|
Kılıcın payını unuttuk / Devlet adamlarına öğütler

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra, at üzerinde, çevresinde vezirler, komu­tanlar olmak üzere büyük bir merasimle şehre girmiş; Ayasofya'ya doğru ağır ağır ilerliyormuş.



Onu selamlamak üzere yolun iki tarafına dizilmiş yeniçeriler ara­sında yer almış olan din bilginleri ve mollalar:

Padişahım, duala­rımızın bereketiyle fetih nasip oldu

, diye kutlama yapıyorlarmış.



Fatih bu kutlamaya kılıcını kınından çıkarıp havaya kaldırarak söyle karşılık vermiş:



Eyvallah mollalar, amma şu kılıcın payını da unutmayın!



Çalışmak duanın ilk yarısıdır.


İşe ikinci yarıdan başladığımız için geri kaldık, zenginleşemedik, yoksullaştık ve Batı dünyasına el açtık.



Sene 1946-1950


İstanbul Amerikan Koleji eski Müdürü ve Prin­ceton Üniversitesi Türk Dili Tarihi ve Profesörü

Walter Livingston Wright,

Princeton Türk Kü­tüphanesi için yazacağı bir eserle ilgili olarak ince­lemelerde bulunmak üzere Ardahan'a gitmiş.



Profesör, Amerika'ya döndükten sonra

Def­terdar Mehmed Paşa

'nın

devlet adamlarına öğütler manasına gelen Nesâyıhü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ (Kitâb-ı Güldeste)

adlı eserini, Os­manlıca metni ve İngilizce tercümesiyle birlikte bastırıp Ardahan Kaymakamı Hüseyin Rağıp Uğu­ral'a göndermiş.



O tarihte Kars milletvekili Akif Eyidoğan bu kitabı görünce alıp okumuş ve yöneticiler için son derece ilgi çekici ve faydalı bulduğunu ifade ederek, eserin bugünkü dile çevrilip basılmasını tavsiye etmiş.



Ve eser sadeleştirilerek Türkçe olarak basılmış.



Şimdi bir geriye dönelim; 1935 yılına.


18.yüzyıl devlet adamlarından Defterdâr Sarı Mehmed Paşa (1655-1717) tarafından yazılan

“Nesâyıhü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ” (Kitâb-ı Gül­deste)

isimli eser, 1935'te W. L. Wright tarafından

“Ottoman Statecraft”

başlığı altında İngilizce'ye tercüme edilerek Amerika'da yayımlanmış.



Sonra H. Rağıb Uğural tarafından sadeleşti­rilerek

1969

yılında Kültür Bakanlığı tarafından neşredilmiş.



Amerikalılar, Defterdâr Sarı Mehmed Pa­şa'nın devlet adamlarına öğütler kitabının değerini bizden 34 sene önce keşfetmiş.


Biz ne zaman keşfetmişiz?



Eseri Amerika'da yayınlayan adam bize kitabı hediye olarak gönderince.



Kars milletvekili kitabı görüp okumasa yine Defterdâr Sarı Mehmed Paşa'nın devlet adamlarına öğütler kitabından haberimiz ol­mayacak.


Sarı Mehmed Paşa'nın bu eserini keşfeden Amerikalı eğitimci kitabı neden tercüme ettiğini de şöyle açıklıyor:



Eski ve modern milletlerin tarihlerini incele­yerek, bunların gerileme, bozulma ve yok olma sebeplerini öğrenmek.



“Amerika neden dünyanın en güçlü ülkesi, biz neden bu kadar düştük”

sorusunun cevabını arayanlara ufak bir katkı sağladıktan sonra gelelim kitaba.



Defterdar Mehmed Paşa'nın,

“Nesâyıhü'l-Vü­zerâ ve'l-Ümerâ”

isimli eserinden biraz alıntı yapalım:



Her yaşlı ve genç tarafından anlaşılmıştır ki bu aldatıcı dünya kalıcı olmayıp, devamına ve yerinde durmasına itibar edilmemelidir.



Hepiniz yöneticisiniz ve yönettiğiniz kim­selerden sorumlusunuz.


Allah emanetleri ehil olanlara vermenizi emre­diyor...” (Nisa, 4/54)



Halk size Allah'ın emânetidir.



Halka karşı, idârecilerin başlıca görevleri;

Dar gelirliler

ve Allah'ın bütün kullarının güven ve rahatını sağlamaktır.



Dirlik ve düzenini korumaktır.



Halkın durumunu iyileştirmektir.



Doğruluk ve adaleti su gibi akıtıp, haksızlık­ları ortadan kaldırmaktır.


Bozukluk ve zulümleri gidermeye çalışmaktır.



İdareciler sahip oldukları makamları; servet top­lamak ve hazinelere sahip olma vasıtası kılmasın.



Memleketin gidişatında kendini gösteren

düşkünlük

ve

bezginliğe

çare bulsun. Yapılan hizmetlerin karşılığında da,

dünya ve ahiret saa­detinin

kendilerine yeteceğini düşünsün.



Sonradan geleceklerin kendilerinden

“rahmet­le anılacak insanlar”

olarak bahsetmeleri onlara

kâfidir.


Geçmişlerin sözlerine ve tecrübelerine dayana­rak halka ait malların sebepsiz yere hazineye akta­rılması, devletin yok olmasına yol açar.



Kanaatkâr

olup

aç gözlülükten

ve

ceza gününü

düşünüp Allah'ın kahredici gazabından çekinmek gerektir.



Zira mal toplama ve saklama, sahibini dünyada huzursuz ve hesap gününde de sorulacak soruları cevaplandırmada güçsüz kılar.



Sahibine azap çektirir ve onu pişman eder.

Ama ne fayda!...”

der.



Yer kalmadı. Burada keselim. Çarşambaya de­vam ederiz inşallah.


#Yaşar Süngü
#Fatih Sultan Mehmet
#Fetih
8 yıl önce
Kılıcın payını unuttuk / Devlet adamlarına öğütler
Coğrafyamızın derinliklerinde Türk ordusu
Yavaş orman
Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-2
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ayartıcı barbarlık çağı Metaverse’ün dünyasına hoşgeldiniz!