Günümüzde, başarılı şirketler sadece ürün ve hizmetleriyle değil, sosyal sorumluluk alanında topluma yaptıkları katkılarla da fark oluşturuyor.
Bulundukları ülkelerin önceliklerine yönelik desteklerini artırarak hem sosyal sorumluluklarını yerine getiriyor hem de marka imajlarını güçlendiriyorlar.
Alman sermayeli Metro Grubu'nun geçen yıl başlattığı yoksullara destek projesi, uluslararası hava taşımacılık firması DHL'nin şirket bünyesinde oluşturduğu "DHL gönüllüleri", ülke gerçeklerine yakın sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekiyorlar.
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), tarafından, 2006 yılının başında 92 bin 255 çalışanı istihdam eden 103 MESS üyesini kapsayan anketin sonuçları, şirketlerin sosyal sorumluluk sahibi olmaya başladığını gösteriyor.
Üyeler arasında yapılan araştırmadan çıkan sonuçlar şöyle;
MESS üyelerinin yüzde 95.1'nin sosyal sorumluluğa yönelik politikaları var.
Bunların yüzde 51'i İstanbul, yüzde 12.3'ü Ankara, yüzde 26.5'i Bursa, yüzde 10.2'si ise İzmir Bölgesinden.
Üyelerin yüzde 97'sinde sosyal sorumluluğa yönelik faaliyetler yapılıyor.
Dünyada 815 milyon insan açlık çekiyor ve günde 24 bin insan açlıktan ölüyor. Çoğunluğun sosyal ve ekonomik güvencesizliği ve kaynakların, zenginliğin, bilginin ve iktidarın adil olmayan dağılımı; dünyada zengin sınıfa olan nefreti besliyor.
Bu nefreti yok etmenin tek çaresi; yoksul kesimin hakkını zorla alma yolunu tercih etmesini beklemeden, ihtiyacından fazla geliri olanların elde ettikleri gelirden yoksulun payını vermeleri.
Zenginin elde ettiği servetin yüzde 2.5'i yoksulun hakkı. Bunu ben söylemiyorum. Delil isteyen Kur'an-ı Kerim'i açıp zekat ile ilgili bölümleri okuyabilir.
Dünya ekonomisine yön veren milyar dolarlık servetleri olan Bill Gates gibi zenginliğin zirvesine çıkan insanların servetlerinin tamamını hayır işlerine vermeleri mutluluk ve huzurun anahtarını veriyor.
Anlayana!
