|

Bir de buradan bakın dünyaya

Yüzen otellerde gecelemek, Kathakali dansçılarını seyretmek, çay bahçelerinde sütlü çay içip, fillerle kahve bahçelerinde gezmek için Hindistan'ın az bilinen eyaletlerinden Kerela'ya uğrayın.

Sevde Sevan
00:00 - 25/08/2013 Pazar
Güncelleme: 17:52 - 24/08/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Bir de buradan bakın dünyaya
Bir de buradan bakın dünyaya

Hindistan gez gez bitmez... Seyyah ruhlar için bitip tükenmez bir hazinedir. Fotoğrafçılar için de öyle. Portfolyolardaki ilginç portrelerin büyük bir kısmı Hindistan'da çekilmiştir. Tac Mahal'i çocuklar dahi bilir. Filler ve Hindistan başlı başına bir yazı konusudur. Ama bir de Hindistan'ın daha az bilinen ve son zamanlarda popüler olan eyaletleri var: Güney eyaletleri...

Ben ilk Hindistan yolculuğumu bu eyaletlerden birine yaptım: Kerala'ya...

Aslında birkaç yıldır fotoğraflarını gördüğüm ve hayran kaldığım yüzen oteller sebebiyle gündemime girmişti Kerala. Son zamanlarda bölgeye tur düzenleyen firmalar da göze çarpıyor. Aslında Hindistan Altın Üçgen rotasına, Festival programlarına ilaveten yeni bir Hindistan rotası açtılar da diyebiliriz.

Kerala 'Gezeyim, göreyim, yeni bir kültürle tanışayım, farklı insanlarla kaynaşayım ama çok yorulmadan, biraz da denizin tadını çıkararak...' diyenler için ideal bir yer.

MÜSLÜMAN KÖYLERDE HAYAT

Kerala Hindistan'ın güneybatısında bulunan, Umman Denizi'ne komşu bir eyalet. Hindistan'ın 28 eyaletinden biri. 13 şehri olan eyaletin bazı şehirleri deniz kenarında bulunan harika balıkçı kasabalarına sahip. Güney Hindistan'ın en uç noktasına, Kerela bölgesinin başkenti Trivandurum'a uçarak bölgeye ulaştım. Yolculuk sonrası Kovalam'da bir nefes aldım. Deniz kenarında günbatımı fotoğrafları çekip, kıyılardaki camileri, Müslüman köylerini dolaştım. Ertesi gün bir festivalde yemek yapan kadınların arasına karıştım. Allepey'de tekne evimizle yol alıp, gece de o teknede konakladım. Periyar Milli Parkı'nda pek sevdiğim fillerle kahve ağaçları arasında gezintiye çıktım. Munnar'da çay bahçelerini gezip, sütlü çayların bolca tadına baktım. Kochi'de hala kullanılan asırlık Çin Balık Ağları'nın gölgesinde dolaştım. Sıra dışı bir çamaşırhane gezip, sadece bölgede seyredebileceğim Kathakali dansçılarının muhteşem performansına tanıklık ettim. Bir haftayı aşan zaman diliminde sahil kenarından, 2.500 m. yüksekliğe her adımda değişen sürprizlerle yol aldım. Yeni rotalar keşfetmek isteyenler için kendilerini hayal kırıklığına uğratmayacak bir bölge Kerela...

Rengarenk bir festival

Festivali görmeyi planlamamıştık açıkçası. Ama dünyada en çok festival yapılan ülke Hindistan olsa gerek ki, bir festivale denk geldik. Sadece bizim değil, Hindistan'a giden herkesin, herhangi bir tarihte bir festivale denk gelmesi mümkün. Yalnız ilginç olan bu festivalin Guiness rekorlar kitabı için yapılıyor olmasıydı. 1 milyonun üzerinde kadın aynı anda yemek pişirecekti. Sokaklar, bahçeler, meydanlar... göz alabildiğine insan, göz alabildiğine duman... Ateş yakılırken, yemekler pişerken çıkan duman uzunca bir süre terk etmedi sokakları. 6-7 saat süren festival koşuşturması içerisinde o kadar ilginç karelere tanıklık ettik ki, kan ter içinde gezmemize değdi kesinlikle...

Yüzen otellerde tatil başka

Palmiye kaplı su kanalları arasında yüzen otelle yolculuk... Allepey'de okyanusun kıyılara girerek oluşturduğu kanallarda yolculuk, muhteşem bir görsellik sunuyor insana. Kanallarda yol alırken kimi zaman bir ormanın içinde hareket ediyor gibi hissediyorsunuz, kimi zamanda bitmek bilmeyen bir nehirde. Üzerinde yolculuk ettiğiniz botlarla, bütün gün yol alıp gece de demirleyip konaklıyorsunuz. Botların gövdeleri Hindistan cevizi ağacından yapılmış, çatılarıysa Hindistan cevizi lifleri, ipleri ve yapraklarından... Bu botların tek kabinlik (iki kişilik) olan küçük boyundan 4-5 kabinlik ( sekiz on kişilik) olanlarına kadar farklı seçenekleri var. Çift katlı, balkonlu olanlarını dahi gördük. Benim kaldığım 4-5 kabinlik olandı ki, memnun da kaldım. Botla yaptığınız yolculuğun ilk günü gün batımı, sabahta gün doğumu izlemeniz mümkün. O sessizlik içerisinde, ruhunuzu dinlendirebilir, gördüğünüz muhteşem manzara için hal dilinizle mütemadiyen şükredebilirsiniz. Tarifi zor...

Hindistan'da sadece Kerala bölgesinden olan bir gösteri Katakali... 17. Yüzyıldan beri oynanan Hint Mitolojisine dayalı bir dans-drama sanatı. Sözsüz oynanan oyunda hikaye, el ayak hareketleri ve mimiklerle anlatılıyor. Şaşırtıcı mimiklerin yer aldığı oyun ve kullanılan enstrümanlar, çok etkileyici bir performans sunuyor. İsterseniz gösteriden bir saat önce gidip, sanatçıların makyaj ve kostüm hazırlıklarını izleyebilirsiniz. Fotoğraflamanız da mümkün... Gösteri, sahnede yapılan bu hazırlıklardan hemen sonra başlıyor.

Kerala'ya Kochi'den veda ettik. Kerala'nın ticari başkenti güzel bir final oldu bizim için. Kochi tarihte birçok Avrupa ülkesinin kolonisi ve ticaret limanı olmuş. Şehir dünyanın baharat duraklarından biriymiş yüzyıllarca. Kochi'yle özdeşleşmiş bir diğer şeyse Çin tipi balık ağları... Bu ağlar limanın sembolü olmuş. 1350-1450 yılları arasında bölgeye getirilen ağlarla, balıkçılar hala balık tutmaya devam ediyorlar. Tik ağaçları ve bambu çubukları kullanılan, mekanik bir kaldıraçla denize bırakılan gerilmiş balık ağları, denizden hızla çekilerek oluşturulan düzenekle çalışıyor. Ekonomiye katkıları dışında, kıyı şeridine bambaşka bir hava kattıklarını da söylemek mümkün ayrıca.

Şu ana kadar gördüğüm en ilginç çamaşırhane Kochi'de. Aileler kirli çamaşırlarını toplayıp getiriyorlar çamaşırhaneye. Önce çamaşırlar yıkanıyor; elle... ancak yoğun bir şekilde dövülerek. Asılıp kurutuluyor, ardından da ütüleniyor. Bu size gayet sıradan bir durum gibi gelse de, şehirdeki tüm çamaşırların oraya geldiğini karışmadan da sahiplerine ulaştığını söyleyelim. Ayrıca hala kömürlü ütüler de kullanılan ütüler arasında var... Benim kuşağım için nostaljik bir eşya olan bu ütüleri, belki de bu fotoğraflara bakıp ilk kez görecekler olacak aranızda.

Günbatımı bir başka güzel

Uzun bir yolculuktan sonra sahilde dinlenip, sükunetle gün batımı fotoğrafları çekebileceğiniz harika bir kasaba Kovalam. Minik bir balıkçı köyünden, popüler bir sahil kasabasına dönüşmüş. Alçak dalgaları, sakin ve huzurlu ortamı sebebiyle turistler tarafından çok seviliyor. Sahildeki 3 plajdan en güzeli, Deniz Feneri Plajı... Günün ve gecenin her saatinde rahatlıkla denize girebileceğiniz gibi, sahilde oturup yerli halkı seyredip, biraz da olsa farklı bir kültürü anlamaya çalışmak mümkün. Sahilde Hintli alileler genelde geleneksel kıyafetleriyle, ailecek yüzüyorlar. Farklı bir deniz kültürü var, bizim alışkanlıklarımıza pek benzemiyor.

11 yıl önce