|
Zenginle fakirin ortak hastalığı doyumsuzluk
Tüketimin kölesi olduğumuzdan beri çok tehlikeli bir bağımlılıkla karşı karşıyayız;
Yemekolizm.

Tedavisi alkol ve diğer madde bağımlılıklarından çok daha zormuş.

Çünkü
bağımlısı
olduğunuz diğer maddeleri bırakabilirsiniz.

Ama yiyecekten tümüyle vazgeçmek mümkün değil.

Günde en az
3 öğün yemek
yiyorsunuz.

***

Tıpkı bir madde bağımlısının kendisini iyi hissetmek için bağımlısı olduğu maddeyi kullanması gibi, bedeni ve kilosu ile barışık olmayan insan da beslenmek için değil, kendisini iyi hissetmek için yer.

Yemekolizm
, insan ruhunun hastalığıdır ve tek başına diyet ile sorun çözülemez” diyor Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy.

Yani ne yapayım, yemek yemeği çok seviyorum deyip geçmek yok.

Diyetlerle
önlenemeyecek kadar ciddi bir durum.

Yara bandı nasıl üstünü örttüğü yarayı iyileştirmezse, diyetlerde altta yatan acıları ve incinmeleri yok edemez.

Funda hoca konu hakkında şu uyarılarda bulunuyor:

Yemekolik kendini güçsüz hisseder. Yiyecek ondan güçlüdür.

Çünkü onu kontrol altına almıştır; çok yese de az yese de...

Yemekoliklik çok acı verici ve yüzeyden bakıldığında, insanın kendi kendini mahvettiği bir etkinliktir.

Yemekoliklik semptomu
çok hızlı gelişir ve insanı acı verecek kadar sarar.

***

Yemekoliklik
nedir?

Fiziksel bakımdan acıkmadan yemek,

Yiyecek karşısında kontrolü kaybetmek.

Zamanın çoğunu
yemek ve şişmanlık
hakkında düşünüp, kaygılanmakla geçirmek,

Vücudunuzla ilgili berbat şeyler hissetmek.

***

Yemekolizmden
nasıl kurtuluruz?

Funda hocanın tarifi de şöyle:

Bedenin hapsinden kurtulmak için
düşüncelerin hapsinden
kurtulmak gerekiyor.
Kilo sorunların bir sonucudur
, sorunların nedeni değil.

Yemekolizmi durdurmak için ilk adım gerçekten aç olup olmadığınızı kendinizi durdurup sordurmak.

Bu sorunun cevabı hayır ise
bir bardak su
içmektir.

Sorunun cevabı evet ise bekleyip ne kadar aç olduğunuzu değerlendirmektir.

Açlık krizlerini
değerlendirmek önemlidir.

Yemekolizm ile başa çıkmak için bir yemek günlüğü tutulmalı.

Ne zaman ve ne yenildiği ile beraber, yeme isteği sırasındaki duygu da yazılmalı.

Duyguların ve düşüncelerin
rahatça yazıya dökülebileceği bir zaman dilimi ayrılmalı.

***

Dünyada en uzun yaşam potansiyeli olan insanların yaşadığı Japonya’nın güneyinde yer alan
Okinawa Adası’nda
bir araştırma yapılmış.

Araştırma sonucunda fark edilmiş ki buradan göç eden ve modern yaşam dinamiklerine kendini kaptıran kişilerin ömründe kısalma olmuş.

Adanın sokaklarında dolaşıldığında görülmüş ki adanın daha sakin ve daha yavaş kendine has bir ritmi var.

Sakinleşmeye
çalışmalı ve ruhumuza bize yetişmesi için imkan tanımalıyız.

Teknolojinin hızına ayak uydurmaya çalışırken ruhlarımız geride kaldı.

Ruhsal hastalıkların artması bundan.

Sakinleştirici ilaç tüketiminin artması da bu yüzden

Kurtuluşu ya ilaçlarda arıyoruz, ya cep telefonlarında ya da
eğlencede, bonzaide, alkolde
.

Can sıkıntısından sürekli yemek yiyerek kurtulmak istememiz yüzünden de beden sağlımızı kaybettik.

Hayatı sindire sindire daha yavaş yaşamalıyız.

Bütün hazımsızlıklarımız acelecilikten.

***

Türkiye’de kadınlar erkeklerden iki kat daha obez.

Ve Avrupa ortalamasının çok üzerindeler.

Kadınların erkeklerden iki kat fazla obez oldukları ülkeler arasında ABD açık ara birinci.

Onu sırasıyla Güney Afrika, Meksika, Macaristan, Şili izliyor.

Geleceğin en önemli sektörü
sağlık ve gıda
olacak.

***

Aklın yolu birdir.

1877 senesinde Dr. Edward Dyun adlı doktor, Amerika’da ilk defa “
oruçla
” tedavi usulüne başlamış.
Bu tedavi, Dr. Dyun’a öyle tesir etmiştir ki, “
Oruç Tedavisiyle
” ilgili kitabında şunları söylüyor:

“Ben bütün ilaçların insan sağlığına tamamen faydasız olduğuna emin olduktan sonra, nihayet –oruçla- tedaviyi iyice denedim ve kesin olarak söyleyebilirim ki, bütün hastalıkları, insanın yaratılışına tam uygun fıtri bir tedavi usulü olan –oruç-la kolaylıkla tedavi etmek mümkündür.”

Bilim dünyası açıklamıştır ki, oruç tutan insan, bütün hayat enerjisini, hücrelerini yenilemek için harcar ve beyin, diğer bütün organların adına çalışarak kişiyi bilinçli ve zinde tutar.

İnsanın
geçici halsizliği ise, açlıktan değil
, vücudun kendini yenileme programındaki çalışma kampına alınmasından kaynaklanmaktadır.

***

Ne demiş
Kanuni Sultan Süleyman
; Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.

#Kanuni Sultan Süleyman
#Osmanlı
#Türkiye
7 yıl önce
Zenginle fakirin ortak hastalığı doyumsuzluk
Kuledibi"nde oturup Viyana"yı özlemek
Cami-cemevi projesi birleştirme değil ayrıştırmadır
Hafızasız bir gelecek...
İsyana çağrılan Alevilik
"Cemevleri terör yuvası"