İnsanlığın diriltici bir soluğa ihtiyacı var...

Bu soluğu biz üfleyebiliriz yalnızca: Biz, yani yeniden

şuuruyla nefes alıp vererek toparlanabilecek Müslüman toplumlar.

Türkiye'nin, bu süreçte

çok ağır,

de bir hayli fazla.

Eğer

; insanlık, çıkmaz sokağın eşiğine yuvarlanır...

, tarih sahnesine çıktı; ilk yüzyılda bütün dünya coğrafyasını harakete geçirdi; yalnızca duran

, inanılmaz bir şekilde

: İslâm'ın tarih sahnesine çıkması, bütün kıtaların ve

yol açtı.

medeniyeti ve

medeniyeti yorgun düşmüştü.

kıtası,

gömülmüştü. Önce

gelecek, Afrika'da taze yemişler verecek bir

yeşerteceklerdi. Ama ardından

gelecek,

patlak verecek, her şeyi tarumâr edecek, Afrika'nın hem zenginliklerini yağmalayacak hem de tarihin tanık olduğu en büyük kültürel tecâvüze ve yıkıma imza atacaklardı.

Öyle ki,

, tarihin en barbarca cinayetlerine tanıklık eden

'yla Afrikalıları zincirlere burup Avrupa'ya ve Amerika kıtasına sürgün edeceklerdi. Avrupalıların sözümona “

”yla yaptıkları şey, kelimenin tam anlamıyla

. Bu cinayete

sadece.

Atlantik'in öte yakasında, “

, kendi dünyalarına kilitlenmişler ve Avrupalı haydutlar tarafından tarihten silinmişlerdi.

Avrupa'ya gelince... 5. Hıristiyan yüzyılından itibaren Batı Roma tarihe gömülüyor, Kilise-öncesi Avrupa, barbar istilâlarının kasıp kavurduğu kavimler göçüyle hallaç pamuğu gibi savruluyordu.

O doğum, hiç beklenmedik yerde, devâsâ bir çölde gerçekleşti ve 23 yıl gibi çok kısa bir zaman dilimi içinde

Böylelikle,

, insanlık tarihinin akışının şekillendirilmesinde tastamam bir

rolü oynadı.

Ayaklarımızı bastığımız yer, herhangi bir toprak parçası değil. Burası, 1400 yıl boyunca insanlığın yükünü omuzlarında hisseden, insanlığa adaletin ve hakkaniyetin, asaletin ve medeniyetin ne demek olduğunu öğreten

, kendine geldiği,

, tarihin yapıldığı yer, merkez üssü.

. Eğer derin nefes alarak “ayna”ya bakabilirsek, tarihi sil baştan önyargısız bir şekilde okuyabilir ve

dünyanın neden bize baktığını da görebileceğiz.

Batılılar da bize bakıyor, bütün mazlum Müslüman halklar da! Çünkü yalnızca Türkiye hem dize getirilemedi hem de dize getirilmeye direndi, direnmeye ve mazlum halklara umut vermeyi sürdürmeye kararlı olduğunu gösterdi:

, bunun en mükemmel örneği.

Son çeyrek asırda neredeyse

. Dahası daha da güçlendi, umut verdi.

dünya âleme açıkça ilan etti.

Balkanlardan Kafkaslara, Afrika'nın içlerinden Asya'nın en ücra köşelerine kadar bütün dünyaya “

” dedik.

Batılılar, bu çeyrek asır zarfında, Bosna'dan Ruanda'ya, Afganistan'dan Irak ve Suriye'ye kadar işgal üstüne işgallere, katliam üstüne katliamlara imza atarken biz Somali'de açlıktan ölmek üzere olan Somali halkına el uzattık, Somali'nin yarasını sardık bütün toplum olarak harekete geçerek seferber olduk.

Yine Suriye'de yaşanan katliamlardan Türkiye'ye sığınan Suriyeli mazlum kardeşlerimize kapılarımız açtık, bir

her şeyimizi paylaştık.

Sadece Somali ve Suriye'deki kardeşlerimize

Batılılar, daha henüz

yaşıyor olmamızın yol açtığı travmatik sorunlarla kıran kırana boğuştuğumuz zorlu bir zaman diliminde bile,

İçeride HDPKK'yı, DEAŞ'ı ve diğer sosyalist terör örgütlerini alabildiğine örgütleyerek

çalışıyorlar!

Dışarıda ise, yine terör örgütlerini kullanarak etrafımızı ateş çemberine çeviriyorlar!

Eğer Türkiye, Türkiye'ye dört bir taraftan küresel bir saldırının gerçekleştirildiği bir zaman diliminde, dikkatlerini dışarıya çevirebilir ve içeride

, sonra da insanlığın önünü açacak bir medeniyet yolculuğuna çıkılmasını sağlayacak

gerçekleştirebilirse, bu, orta ve uzun vadede bizim tarihin akışını şekillendirecek bir yolculuğa çıkmamıza imkân tanır.

Türkiye'ye küresel bir saldırının sözkonusu olduğu bir zaman diliminde,

, tam aksine Batılıların Türkiye'ye yaptığı saldırı üzerinde yoğunlaş/tır/malı, böylelikle daha muhkem şekilde

adım adım...

Şunu aslâ unutmayalım: Batılıların içeriden ve dışarıdan gerçekleştirdikleri saldırı ve tezgâhların birincil hedefi, Türkiye'yi sosyal kaosun, etnik ayrışmanın ve iç çatışmanın eşiğine sürüklemek. Bunun ikinci aşaması, iç-savaş ve Türkiye'nin parçalanmasıdır -Allah muhafaza!

Tam da dört bir taraftan Türkiye'nin kuşatıldığı bir zaman diliminde, dikkatlerimizi öncelikli olarak bu saldırıya ve kuşatmaya yöneltebilirsek, bunun için de

sağlayabilirsek, işte o zaman hem