|

Avrupa’nın 'öteki' imtihanı

Avrupa, kendi tarihini “öteki” üzerinden yazmayı tercih etti. Hedef aldığını sömürdü, böldü, parçaladı. Bugünkü önü alınamaz ve artık kontrol edilemez tepkilerle ortaya çıkan yeni Avrupa ruhu, tarih boyunca boyun eğdiremediği, söz geçiremediği bir medeniyetin son kalesine ve onun liderine yönelik kökleri eski bir husumetin tezahüründen başka bir şey değil.

Yeni Şafak
04:00 - 28/03/2017 Salı
Güncelleme: 01:04 - 28/03/2017 Salı
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Sema Kırcı- AK Parti Balıkesir Milletvekili


Türkiye 16 Nisan'da 18 maddeden oluşan ve kapsamlı bir sistem değişikliği öngören Anayasa değişiklik paketi için halk oylamasına gidiyor. Türkiye'de yürütmedeki çiftbaşlılığı ortadan kaldıracak, güven ve istikrar getirecek Anayasa değişikliği esas itibariyle Türkiye'nin bir iç meselesi olmasına rağmen Avrupa ülkelerinin akıl almaz tepkileriyle karşılaşılması ve açıkça “hayır” kampanyalarına destek verilmesi anlaşılır gibi değil.



Türkiye, Batı ile ilişkilerini geliştirmek adına Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlayarak hep yapıcı adımlar atmış ne yazık ki her zaman engellemelerle karşılaşmıştır. AB üyelik süreci, tek başına Türkiye'nin Batı dünyası ile tabiri caizse platonik aşkının en güzel örneğidir. Türkiye'yi gözden çıkaramayan ancak Müslüman nüfusuyla Avrupa'ya dahil de edemeyen/etmek de istemeyen bu anlayış Türkiye'yi 1963 yılından bu yana kapısında bekletmektedir.



EN BÜYÜK ZARARI AVRUPA GÖRECEK


Türkiye ve Batı dünyası arasında gerilim, 16 Nisan halkoylamasında Avrupa'da bilgilendirme toplantıları yapmak ve oy kullanacak Türk vatandaşlar ile bir araya gelmek isteyen Türk Bakan ve Milletvekillerine yönelik uygulamalarla belki de tarihte eşi görülmemiş bir boyuta taşındı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, tüm diplomatik teamüller yok sayılarak mağdur edildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Almanya'da toplantıları iptal edildi, salon sahipleri tehditler aldı. Türkiye'de halkoylaması ile AB süreci arasında bağlantı kuran akla ziyan açıklamalar nasıl sonuçlanacak bilinmez ancak tüm bu yaşananların en büyük zararını korkarım ki bizzat Avrupa toplumu görecek. Zira AB projesi her ne kadar ekonomik saiklerle yola çıkmış bir proje ise de, esas amacı ulus-devlet yapısının sakıncalarını bertaraf etmek ve çok kültürlü toplum yapısını inşa edebilmekti. Gayret gösterdiler ve belli bir noktaya kadar bu amaca ulaşabildiler. Ne var ki, Avrupa medeniyeti bir arada yaşamanın, çok kültürlülüğün sağlıklı örneklerine sahip değil. Öte yandan, Avrupa'da hakim olan dini öğreti, çok kültürlülüğe elverişli bir zemin oluşturmuyor. Avrupa, kendi tarihini “öteki” üzerinden yazmayı tercih etti. Hedef aldığını sömürdü, böldü, parçaladı. Bugünkü önü alınamaz ve artık kontrol edilemez tepkilerle ortaya çıkan yeni Avrupa ruhu, tarih boyunca boyun eğdiremediği, söz geçiremediği bir medeniyetin son kalesine ve onun liderine yönelik kökleri eski bir husumetin tezahüründen başka bir şey değil.



İFLASLARINI İLAN EDİYORLAR


Almanya Başbakanı Merkel 2010 yılında CDU'nun bir toplantısında Almanya'da çok kültürlü bir toplum inşa etme çabasının başarısız olduğunu itiraf etmişti. Benzeri açıklamalar daha sonra İngiltere Başbakanı Cameron'dan da geldi. Bugün Merkel ve diğer Avrupalı liderler yine aynı nakaratı tekrar ederek aslında “biz çok kültürlü bir toplum oluşturmayı beceremedik” itirafını ve aslında iflaslarını ilan ediyorlar. Öte yandan, yüzyıllarca pek çok kültürden, dinden, mezhepten insanın adalet ve barış içinde yaşadığı Anadolu toprakları bugün yeni bir dirilişin arefesinde. Artık Türkiye'nin bir türlü belini doğrultmasına izin vermeyen darbeler, muhtıralar, kumpaslar, tezgahlar son bulacak. Anadolu topraklarında yükselen medeniyet, tarihinde çok kültürlülüğün de, hoşgörünün de eşsiz ve sayısız örneklerini taşıyor. Biraz hava, biraz yağmur bu topraklarda Batının yüz yıllık kabusunu geri getirebilir. Bunun farkındalar. Bu yüzden, Avrupa ülkelerinde daha havaalanına adım atar atmaz diplomatik pasoportlarımıza, ünvanlarımıza bakılmaksızın karşımıza çıkan engeller, “hayır” destekçilerine ve en acısı da Türkiyemizi yıllardır kan gölüne çeviren PKK yandaşlarına gösterilmiyor. Ak Partili Bakan ve Milletvekilleri her türlü güçlükle yıldırılmaya çalışılırken, Avrupa sokaklarında terör örgütü yandaşları adeta polis koruması altında boy gösterebiliyorlar.



KORKU DAĞLARI SARMIŞ


17 – 22 Mart tarihleri arasında 16 Nisan Anayasa Değişikliği Halkoylamasında oy kullanacak Türk vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla Hamburg ve Bremen'deydim. Bizzat tanık olduğum engellemeler, korkunun dağları sardığının açık örneğiydi. Salon toplantılarımızın iptal edilmesine alışmıştık ancak Alman makamları tarafından adıma yazılmış bir tebligatta açık veya kapalı mekanlarda toplantı yapmaktan men edilmekle kalmıyor ısrar etmem durumunda hapse atmakla tehdit ediliyordum. İptal etmemize rağmen, toplantı yapacağımız mekanlar polis tarafından basılıyor, ziyaret ettiğimiz evlerin gizlice fotoğrafları çekiliyordu. 60'larda elinde eski bir bavulla ekmek parası için Almanya'ya gelmiş bir babanın Almanya'da gözlerini dünyaya açmış kızı olarak Almanya ziyaretlerim hep farklı bir duygu yaşatır bana. Ne gariptir ki, babamın her zaman bir yabancı olduğu Almanya'da bu kez ben, üstelik Milletvekili kimliğimle sakıncalı görüldüm. Avrupa'nın geçen yıllara rağmen demokrasi ve özgürlük yolculuğunda aldığı bence mesafe işte budur… bu kadardır…



Yıllardır, taşeronları sayesinde milletin egemenliğini gasp edenler için artık yolun sonuna gelindi. Avrupa'nın saldırgan, hukuk tanımaz tavrı ve zorlama tedbirlerle kendine bir medeniyet inşa etme çabası ne yazık ki başarısız olduğunu gözler önüne sermiştir. İngiltere'nin AB'den ayrılması, milliyetçi, ırkçı söylemlerin hızla yükselişe geçmesi yaklaşan buhranın habercisidir. Avrupa, sahip olduğu değerlerin teker teker yitip gitmesine seyirci kalırken, körüklediği nefret ateşine aslında farkında olmadan kendi geleceğini feda ediyor…



#Avrupa
#16 Nisan 2017
#AB
#PKK
7 yıl önce