|
Reisicumhur sussun mu?
Oldukça kaba bir soru. Böyle bir sorunun sorulması için, birilerinin
'Erdoğan sussun'
dediğini varsaymak gerekir. Halbuki, bildiğim kadarıyla yok böyle diyen.

Fakat, bir meselenin fark edilmesi ve doğru anlaşılması için, soruların, çarpıcı bir şekilde sorulmasında fayda var.

AK Parti çevrelerinde hala en güncel ve en yaygın mevzu,
'seçimi niye kaybettik'
mevzuu.

Bunun cevapları, malumunuz, muhtelif ve namütenahi.

Hepimiz maşallah puan uzmanıyız. Mübarek Ramazan'da bunlar kaç kere hatmedildi.

'Emeklilere biraz ikramiye verseydik 5 puan alırdık.'

'Yanlış adaylar yüzünden 5 puan kaybettik.'

En çarpıcı örnek de, Bingöl'de 1. sıradan aday gösterilen Şebnem Kocakelçi.

“Yahu, Bingöl'de erkekler bile başörtülü. O kadın 1. sıraya konulur mu?"

Doğru be!

Fakat, AK Parti'ye en iyi oyu Bingöl verdi. Bir tek orada, AK Parti 2'ye 1 HDP'ye galip geldi. Şebnem Hanım da kazandı.

Bana göre de listelerde çok sorun vardı. Fakat ben, listelerin dört dörtlük olduğu seçim hiç hatırlamıyorum.

Dört dörtlükten vazgeçtim, dört üçlük olduğu seçim de hatırlamıyorum.

'İstanbul'da Kürt aday gösterseydik 1 puan alırdık.'

Gösterdik ya Mehmet Metiner.

'Yok, o değil, başka Kürt aday gösterseydik.'

'Cumhurbaşkanı
'Kürt sorunu yok'
demeseydi 5 puan alırdık.'

'Yolsuzluklardan en az 5 puan kaybettik.'

Çokmuş.

Buraya kadar, bir fasıldı.

İkinci fasıl,
'koalisyonu kiminle yapalım'
sualiyle ilgili.

CHP'yle yapalım. Hem çözüm süreci hem gerilimin düşmesi için, Batı'yla ilişkiler için iyi olur. Belki anayasa da yaparız.

Kulağa hoş geliyor. Ama ya CHP maraza çıkarır bizi de aşağı çekerse?

Bunu ölçemeyiz.

Kiminle koalisyon yaparsak bitmeyiz?

MHP'yle yaparsak bitmeyiz.

Nereden biliyorsun? Ya MHP'yle koalisyon yapınca bitersek?

En iyisi, erken seçim ve tek başına iktidar.

Bu da kulağa hoş geliyor. (Bana da en çok bu fikir doğru görünüyor.)

Ama ne kadar kolay öyle,
tek başına iktidar.

Ismarlıyorsun, terzi dikiyor, iktidar cuk oturuyor.

Ya millet derse,
'ulan seçim, seçim, seçim, bıktım sizden?'

Saramago
'nun romanındaki gibi boşverirse seçimi. (Bu arada, bitirdim o romanı da.
'Görmek.'
Kötü bitiyor. Romancı, sanki mecbur kalmış, iki kahramanını öldürüp zorla bitirmiş romanı.)

Her birimiz, büyük bir vukufla, seçmenin karnındaymışız gibi, sandığın içindeki cinmişiz gibi, şöyle olur, böyle olur diye, yüzdelerle, gramajlarla, kesinlik ifade eden 'zarf'lar kullanarak konuşuyoruz tamam da, hiç mi akıllanmadık?

Seçimden önce de böyle güzel güzel konuşuyorduk, hiçbirimizin dediği çıkmadı.

'Ben biliyordum ama demiyordum.'

Deseydin.

Deseydin belki lafın bir işe yarardı. Şimdi, üfürük kadar bile değeri yok.

Erken seçim oldu diyelim, biz, milletin huzuruna nasıl çıkacağız? Aynı Haziran'da çıktığımız kılık kıyafetle mi? Yoksa üstümüzü başımızı biraz düzeltecek miyiz?

Bizim üstümüz başımız düzgün ki zaten.

Öyle dedin mi, millet biraz daha düzeltir senin üstünü başını. Boyunun ölçüsünü de alır, gönderir seni.

(Temel, her gün sinemaya gidiyormuş. Her gün aynı filme.

Biletçi tanımış onu.
'Niye her gün geliyorsun?'

'Yahu'
demiş,
'filme ilk geldim, sari kafali uşağu vurdiler.'

'Her gün geli-pakayirum, belki akullanur, bu sefer kurtarur.' )

Sen bir şeyi değiştirmezsen, seçim de değiştirmez.

Tamam, biraz değiştiririz. Cumhurbaşkanımız, bu sefer kampanya yapmaz, olur biter.

Yani konuşmasın. (İşte çıktı, 'konuşmasın' diyen.)

Yukarıdan aşağı,
'recmen bi'l gayb'
diyalogları yazdım durdum.

Şimdi bir tahminde de ben bulunayım.

Cumhurbaşkanı, muhtemel bir erken seçimi uzaktan seyretmekle yetinirse...

Bir aidiyet, bir yakınlık göstermezse...

Susarsa...

Sonuç hiç iyi olmaz.

E ne olacak?

Ardarda mitinglerle değilse de, makul vesilelerle... Konuşsun.

Cumhur'un reisi gibi.
'Herkesin cumhurbaşkanı'
gibi.

Bizim millet, O'nun sesine itimat eder. Orada olduğunu, milleti, memleketi çar çur ettirmeyeceğini hissettirsin.

Bir
'ukde'
var. Kendi insanına karşı bile, kalbinin ve lisanının akışındaki suhuleti bozan bir düğüm. O düğümü çözsün. Veya İskender gibi kessin.

Bunu o yapabilir. Başkası yapamaz. Başkası ona yaptıramaz.

Davutoğlu'yla, kardeş gibi konuşsun, onu kardeşini dinler gibi dinlesin.

Böyle şeyler olsun. Devamlı, devamlı olsun.

Böyle şeyler olursa kaç puan alırız?

Saçma!

Böyle şeyler olunca, hiç puan almasak da olur.
#AK Parti
#MHP
#CHP
9 years ago
Reisicumhur sussun mu?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı