|
Kaçak güreşmemenin ödülü

Türkiye, yapay gündemlerle kan kaybediyor. Son iki haftadır, ülke handiyse yalnızca "Merve Kavakçı / türban sorunu"na kilitlenmiş durumda. Medyanın ve elitlerin "Merve Kavakçı / türban sorunu" dolayısıyla takındıkları tavır, gerçekten ürkütücü. Medya etiği, dürüstlük, ahlak, hak-hukuk gibi kavramların pek bir anlam ifade etmediği bir kez daha gün ışığına çıktı.

Sorun, "Türban Sorunu" Mu?

Eğer sorun, salt türban sorunu olmuş olsaydı, çok kolay bir şekilde çözümlenebilirdi. Gerçekten bütün mesele salt "bir bez parçası" olarak görüldüğü öne sürülen türban sorunu olmuş olsaydı; Türkiye''nin gündeminin birinci maddesi haline gelmiş olmazdı. Merve Kavakçı''nın Meclis''e "türban"lı olarak girmesini görmezdiniz, olur biterdi her şey.

Sözümona "bir bez parçası" etrafında koparılan bu denli gürültü patırtı, demek ki, asla bir bez parçası için kopartılmıyor.

O halde sorun ne? Bu gürültü patırtı; bu ilkelce ve vahşice saldırılar, düzmece haberler, karalama kampanyaları ve hakaretler niye?

"Türban için" diyemezsiniz. Adama gülerler çünkü. Akli dengenizi yitirip yirimediğinizden kuşku dumaya başlar insanlar.

"Türban gericiliği simgeliyor; karanlık çağlara dönüşü temsil ediyor" da diyemezsiniz. Buna da gülerler.

Oysa soruna aklı selimle ve rasyonel bir şekilde baktığımızda sorunun salt bir bez parçasından ibaret olmadığı; elitlerimizin kaçak güreştikleri veya takiyye yaptıkları kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

"Türban"ın "Gösterdiği"

Soruna göstergebilimsel ve sosyolojik açıdan yaklaştığımızda karşımıza şöylesi bir tablonun çıktığını, akıl tutulması hastalığından müzdarip olmayan, hisleriyle değil aklı selimle hareket eden herkes kabul edecektir:

Gösterbilimsel açıdan türban bir "bez parçası", bir "gösterge"dir. Ama "gösterilen" değil. Türban''ın "gösterdiği", "temsil ettiği", gösterilen şeyse müslümanlık; müslümanlığın ürünü olan anlam haritalarımız, kök paradigmalarımızdır.

Soruna bir de sosyo-kültürel göstergeler ve bağlam açısından baktığımızda şöylesi ilginç bir tabloyla karşılaştığımızı görmekte zorlanmayız:

Kendi kültürel/toplumsal dinamiklerimizden, kodlarımızdan yola çıkarak kentleşmenin, yenileşmenin, çağdaşlaşmanın mümkün olabileceğinin açık bir göstergesidir "türban".

"Türban", kentsel bir fenomendir; kentleşmenin ürünü olan bir sürecin sonucudur. Kendi dinamiklerimizden yola çıkarak çağdaşlaşabileceğimizin, medenileşebileceğimizin bir ifadesidir. "Türban", kendi kültürel kodlarımız doğrultusunda birey olmanın, belli bir kimlik bilincinin, toplumsal ve hatta ekonomik bir statünün ve özgüvenin sembolüdür. Kırdan kente "göçüş"ten sonra kendi dinamiklerimiz doğrultusunda kentte icat edilen kentsel duyarlıkların, zevklerin ve beğenilerin toplumsal ve kültürel telaffuzudur.

Sözün özü, "türban", hem epistemolojik, fenomenolojik, kültürel ve toplumsal temelleri, karşılıkları olmayan, kişilik bozulmasına, çift kimlikliliğe, dolaysısıyla şizofreniye ve patolojik vakalara yol açan; bizim deneyimlerimizin, kollektif hafızamızın ve anlam haritalarımızın ürünü olmayan yabancı ve yabancılaştırıcı, tepeden inmeci, baskıcı yenileşme, çağdaşlaşma projelerine karşı "yerli bir başkaldırı"nın; hem de toplumda karşılığı olmayan şizofren kişilikler ve kimlikler üreten yabancılaştırıcı yenileşme projelerinin tutmadığının ve asla da tutamayacağının resmi ve telaffuzudur. "Çevre" olarak görülen toplumun, kendi anlam haritalarından yola çıkarak çağdaşlaşabileceğinin ve kaçınılmaz olarak bu sürecin ürünü olarak ortaya çıkan siyasi, ekonomik ve kültürel taleplerin ve hakların önemli bir ifadesi, sembolü ve göstergesidir. "Merkez"de topluma, toplumun dinamiklerine ve taleplerine rağmen iktidar aygıtlarına "keyiflerince" vaziyet etmeye çalışan bir avuç elitin zoraki ve hayali olarak ürettiği korkunun nedenleri burada gizlidir.

Görüldüğü gibi, sistem bir hegemonya, meşruiyet ve özgüven krizi yaşıyor. Elitlerimiz, takiyye yapmak, kaçak güreşmek yerine değişen toplumsal ve kültürel gerçeklikleri gözönünde bulundurarak yeni bir toplumsal/kültürel meşruiyet arayışı içinde girmedikleri sürece sorunlarımızı bastırmaktan, ertelemekten ve dolayısıyla gözardı ederek azmanlaştırmaktan ve içinden çıkılmaz hale getirmekten başka bir şey yapamayacaklarını artık kabul etmek zorundadırlar. Aksi takdirde, ülkemizin üzerine çöken karabasandan, zoraki olarak sürüklendiğimiz anafordan ve kaostan kurtulabilmemiz hayaldir. Türkiye, toplumumuzun kimliğini, kollektif hafızasını, anlam haritalarını ve anlamlandırma pratiklerini yoksayarak geleceğe güvenle bakamaz. O nedenle gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmanın bizim toplum olarak enerjimizi, birikimimizi ve dinamizmimizi tükettiğini görmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Tirajımız yüzde 100 arttı

Başörtüsü sorunu konusunda, elitlerimiz gibi kaçak güreşmek veya takiyye yapmak yerine gerçeklerle yüzleşme, gerçekleri olduğu gibi yansıtma yönünde gösterdiğimiz duyarlılık okuyucularımız tarafından takdirle karşılandı. Başörtüsü sorununu ajite etmeden ama gerçek boyutlarıyla sunmak için ortaya koyduğumuz çaba; attığımız manşetler ve yayınladığımız haberler tirajımızda bir patlamanın yaşanmasına yol açtı. Son altı ayı veri alarak söylemem gerkirse, bu süre içerisinde tirajımız yüzde 100 artış gösterdi ve net olarak 40 bine dayandı. Basınızmızın, ülkedeki yoğun gündeme rağmen tiraj kaybettiği bir zaman diliminde bizim promosyonsuz bir tiraj patlaması yapmamamızın anlamlı olduğuna dikkat çekmek isterim. Çeşitli yapısal sorunlarımıza rağmen Yeni Şafak''ın bu denli anlamlı bir tiraj patlaması gerçekleştirmesinde önemli katkıları olan Genel Yayın Koordinatörümüz Mehmet Ocaktan, Ankara Temsilcimiz Mustafa Karaalioğlu, Yazı İşleri Müdürümüz Yusuf Ziya Cömert, Haber Müdürümüz Ali Akel, Yazı İşleri Editörümüz İdris Özyol ve tüm diğer Yeni Şafak ekibine burada teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

Kaçak güreşmeksizin Türkiye''nin sorunlarını gerçek boyutlarıyla yansıtmaya önümüzdeki günlerde de daha bir heyecan ve coşkuyla devam edeceğiz.Yaz sezonu için yeni projelerimiz var. Bunları zamanla açıklayacağım. Hepinize huzur ve barış dolu bir hafta diliyorum.


٪d سنوات قبل
Kaçak güreşmemenin ödülü
Muharrem, olanlar ve olmayanlar
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak