|
Zengin ve yoksul

İkisi bir arada, şimdiki hazır kahveler gibi. Bir taraftan cüzdan dolarken, diğer taraftan vicdan boşalıyor.

İnsanoğlunun bir tarafı zenginken bir tarafı da yoksullaşıyor.

Küresel ekonomik sistemin küçültülmüş, cisimleştirilmiş canlı hali adeta insan denen düşünme becerisine sahip varlık.

"Düşünüyorum o halde varım" diyen filozoflar gibi.

İnsanoğlu hep düşünüyor.

İnsanlıktan uzaklaştıkça kendini daha çok düşünüyor.

İnsan olmaya doğru adım attıkça da başkalarını düşünmeye başlıyor.

Maddi refahı artan ve sınıf atlayan insanlar daha bencilce davranıyor, yalan, aldatma, diğerlerine yol vermeme gibi davranışları daha fazla sergiliyormuş.

"Üst sınıf" olarak tabir edilen maddi durumu iyi insanlar üzerinde yapılan araştırmalardan böyle bir sonuç çıkmış.

Zenginler, daha düşük sosyal sınıflara göre daha az fedakâr, diğerlerinin durumuna daha duyarsız oluyorlarmış.

"Üst sınıf" insanlar arasında yalan söylemek, aldatmak, başkalarına ait şeyleri almak, diğer sürücülerin yollarını kesmek, yayalara yol vermemek, ve etik olmayan davranışı onaylamak gibi davranışlar daha fazla görülüyormuş.

* * *

California Berkeley Üniversitesi psikologlarının gizlice insanların davranışlarını gözlemleyerek ve laboratuar çalışmaları sonucu elde ettiği verileri değerlendiren sosyal psikolog Paul Piff ve arkadaşları, kendi çıkarlarını öncelemenin "toplumun seçkinleri arasında daha temel bir gerekçe" olabileceğini ve daha fazla zalimliğe yol açtığını söylüyor. Bencilliğin "ortak kültürel bir norm" olabileceği de belirtiliyor.

Bilim adamları sosyal statü ve hırs arasında da güçlü bir bağlantı olduğunu, bunun zengin ve fakir arasındaki ekonomik uçurumu artırabileceğini de savunuyor.

* * *

Üst sınıfların daha az başkalarının sıkıntılarının bilincinde, diğer insanların duygularını anlamaktan yoksun ve düşük sosyal sınıflardaki bireylerden daha az fedakar olmaları bu yüzyıla ait davranış biçimleri değil.

İnsanlık tarihi kadar eski.

* * *

Yardımlaşmak, cömertlik, paylaşmak gibi hırs, bencillik, egoizm menfaatlere tapma duyguları genetik kodlarımızda var.

İlk insan ilk Peygamber Hz Adem''in (SAV) oğulları Habil ile Kabil''i hatırlayın.

Bu yüzden insanoğlunun yeri artı sonsuzdan eksi sonsuza kadar geniş.

Dini literatürde bu şöyle tarif ediliyor:

İnsan denen varlık, eşrefi mahlûkat olarak yeryüzünün en şerefli varlığı olabildiği gibi, esfel-i safilin dediğimiz yine yeryüzünün en sefil varlığı olabiliyor.

Böyle bir tanımlama yaparsak sıfır noktası da Araf olur herhalde.

Böyle geniş bir imkan çerçevesinde hayatını sürdürüyor insanoğlu.

İki mesafe arasında dolaşıyor. Gel-gitleri yaşıyor.

Zaman zaman iki taraf arasında hızlı bir geçiş yapıyor.

Bazen hayvani taraflar ağır basıyor, bazen insani yanımız.

Böyle olması da gayet normal.

İnsanı hiç günahsız olmaktan ayıran, onu meleklerden üstün kılan tarafı da burası.

Normal olmayan yani endişe verici olan, finale doğru eksi sonsuz tarafına doğru yol almak.

İnsan olarak kalabilmek.

Çünkü yolun sonunda iki tane final var.

* * *

Zenginleşme yolunda önümüze çıkan bu tehlikeler, fakirlik yolunda da döşenmiş.

Çok zenginlik, insanı nasıl hayvanlaştırıyorsa, çok fakirlikte hayvanlaştırıyor.

Mutluluk ve refah, insanoğlunun selameti orta yolda

* * *

Profesör Piff, sosyal çevrenin eylemlerin etkisine karşı tampon olduğunu, insanların davranışlarının sorumluluğundan para ve imkanları ile kurtulabileceğine inandığını da belirtiyor.

Zenginleştikçe insanlıktan uzaklaştığını anlıyor ama hatasını telafi etmek için hiçbir şey yapmıyor.

Kendi vicdanını da parayla susturmaya çalışıyor.

Susturabiliyor mu?

Günün sözü: Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit değildirler.

Konfüçyüs
12 yıl önce
Zengin ve yoksul
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’