|
Sokakta su satan kızdan şirket CEO’suna ders!

“Çok gezen mi bilir çok okuyan mı” tarzında meşhur bir tartışma konumuz vardır.



Hangisinin daha çok bildiği konusuna girmeyiz de bilmeyiz de.



Yalnız çok bilgi ve deneyimin gezene ve okuyana göre değiştiğini biliriz.



Arı gibi her çiçekten bal üretmeye çabalayan insanları da sinek gibi her yerde pislik arayan insanları da biliriz.


Yani her şey insan da bitiyor.



*


İnsanoğlu alışkanlıklara çok çabuk esir olur.



Çünkü alışkanlıklarda hissedilir bir güven vardır, risk yoktur ama kazanç da yoktur.



Alışkanlıklar insana farklı bir yol arama ihtiyacı hissettirmez.



Körlükten kurtulamadığın için seçtiğin yoldan başka bir yol olmadığını sanırsın.



Siyasal partiler, spor kulüpleri, cemaatler, sivil toplum kuruluşları alışkanlıkların edinildiği, at gözlüğü satan en meşhur yerlerdir.


*


Oysa renkler nasıl

siyah ve beyazdan

ibaret değilse, hayat da tek pencereli değildir.



Çok katlı apartman gibidir hayat.



Ve her pencereden farklı bir dünya görünür.



Hep aynı pencereden bakmaya devam edersen hep aynı şeyleri görürsün.



Üretemezsin, yenilenemezsin, bir müddet sonra da bunlara ihtiyaç bile duymazsın.



*


Gelelim konumuza.



Bir şirketin CEO'su trafikte su satan çocuktan ne öğrenebilir?



Çok şey.



İstanbul'da sokakta su satan kız çocuğundan etkilenen şirket sahibi onu deneyimlerini anlatması için şirkete davet etmiş.



Bu 13 yaşındaki kızın adı Gülru.

Cimri.com CEO'su Serkan Koç sokakta su satarken görmüş ve ondan alacağı dersler olduğunu düşünmüş.



Serkan Koç linkedin

hesabından paylaştığı yazısında aldığı dersi şöyle anlatıyor:



“Gülru'nun cadde'de su satmaya başladığı gün işe başlamışım. Gülru'yu cadde üstüne koyduğu suları satarken görüp bir kaç su aldım.



Camdan bakarken Gülru'nun sürekli aynı motivasyonla

(iki ışık arasında gücünü toplayarak)

kırmızı ışıkta su satmasına tanık oldum.



Sapık gibi görünmemek için Ezgi ismindeki çalışma arkadaşımdan ofise davet etmesini rica ettim.



*


Gülru geldi ve anlatmaya başladı:



Biz 4 kardeşiz. Babamın tekstil işinden kalan penyeleri Metro'da satıyorduk. Kendimize

“5 Lira sigaradan ucuz”

sloganını bulmuştuk.



(Hedef kitlesinin anladığı dilden konuşmuş)



Midye satan biri su satıyordu. O 1 hafta tatile gidince su satmaya başladık. Sonra midyeci geldi ve bizi kovdu.



O Metro koridorunda satıyordu.



Aklıma girişe gitmek geldi. Böylece hem çıkanlara hem de girenlere ilk biz satış yapıyorduk.



(Rekabette tıkanmış ve yeni ve daha iyi bir yol bulmuş)


Bunu gören Midyeci yeğeni ve 1 arkadaşını çağırıp onların sattığı yerde su sattırmaya ve Gülru'lara sataştırmaya başlamış.

(Onlar yine yılmamış.)


2 kardeşi penye'ye dönmüşler. Gülru Atatürk Caddesi Kozyatağı girişinde evlerine yakın yerde su satmaya başlamış.



'Neden'

dediğimde öncelikle güvenlik,

'eve yakınım'

dedi ama en önemlisi su ısınmasın diye ablası sürekli su tedariki sağlıyormuş.



(Tedarik'in zamanlaması ve ürüne göre soğuk veya taze olması önemli)


Caddede satarken yayalar çok su almıyormuş ama arabada olanların uzun süre sıcaktan bunaldığını düşünerek arabalara satmaya başlamış.



Zaman içinde ki, 2 haftada 'hangi araba su alır? suratında yorgunluk olan mı alır yoksa sakin olan mı alır'a göre gideceği arabayı önceliklendirerek daha fazla satış yapmaya başlamış.



(segmentasyon yapmış ve ihtiyaç anını tespit etmiş.)


Cuma günü çok önemliymiş. Cuma namazından sonra herkes ya yardım amaçlı ya da cuma namazı sonrası susuz kaldıkları için su alıyormuş.



O yüzden bu saatte çok çalışıp tüm gün sattığımı 1 saatte satıyorum diyor.

(rekabet avantajını sağladığı anda tüm enerjisiyle maximum fayda sağlıyor)


*


Gülru'ya bunları yazıp hazırlar bize pazartesi anlatır mısın dedim. “Bilgisayar vardı ama kırıldı tamirde kağıda yazsam olur mu” dedi. “Tabi” dedim.



“Siz şimdi bunu neden yapıyorsunuz ki?” dedi.


“İnsanlar büyüyünce deneyimlerinden dolayı maalesef çaresizlik üzerlerine yapışıyor.



Sen yılmadan önündeki engelleri aşmışsın, bunları görüp biz de senin gibi olmaya çalışabiliriz” dedim.



“Ayrıca deneyim satmak daha değerlidir. Sen bunu bize anlatınca tüm günde kazandığından çok fazla parayı kazanabiliyorsun” dedim.



(Günde 70 TL kazanmak için 70 Tane su satıyor)


Neyse ki ikna oldu.



Çok uzatmayayım. Gülru bize geldi ve deneyimlerini aktardı.



Yaşı tutsa kesin birlikte çalışmak isterdim.


Gülru'ya ekip olarak bir notebook hediye ettik.



Bence değerliydi. Ne dersiniz?



*


İstanbul'da ders alınacak Gülrü gibi aklını ve bedenini çalıştırarak alışkanlık zincirini kırıp para kazanan ( Ya da kazanmak zorunda olan) o kadar çok küçük büyük çalışan var ki.



O yüzden bu deneyimleri bilmeye herkesin ihtiyacı var.

#CEO
#Rekabet
8 yıl önce
Sokakta su satan kızdan şirket CEO’suna ders!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset