|
Gemiyi kurtarmak için tayfayı denize atan kaptanlar

ABD''den başlayan ve dalga dalga yayılan ekonomik kriz Türkiye''ye daha gelmeden psikolojik etkisine girdik.

İş dünyasının temsilcilerinin son dönemdeki açıklamaları kriz durumunda nasıl önlem alınacağını gösterdi ki, krizde ilk kurban çalışanlar olacak.

İş adamlarının kriz reçetesinde en son madde olarak verilse bile hepsinde çalışanı işten çıkarma maddesi bulunuyor.

* * *

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ülke içerisinde bir kesim ağlarken kimsenin gülemeyeceğini belirterek, "Herkes aynı gemide. İşçi kardeşim ağlıyorsa benim de içim kan ağlar'' diyor ama TOBB üyesi işadamları da böyle diyor.

Türkiye Genç işadamları Konfederasyonu''nun (TÜGİK), üyeleri: "Ekonomik krizde gerek görüldüğü takdirde işçi çıkarma yoluna gideceğiz."

Ali Sabancı: "Eleman çıkartmak en son çaredir. Başarılarınızı paylaştığınız insanları işten çıkarırken ailelerini de düşünmelisiniz. "Bu kadar romantik olmaya hakkın yok" diyebilirsiniz ama bu kadar bile romantik olamayacaksak yapmayalım bu işi..."

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk: "Krizin etkisiyle işten çıkarmalar normaldir. Maalesef dünyada bazı gerçeklere göre çalışmak zorundasınız. Küçülen bir dünyada, iş yapılamayan dünyada bazı sektörlerde işsizlik artabilir"

Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak: "Kayseri''de personel çıkarılması en son düşündüğümüz çözüm"

* * *

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da, "Dünyada çıkan kriz gelişmiş ülkelerden kaynaklandı; bizden kaynaklanmadı. IMF ile stand-by anlaşmasını kredi hattı açarak yapmalıyız. Anlaşmayı onur zedeleyici görmemek gerekir." diyor.

İş dünyasında IMF mantığı ile bakan bir işveren kesimi hakim iken eğer dış kredi imkanlarıyla ekonomide güven sağlayacaksa IMF ile anlaşma yapmanın ne mahzuru olabilir ki?

Bugüne kadar gördüğümüz gibi patronların IMF şeflerinden hiç bir farkı yok.

IMF de her kriz ortamında patronlar gibi rakamlara bakıyor ve ona göre acı reçete sunuyor.

Her ekonomik krizde son düşünülen bile olsa çalışanı işten çıkarma bir çare olarak görülüyorsa iş dünyasında birliktelik nasıl sağlanır?

Çalışan kendisini krizlerde ateşe atılacak bir nesne olarak gören patron ve yöneticilerine nasıl güvenir?

O işyerini nasıl sahiplenir?

O işyerinde verim ve tam kapasite sağlamak mümkün olur mu?

Bu soruların cevapları herkesi çok yakından ilgilendiriyor.

* * *

Okyanusun ortasındaki fırtınaya doğru yol alan bir gemide kaptan fırtınadan kurtulmak için tayfalarını denize atmayı çare olarak düşünür mü?

Aklına bile gelmez.

Böyle yaptığında daha kısa sürede batacağını bilir.

Özellikle böyle durumlarda gemiyi kurtarmak için tayfalarına daha çok ihtiyacı olduğunu bilmeyen kaptan zaten gemisini de kurtaramaz.

Tedbir olarak ne yapar?

Gemide fazlalık ve ağırlık yapan o an için gereksiz olan eşyaları atarak yükü azaltır.

Tayfalarıyla daha sıkı bir işbirliğine girer.

Onlara güvendiğini daha sık telaffuz ederek güç birliğini sağlar.

* * *

Peki biz ne yapıyoruz?

"Gemi batıyor kurtarın" diye bağırıyoruz.

Hem devletten hem de IMF ile dış kredi kuruluşlarından yardım istiyoruz

"Hepimiz aynı gemideyiz. Birlik olalım" diyoruz.

Yatlara, katlara, mücevherlere, kıyı bankalarındaki gizli hesaplara, metreslere, araba koleksiyonlarına, gayrimenkullere hiç dokunmuyoruz.

ABD''den dünyaya yayılan ekonomik dalga daha gelmeden, işçi çıkarmaktan bahsediyoruz.

"Müşteri kraldır, kazanç kutsaldır, çalışan mı at gitsin" diyoruz.

Bir karıncanın ağzındaki daneyi almam için dünyayı verseler bu zulmü yapmam. (Hazret-i Ali)
15 yıl önce
Gemiyi kurtarmak için tayfayı denize atan kaptanlar
Asıl savaş sosyal medyada
Asgari ücreti belirlerken, “zenginden alıp fakire verme” zamanında olduğunuzu unutmayın
K.Atatürk maskesi takanların gerçek yüzünü görmek için Kaftancıoğlu turnusoluna bakmak
Bir ben değil herkes hasta
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1