|

Şükürle hastalığımı yendim

Fatih Erkoç yakalandığı kanseri yendi. Hastalığı süresince müzikten hiç kopmayan Erkoç, “Ümitsizlik hissine kapılıp, hayatı ıskalamak olmaz. Ben halime hep şükrettim, etmeye de devam ediyorum” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/04/2017 Pazar
Güncelleme: 07:12 - 23/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
Fatih Erkoç
Fatih Erkoç

Suat Ateş orkestrasında ilk profesyonelliğe adım attı. İstanbul Gelişim Orkestrası'nda dünyanın en önemli müzisyenleri ile çalıştı. Askerlik döneminde Erol Pekcan ile ilk kez caz çalıp söylemeye başladı. Norveç'e gidip Emin Fındıkoğlu Orkestrası ile çalıştı. TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası'nda tecrübeler edindi. Ellerim Bomboş albümüyle milyonların sevgisini kazandı. Fatih Erkoç birkaç yıldır tedavi gördüğü kanser hastalığını yendi. Kendisiyle bu süreci, bundan sonrasındaki yeni projelerini ve hayatını konuştuk.

Kanseri yendiniz. Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın. Sizin için nasıl bir süreçti?

Öncelikle iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Rabbim kimsenin başına vermesin. Bu hastalığa yakalanmayanın anlayamayacağı bir süreçti benim için. İlk öğrenildiğinde bir şok yaşıyor insan. Gerçek bir şok. Ölüm burnunuzun dibine gelmiş, hatta almaya gelmiş gibi sizi. Ama kısa bir süre sonra kabulleniyor insan ve mücadeleye başlıyor. Kabullenince de işler daha kolaylaşıyor.

MÜZİKTEN HİÇ KOPMADIM
Hayat size ne öğretti? Şu hayatta yaşadığınız büyük pişmanlıklarınız var mı? 'İyi ki'leriniz...

Büyük pişmanlıklarım olmadı hayatta. Ufak tefek şeyler herkesin başına gelir elbet ama ben halime hep şükrettim, etmeye de devam ediyorum. Hayat bana ne öğretti? Bilmem... Benim hayata felsefem şöyledir: Sağlıklı olmaya çalışıp dünyaya faydalı şeyler yapmak... Bunları yaparken de kimseyi üzüp incitmemek. Çocuklarımıza zengin olmayı değil, mutlu ve insan olmayı öğretmek lazım. Buna inanıyorum.

Ümitsizliğe kapıldığınız oldu mu?

Olmaz mı? Ama mantığı devreye sokmak lazım. Ben de öyle yaptım. Ümitsizlik hissine kapılıp, hayatı ıskalamak olmaz. Mantık size ne yapmanız gerektiğini söylemeli. Bir de Allah'a karşı inançlı olmalı insan. Ümit Allah'tan beklenir. Ben de zaten öyle yaparım her zaman. Hastalığım konusu da aynı çizgidedir. Allah'a kalpten güvenmekten ve böylece moralinizi yüksek tutmaktan başka bir şeye de gerek yok. Tabi doktorunuzu da dinlemelisiniz.

En çok desteği kimlerden aldınız?

Öncelikle sevgili eşimden. Bu süreçte bana çok destek oldu ve tabi ki de İnternet vasıtasıyla milyonlarca kişi, tanıdığım ya da tanımadığım ama beni sevenlerden aldım en büyük desteği. Onların hepsine müteşekkirim.

Hastalığınız süresince müzikle nasıl bir bağınız oldu?

Müzikten, konserlerimden hiç kopmadım. Kanseri konserlerle yendim adeta! Sahnede olmak, orkestra arkadaşlarımın gelirlerini sağlamalarını devam ettirmek başlı başına bir moral kaynağı. Bu yüzden kendimle gurur duyuyorum.

Bodrum'da yaşamaya hastalığınız yüzünden mi karar verdiniz?

Tabi ki değil. Zaten 10-12 yıldır gidip geldiğim bir şehir Bodrum. Yaz aylarını mutlu geçirdiğim, hayatıma renk kattığına inandığım, denizinde yüzüp rüzgarıyla yelken yaptığım ve mutlu olduğum...


YENİ ALBÜM EKİM'DE
Günleriniz nasıl geçiyor Bodrum'da?

Konserler dışında denizle iç içeyim. Arkadaşlarımla sohbetler edip güzel zamanlar paylaşıyoruz birlikte. Geçen zamanı geri getirmek imkansız, bu yüzden İstanbul trafiğinde ve insan seliyle, stresiyle, gürültüsüyle uğraşmadan son 30 yılımızı da sakin geçirmek amacım.

Hastalık süreciniz müzikal seyrinizi ne yönde etkiledi? Yeni besteler oluştu mu?

Yeni besteler, şiirler ve bir de kitap yazmamı sağladı hastalık. Kitap da yeni albüm de Ekim 2017 gibi çıkacak kısmetse. Hastalığım süresince birçok güzel beste yaptım. Bunları sevenlerimle de paylaşmak istiyorum.

Kanseri yenme hikayeniz diğer hastalara büyük bir moral oldu. Onlara ne söylemek istersiniz?

Kanserle ilgili olarak doktorların da önemini vurguladığı bir şey var. Moralli olmak ve bu illeti yeneceğinize inanmak. Az önce sözünü ettiğim şeyleri de uygulamak lazım diye düşünüyorum. Ama en önemlisi, Allah'a işi bırakırken mantıklı olmak.

Beni yalnız bırakmayanlara borçluyum
İlk albümünüzü yayınladığınızda yıl 1971'di. O günden bu yana müzikal hayatınızda neler değişti? Çok şey değişmiştir ama dönüm noktalarına temas edebilirsiniz. "Hayatımın dönüm noktaları" dediğiniz neler var?

Hayatımda dönüm noktaları oldu tabi. Bunları sıralamak gerekirse: Konservatuara girmek, Suat Ateş orkestrasında ilk profesyonelliğe adım atmak. İlk söylediğim şarkıyı orada söylemek.İstanbul Gelişim Orkestrası'nda dünyanın en önemli müzisyenleri ile çalışmak. Askerlik dönemimde Erol Pekcan ile ilk kez caz çalıp söylemeye başlamak.Norveç'e gidip Emin Fındıkoğlu Orkestrası ile çalışmış olmak.TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrasındaki tecrübeler... Ellerim Bomboş albümü. Daha sayayım mı? Bunun gibi şeyler ve hayatım boyunca dinlediğim, arkadaş olduğum ya da tanıştığım müzik insanları... Onların hepsi benim bugün geldiğim noktada olmama neden olan insanlar. Hepsine şükran borçluyum. Ayrıca beni seven ve konserlerimde beni yalnız bırakmayan binlerce insan. Onlara çok şey borçluyum. Birlikte çalıştığım tüm arkadaşlarım ve sevgili eşim. İşte benim hayatımın dönüm noktaları...

#Fatih Erkoç
#Müzik
#Caz Orkestrası
7 yıl önce