|
Faiz lobisi; üç adımda dünyanın en zenginleri arasına girme rehberi

Zaman zaman gündeme gelir faiz lobisi. Ne yaparlar, taktikleri nelerdir, neyi beğenmez, neyi talep ederler ve en önemlisi kimdir bunlar.

Tamamen somut olaylarla kronolojik olarak yaşanmış, gerçek bir olay ile ortaya konmadıkça bazı şeyler havada kalıyor. Dolayısıyla artık daha somut, gerçek olaylarla konuşma zamanı.

Ancak başta söyleyelim unutulmaması gereken bu tarz şeylerin sadece geçmişte ve bu ülkeye has olduğudur.

Bu üç adımdan bahsetmeden önce bazı şartların da olması gerektiğinin altını çizelim.

Faiz lobisinin olmazsa olmazı zayıf bir iktidarın devletin başında olmasıdır. Bu koalisyon olabilir, bazı elitlerin iktidarı olabilir fark etmez. Ola ki güçlü bir iktidar tehlikesine karşın hazırda bekleyen ve sürekli yardıma çağrılan bildik kurumların da varlığı dinamik güçler olarak çok önemlidir.

Birinci adım.

Borsa oyunları; bankacı, spekülatör, ekonomiden sorumlu bakan, basın imparatoru toplanır ve halkın elinden hisse senetlerinin nasıl alınacağı ve dört beş misline çıktıktan sonra nasıl onlara tekrar satılacağına dair senaryo hazırlanır ve gerekli kişiler organize edilir. Borsa, ekonominin en ümitsiz olduğu dönemde endeks üç binlerin altında iken hisseler insanların elinden yok pahasına alınır ve ardından yirmi bin endekste tekrar halka geri satılır.

Beş ay kadar süren bu operasyon başarı ile tamamlanır.

İkinci adım;

Borsada halkın cebinden çalınan milyarlarla yetinmeyenler gözünü devletin kasasına Merkez Bankası"na dikerler. Harika! Bir siyasi bir kriz oluşturulur, bunun bir devlet krizi olduğu basının önünde başbakan tarafından da resmen açıklanır ve sabit kurdan sekiz milyar dolar bir başka deyişle Merkez Bankası"ndaki paranın üçte biri yedi bankaya, arkasından da diğer hissedarlara pay edilir. Ardından devalüasyon yapılır.

Borsada vurgun yapılmış

Krizde Merkez Bankası soyulmuş, sıra krizden sonraki operasyona gelmiştir.

Üçüncü aşama;

Yalnız bu son aşamanın diğerlerinden bir farkı var. Artık kolektif hareket yapılacak bir alan kalmadığı için veya belki de gerek kalmadığı için herkes bireysel olarak kendi hisselerinde veya başka şirketlerin patronları ile işbirliği yaparak halka ve yatırımcıya son darbeyi vururlar.

Altın vuruştan bir örnek;

Son krizle beraber borsa düşmüş ve ortam tekrar istenen hale gelmiştir. Borsa yorgunu, kriz yorgunu vatandaşa son darbenin vurulması gerekir.

Sahip olunan bankanın ve şirketlerin nominal değerin altına inmiş, indirilmiş hisse değerleri, bedelli sermaye artışına gidilerek halkın, ortakların, sermaye artışına katılmaması sağlanır. Böylece ellerindeki ortaklık oranı düşürülür. Halkın elinden yok pahasına alınan hisseler tekrar yükseltilerek bir süre sonra ekonominin iyi olduğu bir dönemde başta yabancılar olmak üzere blok olarak satılır.

Gördüğünüz gibi istihdam, vergi, üretim gibi dertlerle uğraşmadan birkaç yıl içinde sadece para hareketleri ile bırakın Türkiye"yi, dünyanın en zengin insanları arasına girilebiliyor.

Sonuç;

Faiz lobisi bu ülkenin gündeminden kolay kolay düşmez görünüyor. Burada var da dünyanın başka ülkelerinde bu lobi yok mu diyorsanız? Cevap, elbette var. Ama aradaki fark, onlar para için fırsatçılık yapıyor ama devletin bekası ile oynamıyorlar. Bu durumun son bulması geçmişte yaşanan bazı olayların açığa kavuşmasından geçiyor. Bunu sağlaması gereken de elbette konu ile ilgili kurumlardır.

11 yıl önce
Faiz lobisi; üç adımda dünyanın en zenginleri arasına girme rehberi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı