Halil Cibran(1883-1931), Lübnanlı felsefe yazarı, romancı, şair, ressam, hakikat arayışındaki bir bilge.
Ermiş adlı eseri onun tüm eserlerinin özünü taşır.
Eserde üç kahraman vardır:
.
Ermiş kimdir? Hz. Muhammed mi, İsa Mesih mi? Bu sorunun net bir cevabı yoktur.
Orfales, Batı'ya Doğu'nun bilgeliğini öğreten bir bilge. Mitra, kadın kahramandır.
ABD ve Avrupa'da
olarak bilinir.
Cibran'ın en ünlü eseri The Prophet
Bu eser aşka, evliliğe, çocuklara, yemeye ve içmeye, çalışmaya, sevinç ve kedere, suç ve cezaya, yasalara, özgürlüğe, acıya, vs. dair yirmi altı adet konuşmadan oluşur.
Eserde dördüncü kavram,
ve zengin bir adam tarafından sorulur:
**
Sonra, varlıklı bir adam konuştu: 'Bize vermekten bahset.'
Ve o cevap verdi:
'Sahip olduklarınızdan verdiğinizde, çok az şey vermiş olursunuz;
Çünkü sahip olduklarınız, yarın ihtiyacınız olabilir diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi?
Ve yarın, kutsal şehre giden hacıları takip ederken, kemiklerini, iz bırakmayan kumlara gömen fazla uyanık bir köpeğe ne getirebilir?
*
Kuyunuz tamamen doluyken susuzluktan korkmak, tatmin olamayan bir susuzluk göstermez mi?
Çok fazla şeye sahip olup, çok az verenler, bunu
ki bu da armağanlarını yararsız kılar.
*
Ve bazıları vardır ki, çok az şeye sahiptirler ve
Bunlar hayata ve hayatın definesine inananlardır ve kasaları hiç boş kalmaz.
Bazıları sevinçle verirler, bu sevinç onların ödülüdür.
Bazıları ise ıstırap içinde verirler ve bu
Ve bazıları vardır ki, ne vermenin acısını hissederler, ne sevinç ararlar, ne de bir erdemlilik düşüncesi taşırlar;
Onlar, şu vadideki mersin ağacının kokusunu salışı gibi verirler.
Böyle kişilerin ellerinde Tanrı dile gelir ve onların gözlerinden Tanrı, dünyaya gülümser.
*
İstendiği zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat
Ve cömert olan için, verecek kimseyi aramak, veriş olayından daha fazla sevinç getirir.
Vermekten alıkoyacağınız herhangi bir şey olabilir mi?
Sahip olduğunuz her şey bir gün verilecektir.
Öyleyse şimdi verin ve
*
Çoğunlukla söyle dersiniz:
Ne koruluktaki meyve ağaçları böyle düşünür, ne de çayırdaki sürüler.
Onlar, saklandığında çürüyecek olanı, yasayabilsin diye verirler.
Herhalde kendisine günler ve geceler verilmesini hak eden bir kişi, sizden gelebilecek şeyleri de hak eder.
Faydasından öte, kabul etmenin gerektirdiği cesaretten ve güvenden daha büyük bir değer var mıdır?
Ve siz kim oluyorsunuz da, onların göğüslerini yırtarak gururlarını korunmasızca ortaya seriyor, sonra da onların değerlerini örtüsüz ve gururlarını utanmasız olarak değerlendiriyorsunuz?
Önce kendinizi
ve verme olayında bir aracı olarak görün.
Çünkü gerçekte her şeyi veren hayattır ve siz kendinizi bir verici olarak belirlediğinizde,
olduğunuzu unutuyorsunuz.
*
ki hepiniz bu gruba dahilsiniz, ne kendinize ne de size verene bir boyunduruk yüklememek için,
Bunun yerine, armağanları kanat yaparak, verenle beraber yükselin;
Çünkü
Ve bölüm burada bitiyor.
*
Ülkesine arkeolojik kazılar için gelen Avrupalılara rehberlik eden kızılderili adam, onları istedikleri yere hızla götürürken dinlenme molası veriyor.
Uzun bir mola beyaz adamları rahatsız ediyor.
Onlar istiyor ki bir an önce hedeflerine ulaşsınlar.
Kızılderili rehbere soruyorlar:
Kızılderili rehberin cevabı hepimize:
Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik.
*
Son sözü yine yukarıdaki, dizelerin sahibi olan büyük şair Halil Cibran söylesin: