|
Faturayı ortak ödüyoruz-ödeyeceğiz

Özgürlükleri kısıtlayıcı anayasal düzen yüzünden oluşan siyasi kaosun faturasını yüksek faizle borçlanma ve yüksek işsizlikle hepimiz ödüyoruz.

Son 30 yılda ödediğimiz iç ve dış borç faiziyle birlikte 1.4 trilyon doları geçti.

Uzlaşmama lüksümüz yok.

* * *

Sivil Toplum Örgütlerinden TÜSİAD, TUSKON, MÜSİAD, ASKON, TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, TESK ve TZOB, kısmi anayasa değişiklik paketine gördükleri farklı farklı eksikliklere rağmen destek verdiler.

Bir kısmı da toplumsal uzlaşmanın sağlanması şartını öne sürdü.

Anayasa değişikliğinde yüzde 100 mutabakat aramak imkansız olanı istemek kadar abes, çünkü bu tür kararlar hiçbir ülkede oy birliği ile alınmaz.

Oy çokluğunu yeterli görmek daha akılcı bir davranıştır.

Ancak mümkün olduğu kadar toplumsal uzlaşmayı sağlamak ve bu hususta şartları sonuna kadar zorlamak gerekir.

Neden?

Çünkü ülkenin demokrasi yolundaki en büyük engeli olan özgürlükleri kısıtlayıcı kanun ve yasaların ekonomik faturasını sadece Ak Partiye oy verenler ödemiyor.

CHP, MHP, BDP, SP, DP''li bütün seçmenler, laik, muhafazakar, Türkçüsü, Kürtçüsü, çingenesi, azınlık vs herkes ödüyor.

* * *

Aslında bu uzlaşmanın formülünü 100 yıl önce daha cumhuriyet kurulmadan biri sürekli her çevrede dile getirmişti.

Bir arada kavga etmeden karşılıklı saygı çerçevesinde yaşamanın en net formülünü söyleyerek uyarmıştı.

Toplumsal mutabakatın sınırlarını da çizmişti.

Ne demişti hatırlatayım;

Ekmeksiz yaşanır hürriyetsiz yaşanmaz.

Ne din ne de dinsizlik siyasete alet edilmemeli.

Hak kanunda olmalı.

Doğruluk İslamın ve toplumsal hayatın en esaslı noktasıdır.

Devlet hizmetkar olmalı.

Bediüzzaman Said Nursi kendisini hala asılsız iddialarla suçlayanlara, şehir şehir sürgüne ve hapse gönderenlere de, "Ben sizin dünyanıza karışmıyorum, siz de benim ahretime karışmayın." Demiş.

Daha ne desin…

* * *

Geçen yılın konusu küresel ekonomik krizdi.

Bu hafta sonu Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen V. Ulusal Risale-i Nur Kongresinin bu seneki konusu ise, "Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursî modeli" oldu.

Sonuçlar bu Pazar 28 Mart''ta Haliç Kongre Merkezinde düzenlenecek halka açık bir panelle kamuoyuna duyurulacak.

100 yıl önce modeli tesbit eden Bediüzzamana kulak verin

Her "Daim" rüşvet

Alman otomotiv üreticisi Daimler aleyhine, aralarında Türkiye''nin de olduğu 22 ülkede devlet yetkililerine on milyonlarca dolar rüşvet dağıttığı iddiasıyla dava açıldı.

Dava dosyasında Daimler''in 1998-2008 yılları arasında yüzlerce kez rüşvet verdiği iddia ediliyor.

Uluslararası ilaç devi Roche ile Alman sanayi devi Siemens için de aynı iddialar ve benzer davalar açılmıştı.

İddialar ne kadar doğru bilinmez ama çıkan pis kokulardan küresel ekonomide dev adımlar atarak büyümenin formülünde bir sakatlık olduğu kesin.

Herkes hata işleyebilir, yalnız ahmaklar hatalarında ısrar eder. Çiçero
14 years ago
Faturayı ortak ödüyoruz-ödeyeceğiz
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi