Ramazan, İslâm medeniyetinin, aynı ânda hem özünü ve şuurunu, hem de söz'ünü ve şiirini sunar bize.
İslâm medeniyeti, tek şuur ve şiir medeniyetidir: Çünkü İslâm, İlâhî Söz'e ve Nebevî Şuur'a dayanan tek dindir:
, İlâhî Söz'ün ve Nebevî Şuur'un bütün koordinatlarını insanın önüne ve şuuruna açan çok katmanlı, herkese açık ve herkese kucak açan medeniyettir.
: Diğer
, insanı ya sadece kendi içine kapadıkları ya da sadece kendi dışına hâkim olmaya kışkırttıkları, ya fizik gerçekliği ya da fizikötesi gerçekliği kutsayarak diğerini yoksaydıkları için,
Medeniyet, ancak bütün varlıklara açılabilen, bütün varlıkları ihata edebilen, bütün varlıklar arasında dinamik iletişim sistemi, kanalları, koridorları inşa edebilen kozmolojik bir şuur hâli'dir. Eğer bir insanlık tecrübesi, aynı ânda hem Yaratıcı'yı, hem Kâinât'ı, hem de İnsan'ı hayatının çekim alanına alabiliyorsa, medeniyet olabilir ancak.
Adına sivilizasyon tecrübeleri dediğimiz pagan tecrübeler, insanı, varlığı ve hakîkati sadece fizik dünyaya kapattıkları,
oluşan
sonuç sadece kaos ve katastrof olagelmiştir.
Pagan uygarlık ya da sivilizasyon'un motto'su şudur:
. Başka dinlerle, kültürlerle, medeniyetlerle şiddete dayalı ilişkiler kurulması, hiç birine neyse o olarak yaşama hakkının tanınmaması.
Antik Yunan'dan Roma'ya, Avrupa'dan Amerika tecrübesine kadar yaşanan pagan uygarlık tecrübelerinin ürettikleri bütün medeniyetlerin kökünü kazıyan
, bunun apaşikâr bir göstergesidir.
Hinduizm, Budizm, Taoizm, Kaonfüçyanizm, Şintoizm gibi
motto'su:
Kadîm medeniyetler, insanı sadece kendi iç dünyasına kapatarak kozmos'u bulmaya, tecrübe etmeye yönelttikleri ve dış dünyayı ihmal ettikleri için, donmaktan, antropolojik, ölü kültürlere dönüşmekten, dolayısıyla
Tarihte
ise,
:
: Fizik ile fizik ötesi gerçeklik birbirini bütünler, vareder.
İslâm, bir yandan büyük varlık zincirini eksene aldığı, öte yandan da, büyük varlık zincirini oluşturan “fâil”ler arasındaki iletişimi, irtibatı ve ilişkiyi her zaman muhkem bir şekilde tesis eden bir
sunduğu için, kaosun hayatı, bütün varlıkları ve bütün inanç ve düşünce sistemlerini önce kontrol altına almasını, sonra da yok etmesini önleyecek
icat etmeyi başarmıştır.
, büyük varlık zincirinin hem korunduğu, hem de hiyerarşik yapısının hayata ve bütün varlıklara hakkıyla çeki düzen verdiği kozmolojik bir şuurun ve tasavvurun adıdır. İşte bu kozmolojik tasavvura sadece İslâm sahiptir.
Kozmolojik şuura ve tasavvura dayalı bir medeniyet idrakinin
vardır: Kâinât ve İnsan, hem Yaratıcı'nın eseridir; hem de Kâinât da, İnsan da, kendi eserlerini her dâim bu kozmolojik şuuru ve tasavvuru harekete ve hayata geçirecek şekilde üretebilme kabiliyetine sahiptir.
; Yaratıcı'yı tanımayan insan, her şeyi yıkar, yok eder.
Yaratıcı, Kâinât ve İnsan arasında kozmolojik şuur ve tasavvur ekseninde kurulan bu münbit ilişki, İlâhî Söz'ü ve Şuur'u her dâim iliklerine kadar hisseder. İşte şiir, bundan sonra devreye girer: İlâhî Söz, hayatta ve insanda İlâhî Şuur'un tesisine imkân tanır. İnsan'ın
olabilir.
İşte şiir, tıpkı
şiiri gibi, tıpkı
şiiri gibi, tıpkı
şiiri gibi, tıpkı
şiiri gibi, tıpkı
şiiri gibi, tıpkı
şiiri gibi, has şiir, hakîkî şiir, çağları bir şimşek gibi delip geçen şiir, gönüllerde taht kuran
,
Şiirin sadece bir sanat biçimi olarak değil, aynı zamanda, bir varoluş ve hayat idraki olarak varolduğu mevsim, Ramazan medeniyeti mevsimidir ancak.
Ramazan medeniyeti, vicdanın ve vecdin en yüksek düzlemlerde tezahür ve tecellî ettiği,
Ramazan medeniyeti, şiarın şuura, şuurun şiire dönüştüğü varoluş, varediş ve varkılış tecrübelerini aynı ânda yaşadığımız; barışı, huzuru, keşfi, fethi, dayanışmayı, kardeşliği ve eşyanın bütün hâllerini tecrübe edebildiğimiz bir
.
İşte şiir budur:
: Kozmik dans'ın, semanın zirvesi...