Batı uygarlığı,
Bugün,
'nun yapıtaşlarını deşifre eden daha önce yayımlanan bir yazımı, gözden geçirerek yeniden paylaşmak istiyorum sizlerle. Özellikle
'ni takip eden okuyucuların bu yazıyı dikkatle okumalarında yarar var.
Ümmet fikri konusunda da tastamam
malul Türk entelijansiyası.
“
”, “her şeyin anası” demektir:
Ümmet bilinci, kişinin, bütün dünyevî yüklerden arınmasını ve sadece hakikatin izini sürmesini mümkün kılan bir
Kişi, ümmet bilincine sahip olduktan sonradır ki,
sahibi olabilir ve meselesinin hayata geçirilmesi için gerekli
donanabilir. Mesuliyet, kişinin
sorma kabiliyetlerini geliştirir.
Kişinin, sual sorabilmesi için mesuliyet sahibi olması, mesuliyet sahibi olabilmesi için de bir meselesi olması gerekir.
Meselesi olmayan insanlar, mesuliyet sahibi olamazlar. Mesuliyet sahibi olmayan insanlarsa, sual sormasını bilemezler.
Rubûbiyet fikrine, ancak
ve tatbikine sahip olmakla ulaşılabilir. Ubûdiyet fikrinin gerçeğe dönüşebilmesi ise, ancak
sahip olmakla mümkün olabilir.
Özetle... Meselemiz rubûbiyet fikrini, mesuliyetimiz ubudiyet fiilini, sualimiz ise hilâfet mükellefiyetini ve hâl'ini hayata geçirmektir.
Rubûbiyet fikri, “
” sorusuyla; ubûdiyet fiili, “
” sorusuyla; “hilâfet” hâl'i de, “
” sorusuyla hayata geçirilebilir.
Rubûbiyet fikri, kişinin hakikat yolculuğuna çıkmasını mümkün kılan muhkem bir
hâlidir. Ribat, kişinin Rab'biyle (cc) “doğrudan” bağ kurmasıdır.
Ribat, kişinin yönünü Rabbine çevirmesinin, Rabbinden başka her şeyden yüz çevirmesinin yollarını sonuna kadar açar...
Rab'le kurulan bağ, “
. Böylelikle
Ribat, kişinin hakikat çağrı'sıyla buluşmasının yol haritasını sunar kişiye. Yolculuk, ribatla başlar böylelikle...
. Bunun yolu, kişinin hakikatle bihakkın ve doğrudan
geçmesinden geçer.
Kişinin hakikatle irtibata geçebilmesi,
mümkün olabilir.
Ubûdiyet mesuliyetini yerine getirmesi, kişinin, hakikatle kurduğu bağ'ı,
dönüştürebilmesinin sütunlarını dikmesine imkân tanır.
Hakikatin, hayat bulması, hayat olması, kişinin hilâfet yükümlülüğünü yerine getirmesiyle kemâle erebilir.
ve kişinin hakikatle kurduğu irtibatı çağlayana dönüştürmesinin yollarını döşer...
Rubûbiyet ribatı, kişinin Hakk'a teslim olmasını, mâsivadan kurtulmasını ve Hakk'ın çağrısına pürdikkat kulak kesilmesini sağlar (islâm süreci).
Ubûdiyet irtibatı, kişinin hakikat'le arınmasını, bütün putları yıkmasını ve Hakk'ın çağrı'sının hakikat çağ'ını kurmasını mümkün kılar (iman süreci).
Hilâfet râbıtası ise, “kişi”nin mâverâya ulaşmasına, hakikat sarayını kurmasına ve çağrı'nın çağlayan'a dönüşmesine imkân tanır (ihsan süreci).
Kişi bu kemâl mertebelerini katettikçe, hakikat merdivenlerini tırmandıkça, hakkıyla kul olma (her şeyden özgürleşme) ve ümmet olma (her şeyin anası katına yükselme, arınma, kendi olma ve kendini bulma) yolculuğunda gözle görülür bir mesafe elde eder...
Müslümanlar, kitabımızda, işte bu nedenle “
” olarak tarif edilir. “Ümmeten vasatan”, “vasat ümmet” demek değildir, “
” demektir.
, melekût âleminin hakikat, adalet, hakkaniyet ışıklarıyla insanlığı ve varlığı aydınlatan, rahmet, bereket ve hayat kaynağı
demektir.
O yüzden,
Bil ki, ey insan! Rubûbiyet ribatını, ubûdiyet irtibatına ve hilâfet râbıtasına dönüştürme yolculuğuna soyunabildiğin (her) zaman, hakikat medeniyetinin güneşi yeniden doğacak, bütün varlığa hayat sunacak ve rûh üfleyecektir her dem yeni, her dem tâze bir nefesle ve hakikat şarkısını besteleyen ve herkesi sarıp sarmalayan derûnî bir sesle...
O hâlde, ey insan!
Rubûbiyet ribatının çağrısına pür dikkat kulak kesilmen mümkün olabilsin!
ubûdiyet irtibatının sütunlarını dikeceği hakikat sarayına doğru yol alabilmen imkân dâhiline girebilsin!
hakikat medeniyetinin güneşinin şafağı hakikat sarayının gökkubbesinin üzerinde çakabilsin!
