|
Geliyorum diyen tehlike: Laiklik pompalanıyor, cemaatler bombalanıyor!
15 Temmuz sonrasında toplum olarak ilk kez
bütünleşme, kenetlenme, geleceğe birlikte yürüme ruhu
yakaladık.


Bu

çok değerli bir imkân

: Ürpertici bir şer'den gönendirici bir hayır halketti Allah Teala. Bunun kıymetini bilelim.



Ama çevirilen

tezgâhlara, algı operasyonlarına da dikkat

edelim!



HER HÂL VE ŞARTTA HAKİKAT!


Bu sütunun düzenli okuyucuları iyi bilirler: Her zaman hakikat'in izini sürdüm; kime yapılırsa yapılsın -vatan hainliği hâriç- haksızlıklara -ideolojik olarak bambaşka yerlerde olsak da- hep karşı çıktım.



Ergenekon operasyonunun esas itibariyle bir tezgâh olduğunu, dolmuşa bindirildiğimizi yazdım! Henüz suçları ispat edilmemiş kişilerin -hiç de hazzetmediğim katı Kemalistler olsalar bile- kirli PÇete'nin televizyonlarından

yargısız infaz edilmesine bir Müslüman olarak isyan ettim

.



O zaman

aforozu yedim; Ergenekoncu bile ilan edildim!


Bunları, Kemalist veya laik çevrelerin yazacaklarıma önyargısız bakmalarını hatırlatmak için yazıyorum burada.



15 TEMMUZ GECESİ, BU ÜLKENİN İNSANLARI, LAİKLİK İÇİN DEĞİL SON KALE DÜŞMESİN DİYE TANKLARIN ÖNÜNE YATTILAR!


15 Temmuz gecesi bu ülke büyük bir saldırıya uğradı. Ama bu ülkenin asil halkı, tankların önünde dimdik durarak,

tankların önüne yatarak bu saldırıya karşı destansı bir direniş

ortaya koydu ve saldırıyı püskürttü.



250 civarında şehit verdik; 2 binden fazla insanımız da yaralandı.



Bu insanlar,

tankların önüne niçin yattılar?

Bu ülkenin cehenneme dönüştürülmesine, mazlumların umudu Son Kale'nin düşürülmesine ve leş kargalarına yem edilmesine engel olmak için! Bunu, yaralanan yüzlerce insanın beyanatlarında net olarak görüyoruz.



Bu

ülkenin dindar insanları, tankların önüne yatarken

, tuzu kuru

laik kesimleri

-örneğin Bağdat Caddesi'nde-

darbe şakşakçılığı

yaptılar!



Şimdi de iki haftadır, neredeyse

bütün televizyon kanallarında emekli generaller

, ordudan atılmış militan askerler, darbeci-zihniyetli Kemalist tipler,

laiklik pompalıyorlar

ve bu arada da

bütün cemaatleri, tarikatleri bombalıyorlar!


Şöyle bir şeyi toplumun zihnine zerketmeye çalışıyorlar: “Laiklik, FETÖvârî bütün örgütlenmelerin yegâne sigortasıdır. Cemaat, tarikat mensuplarını devlete, bürokrasiye sokmamak lazım. Yoksa bunlar devleti ele geçiriyorlar!”



Bu,

15 Temmuz ruhunu rehin almak, yok etmek ve Kemalist bir dalgaya dönüştürmek

için planlı, programlı sahnelenen bir

algı operasyonudur

. Lütfen müteyakkız olalım!




BU ÜLKEDE DEVLET GASP EDİLDİ, LAİK BİR DEVLET DAYATILDI!


Önce şunu bileceksiniz:

Bu toplumun “devleti” olmadı

: Yaklaşık bir asırdır bu

topluma tepeden laik bir devlet

, laik bir hayat tarzı, laik bir dünya görüşü dayatıldı!



Devlet, laikler ve devşirmeler tarafından gasp edildi!

Önce

İslâm, bütün kurumlardan temizlendi

; ülkenin siyasî, entellektüel, kültürel, iktisadî, sosyal kurumları dışardan ithal edilen bir ideoloji olarak laikliğe göre tanımlandı. Bu toplumda bütün kurumlardan İslâm'ın izleri silindi!



“Devlet, kimsenin ibadetine, namazına karışıyor mu?” diyerek milleti ahmak sanan

veya alenen aldatan tipler var: Bunlar ya Şark kurnazı, din düşmanı kişiler ya da dinin hayatın her alanına müdahale eden bir dünya tasavvuru olduğunu bilmeyen câhil-cühelâ sığ tipler.



Burada mesele şu: Din'i laikliğe göre tanımlıyorlar! Laiklik denen sopa, din'e ne kadar izin ve yer verirse, din odur, orada durmak zorundadır, diye dayatıyorlar!



LAİKLİK, FRANSA'DAN İTHAL EDİLEN İNGİLİZLER TARAFINDAN DAYATILAN BİR SOPA, BİR TASMA'DIR!


Oysa şunu bileceksiniz:

Laiklik

, bize ait bir tecrübe değildir. Fransa'dan ithal edilmiş, İngilizler tarafından dayatılmış bir ideolojidir. Bir deli gömleğidir.

Toplumun İslâm'la ilişkisini bitirmeyi amaçlayan bir tasma, bir sopadır.


Ve yaklaşık bir asırlık süreçte de tasma ve sopa olarak kullanılmıştır.



Bütün darbeler, laiklik adına yapılmıştır!

Bu, laikliğin hem tasma hem de sopa olarak kullanıldığının en önemli kanıtıdır.



Laiklik bir tasmadır

; çünkü bu ülkenin şu ya ya bu şekilde İslâmîleşmesinden ötürü,

Türkiye'yi Batı'ya hep “laiklik elden gidiyor!” diye şikâyet ettiler

; hâlen de aynı şekilde hareket ediyorlar! Laikliğin tasma olduğunun en önemli göstergelerinden biri değil de nedir bu?



Yine İmam-Hatip okullarına karşı çıkılırken, toplumdaki dindarlaşma eğilimine, başörtüsüne karşı çıkılırken,

“laiklik elden gidiyor, Türkiye, irtica karanlığına sürükleniyor!” denildi

ve sürekli olarak Batı'ya bu şekilde şikâyet edildi!



Bu ülke hiç bir şeyden çekmedi, bu toplumun ruh köklerini kurutan, İslâm'ı irtica diye sunan laiklikten çektiği kadar!


Binlerce insan laiklik adına asıldı!



Onbinlerce insan laiklik adına hapislerde çürütüldü.



Rahmetli

Erbakan Hoca'nın kurduğu bütün partiler laiklik adına kapatıldı!


Örnekleri uzatmaya gerek yok!



ANAYASASINDA LAİKLİK OLAN İKİ ÜLKE VAR YALNIZCA: FRANSA VE TÜRKİYE!


Batı'da

Fransa'nın dışında hiç bir ülkenin anayasasında

“burası, laik... bir devlettir” diye bir madde yok.



Ayrıca bugün

laik Fransa'daki

orta dereceli

okulların tam üçte biri Katolik Kilisesi'nin

kontrolündedir.



Lenin'in komünist devrim Rusya'sının anayasasında da yok laiklik; Çin komünist anayasasında da!



Lenin'in 1918 yılında hazırladığı devrim anayasında “Deblet, din özgürlüğüne, din-karşıtı özgürlüğü de garanti eder,” diye yazar.



Bu konuda

parlak sosyal teorisyenlerimizden Mehmet Emin Köktaş Hoca'nın

kitaplarına bakılmalı!



“MÜSLÜMAN HALK DEVLETİ YÖNETMESİN” PROPAGANDASINA DİKKAT!


Millet, meydanlarda 15 Temmuz ruhu

için nöbet tutarken,

katı laik tipler ekranlarda

hem

laikliği pompalıyorlar

hem de

bütün cemaatleri, tarikatleri bombalıyorlar!


Millet zokayı yutmak üzere! İnanılmaz bir algı operasyonu çekiliyor: “

Cemaatleri, tarikatleri devlete yaklaştırmamak lazım” demeye başladı bazı İslâmî çevreler bile!


Böylelikle şunu demek istiyorlar:

“İslâmî duyarlıklı çevreler devlet yönetmesin. Millet, devleti 15 Temmuz ruhuna göre kurmaya kalkışmasın!”


O yüzden

bütün cemaatler, tarikatler karalanmaya, aşağılanmaya, birbirine düşürülmeye çalışılıyor!


15 TEMMUZ SALDIRISININ İKİNCİ AYAĞI BU!


15 Temmuz saldırısının ikinci ayağı bu diye düşünüyorum:

Laikliğin pompalanması, cemaatlerin ve tarikatlerin bombalanması! İslâmî duyarlıklı çevrelerin devleti yönetmesinin önüne set çekilmesi!


İşte geliyorum diyen felâket bu!



İlgilileri uyarıyorum...



Elbette bütünleşme, kenetlenme, kardeşlik havası bozulmasın ama Türkiye'deki etkili seküler çevrelerin cemaatleri, tarikatleri sürekli aşağılayarak, laikliği kutsayarak 15 Temmuz Ruhu'nun altını oymaya çalışmaları, bu birlik, kardeşlik havasının dinamitlenmesi aslında. Bu yakıcı gerçeği göremez ve gerekli önlemleri alamazsak 15 Temmuz ruhu, daha doğmadan öldürülecek...



Aman dikkat!




#15 Temmuz
#Laiklik
#Cemaatler
8 yıl önce
Geliyorum diyen tehlike: Laiklik pompalanıyor, cemaatler bombalanıyor!
Sen çalış, ben yiyeyim
Dostluk üzerine...
Yemek kültürü
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?