|

Mescid-i Aksa bizim kalbimiz

İsrail tarafından Mescid-i Aksa’yı bölme amacıyla kapılara yerleştirilen metal arama dedektörleri Filistinliler tarafından protesto ediliyor. Vakit namazlarını sokakta kıldıklarını söyleyen İbrahim Abu Arafeh, çoğu arkadaşının tutuklandığını söylerken Mousa Hijazi ise Kudüs’te çoğu gencin hapiste olması nedeniyle yaşlıların Mescid-i Aksa’da nöbet tuttuğunu belirtiyor. Kudüs’te gazetecilik yapan Cumân Ebu Arafeh ise İsrail askerlerinin kendilerini tehdit ettiğini söyleyerek “Kanımızın son damlasına kadar direneceğiz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/07/2017 Pazar
Güncelleme: 03:01 - 23/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Mescid-i Aksa bizim kalbimiz
​Mescid-i Aksa bizim kalbimiz

Mescid-i Aksa’yı abluka altına alan İsrail, Filistinlilere uyguladığı zulmü gittikçe arttırıyor. Her gün yeni bir insanlık suçu işleyen İsrail askerleri, 14 Temmuz günü Mescid-i Aksa’da silahlı saldırıda bulundukları iddiasıyla üç Filistinliyi öldürmüş ve Müslümanların burada Cuma namazı kılınmasını yasaklanmıştı. İsrail güçleri tarafından üç gün boyunca ibadete kapatılan Mescid-i Aksa’da kapılar açıldı ancak önlerine “metal arama dedektörleri” yerleştirildi. Asker sayısını arttıran İsrail, Mescid-i Aksa’nın etrafında kuş uçurtmazken Filistinliler, Nablus kentinde toplanarak “Elektronik dedektörlere hayır”, “Bu kapılardan geçmeyeceğiz” yazılı pankartlarla tüm yaşananları protesto etti. Geçtiğimiz cuma gününü ‘Öfke Cuması’ ilan eden yüzbinlerce Filistinli, sokaklarda namaz kılarken yine İsrail askerlerinin saldırısıyla karşılaştı. Saldırılarda üç Filistinli şehit olurken yüzlerce kişi yaralandı. İsrail'in Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirme ve bölme planları nedeniyle uyguladığı bu zulmü Kudüs’te yaşayan Filistinlilere sorduk. Gazeteci Cumân Ebu Arafeh, İsrail polisinin kendilerini sürekli tehdit ettiğini fakat kanlarının son damlasına kadar direneceklerini söylerken, Mescid-i Aksa’nın etrafındaki evlerin restorasyon işiyle uğraşan Mousa Hijazi, Kudüs’te tutuklanmayan genç kalmadığı için yaşlı teyzelerin nöbet tuttuklarını ifade ediyor. Çoğu arkadaşı hapiste olan İbrahim Abu Arafeh ise her gün Mescid-i Aksa’ya giderek dedektörlerin önünde namaz kıldıklarını belirtiyor.


FANATİK YAHUDİLER GELİYOR

Mescidi Aksa’yı çeviren evlerin restorasyonunu yapan Kudüslü inşaat mühendisi Mousa Hijazi, son üç yıldır İsrail’in saldırılarını arttırdığını söyleyerek “1967 yılından bugüne kadar İsrail, kazılarını durdurmadı. Bu kazılar için büyük paralar harcadılar. Aksa’nın altını kazdılar sürekli. Kendilerine bir iz bulmaya çalıştılar. Hz. Süleyman Mabedi veya Yahudilerin burada yaşadıklarını kanıtlayan bir iz bulmaya çalıştılar. Fakat bulamadılar. İşte bu yüzden çıldırıyorlar. Şimdi Kudüs onların eline geçti” diyerek devam ediyor: “İsrail askerleri üç Filistinli kardeşimizi öldürdü. Aksa’yı kapatarak Cuma namazını kılmamızı engellediler. Buraya çok sayıda fanatik Yahudi geliyor. Onların inancına göre kutsal bölgeyi Müslümanlar kirletiyor. Bu nedenle Yahudiler bayramlarında Mescid-i Aksa’ya polislerle giriyorlardı. Şimdi ise her gün girmeye başladılar. Önceden günde 5-10 kişi geliyorlardı. Şimdi bazı günler 300 fanatik Yahudi aynı anda Aksa’ya giriyor. Büyük hahamlar da rehberler eşliğinde gelerek Hz. Süleyman Mabedi'ni Yahudilere anlatıyorlar. Kendi yalanlarına kendileri inanıyorlar. Ayrıca önceden öğle namazı sonrasında giderlerdi artık daha geç saatlere kadar bekliyorlar.”

YAŞLI TEYZELER NÖBETİ DEVRALDI

Mescid-i Aksa’yı korumak için yaşlı teyzelerin gece gündüz demeden nöbet tuttuklarını belirten Hijazi, “Çünkü Kudüs’te tutuklanmayan genç neredeyse kalmadı. Yaşlılar gençlerin yerini almaya başladı. Ama yaşlılara da zulmediyorlar. Eşlerinin belediyedeki sigortalarını kesiyorlar” şeklinde konuşuyor. Arap ülkelerindeki problemler ve Sisi’nin yönetimi ele geçirmesinden sonra İsrail baskısının daha da arttığını sözlerine ekleyen Hijazi, “Müslümanlar kendi problemine yoğunlaştığı sırada Mescid-i Aksa’yı bölme planları yaptılar. Bu planın içinde Sisi, Fethullah Gülen, Arap Emirilikleri, Ürdün hükümeti ve Mahmut Abbas da var. Bunlar hep birlikte çalışıyorlar. Bugün Mescid-i Aksa’ya koydukları dedektörlerle Kudüs’ün de kapılarını kapattılar. Burada her namaz vakti çatışma yaşanıyor ve zalimler kadın, çocuk demeden zulmediyor. Bizimkiler taşlarla onlar ise plastik ve canlı mermilerle, canlı bombalar ve ses bombalarıyla saldırıyorlar. Mescid-i Aksa eski haline dönmezse büyük bir intifada başlar” diyor.


MÜSLÜMANLAR ALLAH’A
NASIL HESAP VEERECEK?

Geçtiğimiz Cuma günü Müslümanların Mescid’-i Aksa’da toplanarak namaz kıldığını belirten Hijazi, “Müslümanlar burada toplanmalı. Arap ülkelerinde yaşayan kardeşlerimize çağrımız, ellerinden geleni yapsınlar. Arap hükümetlerinden bir ümidimiz yok artık. Müslüman ülkelere bir çağrımız kalmadı. İsrail saldırılarından sonra battaniye ve ilaç yardımı yapmalarının bir anlamı yok. İslam dünyasına bir çağrımız olacaksa o da Türkiye’ye olur. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ve Türk halkı hep samimiydi ve Aksa’nın yanındaydı. Türkiye ile düşmanımız bir, yaramız ve sevinçlerimiz de bir” şeklinde konuşuyor. Müslümanların Allah’a verecekleri cevabı hazırlaması gerektiğini de ifade eden Hijazi, “Bizim ümidimiz büyüktür. Bu zulüm elbet bitecek. Allah Türkiye’mizi Katar’ımızı, Gazze’mizi, İstanbul’umuzu koruyacak. Kalbimiz ve dualarımız Türkiye ile. Çünkü bir tek Türkiye kaldı. İstanbul nasıl fethedildiyse yeni Osmanlılarla Kudüs de kurtulacaktır” şeklinde konuşuyor.


Gazetecileri korkutmaya çalışıyorlar

Kudüs’te gazetecilik yapan Cumân Ebu Arafeh ise “Ben Kudüslüyüm. Yıllardır burada yaşıyorum. İsrail askerleri, Mescid-i Aksa’yı Müslümanlara kapattığı Cuma günü biz de oradaydık. O gün sadece bizi değil mescidin görevlilerine dahi giriş izni vermediler. İşgal kuvvetleri hunharca mescide girdiler. İçerde bazı şeyler yaptılar ve ne yaptıklarını kimse anlamadı. Cumartesi günü öğleden sonra mescidi açacaklarını söylediler fakat elektronik dedektörlerden geçmemizi istediler. Mescidin içi ve dışını kamerlarla doldurdular" ifadelerini kullanıyor. Kapılardan geçmek istemeyen halkın protestolar düzenlediğini belirten Arafeh, “Çünkü Filistin halkı bu davranışı küçük düşürücü bir davranış olarak görüyor. Filistinliler özgür bir şekilde mescitlerine girmek istiyorlar. İsrail askerleri göz yaşartıcı gaz ve sis bombası atıyor namaza gelen Filistinlilerin üzerine. Arbedeler çıkıyor. Suçlu ya da suçsuz ayırt etmeksizin önüne geleni tutukluyorlar. Bu protestoları kaydeden biz gazetecilere de saldırdılar. Bizi sürekli korkutmaya ve engellemeye çalışıyorlar. Ama biz bu zulme boyun eğmeyecek ve kanımızın son damlasına kadar direneceğiz” diye ekliyor.


Sokaklarda namaz kılıyoruz

Evi Mescid-i Aksa’ya iki kilometre uzaklıkta bulunan İbrahim Abu Arafeh, “Biz İsrail’in koyduğu metal arama dedektörlerine karşı sonuna kadar direniyoruz. Her gün kapılarda protesto gösterileri düzenliyoruz. Aksa bizim, onların değil. Her vakit namazımızı kapılarda ve sokaklarda kılıyoruz. Şiddet görüp tutuklanan çok sayıda arkadaşım var. Hapishanede kötü şartlar altında yaşamaya çalışıyorlar. Yasağın ilk uygulandığı gün de Aksa'daydım. Ben özellikle Türk halkını buraya çağırıyorum. Çünkü Mescid-i Aksa hepimizin” ifadelerini kullanıyor.


Ümmet mescidine sahip çıksım

Henadi Qavasimi ise her gün Mescid-i Aksa’ya gittiklerini belirterek “Biz kadınlar olarak çevre bölgelere davetler gönderdik. Namazlarımızı her vakit mescidimizde kılıyoruz. Mescidimizi o zalimlerin eline bırakmayacağız. Sonuna kadar savaşacağız. İsraillilerin yeni planları varsa da Allah o planları başlarına yıkar. Bu davaya hep birlikte omuz vermeliyiz. Bu sorun sadece Filistinlilerin değil tüm ümmetin sorunu. Ümmet, mescidine sahip çıkmalı” diyor.

#Mescid-i Aksa
#Kudüs
#İsrail
#Filistin
#Türkiye
#Henadi Qavasimi
7 yıl önce