|

Antik eserler parmaklarda

Mücevher tasarımcısı Pınar Öner'in eskiyle yeniyi harmanlayarak yaptığı mücevherler sadece ülkemizde değil yurt dışında da büyük ilgi görüyor. Öner, tarihi kubbelerden yüzük, pencere motiflerinden küpeler yapıyor. Ödüllü tasarımcı Kapalıçarşı’daki ustaların yanında işi öğrenmeye başlamış ve geleneksel halkadan kopmamayı oldukça önemsiyor.

Zeynep Ceran
04:00 - 7/12/2014 Pazar
Güncelleme: 22:35 - 6/12/2014 Cumartesi
Diğer

Pınar Öner, yurtdışında ödüller almış alanında oldukça başarılı bir mücevher tasarımcısı. İlham kaynağı ise eski medeniyetler. Tarihi eserlere bizim gözümüzle bakmıyor. Mesela Kariye Müzesi’nin kubbesinden çok etkilenince bunu bir yüzük olarak nasıl tasarlarım diye düşünmüş ve alıştığımız mücevherattan çok faklı bir yüzük yapmış. Değerli taşları ve onları geleneksel tarzda işleyerek yeni tasarımlar yapmayı seviyor. İşi eski ustalardan öğrenmiş. Bunu da oldukça önemsiyor. İşe başlama hikayesini ise bize şöyle anlatıyor: “Mücevher yapmaya 5 yıl önce Kapalı Çarşı’nın eski ustalarından olan arkadaşlarımın atölyesinde bir oda kiralayarak başladım. Bu atölyede hem bu zanaatı öğrendim, hem de kendi üretimlerimi yaptım ve halen daha aynı atölyede aynı değerli ustalarla çalışmalarıma devam etmekteyim.” 


DÜNYADA ÇOK KIYMETLİ

Eski ve yeniyi bir araya getiren Öner’in geçen yıl hazırladığı Selçuklu Sanat Koleksiyonu’na ait gelin yüzüğü ona Uluslararası 2013 Couture Tasarım Ödülleri’nde gelinlik kategorisinde ikincilik ödülü getirmiş. Yurtdışında özgün tasarımlara büyük ilgi gösterildiğini dile getiren Öner, “Dünyada bu tarz işlere sanat eseri olarak bakıyorlar. Orada yaptığım işe verilen kıymetin ve duyulan saygının kelimelerle karşılığı yok diyebilirim. Bu sadece benim mücevherlerim için değil tüm özgün işler için geçerli. Türkiye’de bu algı henüz tam olarak oluşabilmiş değil maalesef” yorumunu yapıyor.


GEÇMİŞTEN İLHAM ALIYOR

Pınar Öner aynı zamanda gezgin ve araştırmacı. Bu yönleri mücevherlerini tasarlarken oldukça işe yarıyor. “Çok okurum, çok gezerim ve çok araştırırım. Tarihi, eski dönemlerde yapılan işleri biraz farklı bir gözle bakıyorum. Bunların hepsini sentezleyince böyle bir fikir ortaya çıktı. Yaptığım mücevherlerin tek tek hikayeleri yok ama her biri tarihten ve Anadolu’da yaşamış uygarlıklardan, kültürlerden esinlenerek yapılmış eserlerdir” diyen Öner, “Tasarımlarımda eski ve yeniyi sentezliyorum. Eski desenlere biraz daha modern bir yorum katmaya çalışıyorum. Bu da benim işlerimi diğer mücevherlerden ayırmaya yetiyor” şeklinde konuşuyor.


Gelenekten kopmadım

Pınar Öner’in tasarımları özellikle Amerika’da büyük ilgi görüyor. Bunun sebebi ise gelenekle yeniyi mücevherlerinde harmanlayarak yeni özgün bir tarz ortaya çıkarmış olması. Kapalıçarşı’da işe başlamış olmasını bu yüzden çok önemsiyor ve şunu söylüyor:” Bir geleneğin halkasından kopmamak benim tarzımı oluşturdu diyebilirim. Neredeyse ölmekte olan bir zanaat olan mine benim tasarım karakteristiğim oldu.”

#Pınar Öner
#takı
#mücevher
9 yıl önce