|
Yeni orta sınıfın doğması engelleniyor

Küresel sermayedeki değişimden bahsederken Türkiye"de son 10 yıldır yaşanan ekonomik değişimi de göz ardı etmemek lazım.

Ekonomi ile kültür arasındaki ilişkilerin seyri konusunda Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman"ın ilginç tesbitleri var.

Keyman mevcut sermaye sahiplerinin tarihsel sürecini anlatırken önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye"de terör belası ile akan kanın durması halinde Türkiye"de orta sınıfın çok farklı bir yapıda olacağını ve orta sınıfın Türkiye"nin siyaset ve ekonomisine yön vereceğini söylüyor.

Terörün bitmesiyle çok farklı bir orta sınıfın doğacağını söyleyen Prof Keyman"ın geleceğe yönelik düşüncelerine bakalım;

*

Halka yukarıdan bakan, onu aşağı gören bir seçkincilik anlayışı kaybetmeye mahkumdur.

AK Parti olması gerekenleri yaptığı için kazandı.

Yani AB süreciyle belli bir ilişkiye girdi, aktif dış politika izledi, ticarette farklılaşma yarattı.

Avrupa ve dünya ile ilgilenmeden Türkiye"yi yönetmek mümkün değil.

Bunun için CHP de biraz değişmek istiyor. Çünkü onun gördüğü dünya ile var olan dünya aynı değil.

Ekonomi alanında TÜSİAD kendini değiştiriyorsa, siyaset alanında da CHP kendisini dönüştürmek, halka açılmak istiyor.

*

Bundan sonra çok daha farklı bir seçkin anlayışıyla karşılaşacağız. Davranış tarzları TÜSİAD"ın ve devletin davranış tarzlarından farklı olacaktır.

Mesela bundan sonra Türkiye"de darbeler olmayacak, PKK"nın silahsızlanmasından sonra eğer barış kapısı aralanırsa bölgede müthiş bir Kürtler ve orta sınıf, barış ve para, barış ve iş, barış ve ekonomi gerçeği başlayacak.

Önümüzdeki 10 yılda bu yeni orta sınıfların Türkiye"nin demokratikleşmesi ve iyi yönetimine ne kadar katkı vereceğini göreceğiz.

*

Bu yeni orta sınıflar eskisi gibi iktidarın dışına itilmiş değil; tam tersine oldukça güçlendiler.

Artık orta ve küçük işletme sahipleri olarak düşünülmek ya da kendilerine yaklaşılmasını istemiyorlar.

Aksine, yerel, hatta ulusal boyutta dönüşüm sürecinin aktif aktörleri olmak; eşitlik; ekonomik güç paylaşımı; siyasi etki; güç ve önemsenmek ve merkezin aktörleri olmayı istiyorlar.

Bu istek ve manevralarını da, MUSİAD, TUSKON, SİADlar, girişimci dernekleri, konfederasyonlar, ticaret odaları vb benzeri kurumsal örgütlenmeler yoluyla yapıyorlar.

*

Türkiye -TÜSİAD da dahil olmak üzere- bir türlü kendi burjuvasını tam olarak üretemiyor. Fakat bir burjuvalılaşma sürecine gidiyor.

Mesela iş dünyamızın sanatla ilgisi değişmeye başladı.

Giderek New York"un bile ilgisini çekecek bir İstanbul oluşuyor.

İnsani kalkınma endeksi, kadın -erkek eşitliği, bölgeler arası dengesizlik, çevreyi koruma gibi göstergelere bakınca Türkiye"nin kültürel değişimiyle demokrasi performansı arasında bir boşluk var.

Anadolu"daki kentsel dönüşüme bakınca da ekonomik anlamda zengin ama kültürel anlamda zayıf olduğunu görüyoruz.

Türkiye"de aşırı bir AVM"leşme süreci var, çok güzel yollar, apartmanlar yapılıyor ama kültürel ekonomi gelişmiyor.

O nedenle de tam bir burjuvalaşma yok.

Ekonomik dönüşümü yapıyoruz ama kültürel dönüşümde Türkiye hala modernleşme sıkıntıları yaşıyor.

PKK terörü, Türkiye"nin sırtındaki kambur değil, ayaklarına geçirilen pranga.

Pazar hikayesi

Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı.

Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim.

Son soruda çakıldım kaldım.

Soru şöyleydi : ''Her gün okulu temizleyen hademe kadının adı nedir ?''

Kadını her gün görüyordum, uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı.

Son soruyu cevapsız bırakıp kağıdı teslim ettim.

Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu.

''Tabii, dahil'' dedi, Hocamız...

''İş yaşamınız boyunca bir sürü insanla karşılaşacaksınız.

Hepsi sizin ilginizi hak eden insanlar.

Onlara sadece gülümsemeniz ve ''Merhaba'' demeniz gerekse bile...''

Bu dersi hayatım boyunca unutmadım.

Hademenin adını da...

Dorothy idi.

Haftanın sözü Davos''tan

Eşitsizlik dünya toplumu için tehdit oluşturuyor. Genç nüfusta işsizliğin sürmesi halinde, küresel toplum sürdürülebilir olmaz. Dünya Ekonomik Forumu''nun başkanı Klaus Schwab

Bir çocuğa ''yalan söyleme'' demeyin.''Doğru söyle'' deyin. Birincisinde suçlamış, ikincisinde yol göstermiş olursunuz.
Victor Hugo
٪d سنوات قبل
Yeni orta sınıfın doğması engelleniyor
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…