Yerel seçimler biteli nerede ise iki hafta olacak ama Ankara seçim sonuçları tartışması ve Mansur Yavaş"ın mücadelesi bir kısım! medyanın da desteği ile bitmedi gitti. İlçe, İl, Yüksek Seçim Kurulu bütün itiraz noktalarını kullandı. YSK son kararı vermesine ve bu kararın kesin olmasına rağmen, anlaşılan konu ilk defa Anayasa Mahkemesine ve belki de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınacak. Açıkçası siyasi tarihimiz açısından ilginç bir deneyim yaşayacağız anlaşılan.
Mansur Yavaş"ın hikâyesi kolay bir hikâye değil. Milliyetçi kanattan sol bir partiye geçip, parti içinde en ufak bir desteği, tabanı olmamasına rağmen yer edinmek zor bir iş. Dolayısıyla, Yavaş adeta bir var olma mücadelesi sürdürüyor. Kaldı ki zaten başka da şansı yok.
İlk denemesinde MHP adayı iken ciddi bir oy oranı yakalamış, ancak Melih Gökçek"i zorlayamamıştı. Hatta kazandığı oylarla CHP"nin önünü kestiği ve Gökçek"in önünü açtığı bile konuşuldu. Ancak ikinci ve son denemede ana muhalefet partisi adayı olması, konjonktür desteği, oyların konsolide olması ile daha güçlü bir rüzgar yakalamasına rağmen yine başaramadı.
Bunda, tek başına kendisini suçlamak elbette doğru olmaz. Sonuçta, karşısında siyasi alanda Başbakandan sonra Türkiye"nin en ciddi fenomenlerinden biri olan Melih Gökçek gibi bir rakiple yarıştı. Melih Gökçek"in, Gezi olaylarından sonra, üstelik bir belediye başkanı olarak, merkezi hükümete yapılan saldırılara ve kalkışmaya sosyal medyayı kullanarak karşılık vermesi ve etkisizleştirmesi, onu siyasi arenada Ankara"da verdiği hizmetlerin dışında farklı bir konuma getirdi. Böyle bir rakiple mücadele etti.
Yine de kabul etmek gerekir ki kendisi de kolay lokma olmadı ve son dakikada girdiği partiye ciddi şeyler kattı. Bütün basın ve kamuoyunun CHP içinde aylarca sadece Sarıgül reklamı yapmasına ve ona kazanma şansı tanımasına rağmen, seçimin CHP tarafında akılda kalan tek ismi Yavaş oldu. Hatta seçim sonuçlarından sonra sesi soluğu çıkmayan Sarıgül bile, Yavaş"ın mücadelesi karşısında gölgesinde kalmamak için, üçüncü gün seçimle ilgili kendisinin bile inanmadığı açıklamalarda bulundu. Rol çalmaya çalıştı, olmayınca sustu.
Mansur Yavaş bir seçimlik bir tercih olmaktan öte bir siyasi figür olmak için mücadelesini sürdürüyor. En büyük zorluğu, içinde yer aldığı partide CHP Ankara adaylığı dışında ona sunulacak veya onun elde edebileceği bir koltuğun olmaması. Zaten başından beri mücadeleyi tek başına sürdürmesi bunun en büyük kanıtı. CHP"nin yaklaşımı ise aday oldu başaramadı ve gitsin algısı hakim.
Parti içindeki en büyük eksikliğin mücadele ruhunda olduğunu görerek, mücadelesi ile seçmene ve bazı karar vericilere mesaj yolluyor. Karşılığını da almıyor değil. Şimdi ismi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bazıları tarafından gündeme taşınıyor. Tam bir Mr. Smith Washington yolunda hikâyesi. Dolayısıyla bu şov size anlamsız gelebilir ki öyle, ama savaşın amacının Ankara seçimleri olmadığını düşünürseniz Yavaş"ı anlayabilirsiniz. Ne demiştik tam bir var olma mücadelesi hem de CHP"de, gerisini siz düşünün
