|
Devlet ne yaptı şimdi?
Ben, 'sivil' taraftayım. İnsanların 'devlet gibi' konuşmasına intibak edemedim. Galiba, terbiyem gereği, hiç bir zaman 'devlet tarafı'na geçmeyeceğim.

Mamafih, 'ya devlet başa, ya kuzgun leşe' lafını severim.

Nehcül Belağa'da mı okumuştum, yoksa tercümesini benim yaptığım 'Çağdaş İslami Siyasi Düşünce' (Hamid İnayet, en son Hece'den çıktı) kitabında mı görmüştüm. Hazret-i Ali'nin, yakın dostlarından birini, 'küpün iyisi, suyu tutandır' diye tembihledikten sonra, kamu düzeni açısından mükemmel olmasa da, bir 'Emir'in, yani yöneticinin bulunmasını faydalı gördüğünü hatırlıyorum. İki kitap da yanımda değil, internet ise, inmez bilginin derinine, bulunca kitaptan harfi harfine aktarırım inşallah.

Yani, devlet lüzumludur.

Hele, adaletli bir devlet, her şeyden daha çok lüzumludur.

'Kötücül' bir devlet vardı 90'lı yıllarda. JİTEM, PKK kılığında köy basıyor, adam öldürüyordu. PKK da tersini yapıyordu, asker kılığında köy basıp Kürt öldürüyordu.

Adapazarı-İzmit-Sapanca, neyi çağrıştırır?

Şeytan Üçgeni'ni.

'Şeytan Üçgeni'nin aslı Atlantik'tedir. (Bermuda-Florida-Porto Riko.) Çok gemi batarmış, çok uçak düşermiş orada.

Bizim 'Şeytan Üçgeni'nde ne oluyordu?

Kürt işadamları infaz ediliyordu.

Bu pis devlet karakteri, AK Parti iktidarında izale edildi.

İyi de oldu.

İyi oldu da, acaba o günlerde, 'vesayet'le, 'kötücül devlet'le mücadele edilirken, bir 'vakum' mu oluştu?

'Kötücül Devlet'in yerine, başka bir kötücül devlet gelecekti normal şartlarda. Gördük onu, hukuku da, adaleti de, bürokrasiyi de iğfal eden bir 'paralel aygıt.'

Hem dahili, hem harici 'bedhah.'

(Bed: Kötü. Hah: İstemek. Bedhah: Kötülük isteyen.)

'Habis devlet'in yerine, bir 'iyi huylu devlet' ikame edilemedi mi acaba?

Ben, ikide bir böyle hislere kapılıyorum.

Endişelerim, bazen azalıyor, bazen çoğalıyor.

Suruç'taki patlamalar, ardından PKK'nın cinayetleri...

Düşünsenize, 'polis abi'ler, terör olsun, ortalık karışsın diye şehrin plaka tanıma sistemini bozuyor.

'N'oluyoruz? Yok mu kimse?' diyorsun ister istemez.

Muşlu bir arkadaşım, memlekete gidip geldikten sonra, dedi ki 'İnsan, şöyle veya böyle, devletin elini hissetmek istiyor.'

'Saldım çayıra, Mevlam kayıra' mıdır felsefemiz?

O kadar da değil.

Evet, çok tedbirli, 'derin' bir 'iyi huylu devlet' aygıtımız yok.

Paralel örgüt, bir 'şizofreni'ye sebep oldu devlet aygıtında. (Şizofreni: Kişilik çatlaması veya akıl çatlaması.)

Devlet, derin değil ama, hiç olmazsa 'iyi niyetli.'

Bu 'kazanç' hanesine yazılabilir.

'Kazanç' hanesine yazılacak bir şey daha var.

Dört dörtlük değilse de, eldeki 'iyi niyetli' yapı, 'iyi sonuçlar' üretmek için uğraşıyor.

Ülkemiz güzel. İşin içine siyaseti sokmadan, coğrafyaya ve tabiata bakarak söylersek, dağlar, ovalar, gökyüzü, 'üç tarafımız'daki denizler, harika!

Ama, bir tarafta İran, bir tarafta Suriye, bir tarafta Irak, bir tarafta İsrail. Aşağı bakıyorsun Rusya. (Eski harita.) Bakmıyorsun Ermenistan.

Şu IŞİD, şu PKK...

Amerika zaten her eve lazım!

Buralarda iş yapmak zor.

Şu anda, eksik malzemeyle, 'kem alat'* ile, yapılan şudur.

Elimizde bir Suriye var. Suriye'de işler bizim hesap ettiğimiz gibi gitmedi. Esat kan döküyor, Batı umursamıyor. Yine de bir şey yapmamız lazım.

Bir de PYD çıktı. Kobani meselesi var. Güneyimizde PKK kantonları oluşuyor.

Sonra IŞİD. En çok biz rahatsızız ama, dünyada IŞİD'e müsamaha gösteriyormuşuz gibi bir algı, aldı başını gidiyor.

PKK ikide bir racon kesiyor. Çözüm sürecinde rahat durmadı. Devletin 'çatışmasızlık' niyetini suistimal etti.

Seçim yeni bitti. Pratikte değilse bile teoride bir idari boşluk var.

E şimdi hiç bir şey yapmayacak mı devlet?

Yapacak. Yaptı.

IŞİD koalisyonuna dahil oldu. İncirlik'i açtı. 'IŞİD'e müsamahakar devlet' algısını yıktı.

Güneyde kendi hareket alanını genişletti, 'dost unsurlar'a erişimde bir kolaylık sağladı.

Kendi alanını genişletirken PYD'nin alanını daralttı.

PKK'ya da, 'Biz devletiz, buradayız' mesajı verdi.

Bu yapılanlar, bir önceki görece belirsiz 'statü'yü en az bir basamak yukarı çıkarttı.

Devamı nasıl gelir? IŞİD ne yapar? PKK ne yapar? Bunları şimdi bilemeyiz.

Fakat, son durumun, Selahattin Demirtaş'ın üstündeki yaldızları biraz döktüğünü bilebiliriz.

-------------

*(Kem: Kötü, eksik. Alat: Aletin çoğulu. Meşhur söz: Kem alat ile kemalat olmaz. Yani eksik veya kötü aletle, mükemmel işler yapılmaz.)
#IŞİD
#PKK
#PYD
9 yıl önce
Devlet ne yaptı şimdi?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset