*

Yazdığı İstiklâl Marşı Meclis'te okunup ayakta dinlendikten sonra ulusal marş olarak kabul edildi.

Ödül olarak verilen 500 lirayı
Hilal-i Ahmer (Kızılay)
bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken
Dar'ül Mesai Vakfı'na
bağışladığında Ankara'nın o titreten soğuğunda mevsimlik tek ceketi ile yaşıyordu.

*

1922 yılında sağlık gerekçesi ile milletvekilliğinden istifa etti. 1923 yılında Mısır'a gitti.

O dönemdeki idarecilerden Kur'an-ı Kerim'i Türkçe'ye tercüme işi için yoğun bir ısrar vardı.

Tercüme işine kesinlikle yanaşmayacağı anlaşılınca, Kur'an-ı Kerim meali yazmak hususunda güçlükle razı edildi.

Kur'an meali üzerinde çalışırken Türkiye'de Türkçe ezan ve Türkçe ibadetin hayata geçirilme projesini öğrenince kendi çalışmasının bu projede kullanılmasından çekinerek
1932'de mukaveleyi fesh etti
.

*

Tedavi için İstanbul'a döndü.

1 Haziran 1936 tarihi itibarı ile 478 lira 20 kuruş emekli maaşı bağlandı.

Emekli cüzdanının son sayfasında “600 lira borç” ibaresi yazılıydı.

Bu borç düştükten sonra kalan kısım ailesine verildi.

27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.

Cenazesine hiçbir resmi katılım olmadı, ancak büyük bir üniversiteli genç topluluk katıldı. Mezarı iki yıl sonra, üniversiteli gençler tarafından yaptırıldı.

Aralık ayında dünyaya geldi, Aralık ayında dünyaya veda etti.

Bugün Mehmet Akif Ersoy'un vefat yıldönümü.

O “Sözkonusu vatansa gerisi teferruat” diyen şimdiki artistler gibi değildi. Hayatı boyunca maddi yoksulluk çekti ama o hep “
herşey vatan için
” dedi.

Oğlunun trajik hikayesini hiç anlatmayayım.

O günün üniversiteli gençliği ona sahip çıkmıştı.

Bugünün üniversite gençliğine hatırlatayım istedim.
#Hilal-i Ahmer
#mehmet akif ersoy
#şiir
8 yıl önce
Emekli cüzdanının son sayfasında ‘600 lira borç’ ibaresi yazılıydı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı