Amerikalılar 3 Kasım’da yapılacak seçimler için gün sayarken, Trump “posta ile oy”a savaş açtı. “Kovid-19” salgını sebebiyle postayla oy kullananların sayısı artacak. Demokrat seçmenlerde postayla oy kullanma oranı Cumhuriyetçilere kıyasla çok daha fazla. Altı eyalet yönetimi salgın gerekçesiyle tüm oyların postayla kullanılmasını plânladıklarını açıklamıştı. ABD’nin bütün eyaletlerde postayla oy kullanılacak olması Trump’ın gözünü korkutuyor.
Trump Temmuz ayı sonlarında yayımladığı bir tweet mesajında mevcut şartlarda postayla oy kullanılması halinde 2020 seçimlerinin ABD tarihindeki en hatalı ve hileli seçimler olacağını ileri sürmüştü. Hatta Trump, “İnsanlar uygun ve güvenli şekilde oy kullanana dek seçimi erteleyin???” demişti. Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Kevin McCarthy ile Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell ise Trump’ın önerisini geri çevirmiştiler. Seçimlerin ertelenmesine sadece ABD Kongresi karar verebiliyor. Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar, Senato’da Cumhuriyetçiler çoğunlukta olduğundan Kongre’nin bu yönde bir karar alması mümkün değil.
Cumhuriyetçi siyasetçiler postayla oy konusunda Trump ile aynı fikirde değiller. Hatta Trump’ın kendisi bile Florida ön seçimlerinde posta ile oy kullanmıştı. Demokratların Başkan Yardımcısı adayı Kamala Harris geçen hafta bir tweet mesajı yayınlayarak, “Donald Trump postayla oy kullanıyor ancak sizin bunu yapmanızı istemiyor. Onun için yeterince güvenliyse, bizim için yeterince iyi” diyerek Trump’ın çelişkili tutumuna gönderme yapmıştı.
Bir kamuoyu araştırmasına göre Trump’ı destekleyen seçmenlerin yüzde 11’i posta ile oy kullanacak. Trump posta ile oya savaş açarken, Temsilciler Meclisi Azınlık lideri Kevin McCarthy tam aksine posta ile oy kullanılmasını teşvik ediyor. Kovid-19 en fazla yaşlıları tehdit ediyor. Beyaz yaşlılar ise Cumhuriyetçi Parti’nin en sadık seçmen kitlesi. ABD merkezli “Axios”un internet sitesinde yer alan habere göre McCarthy posta ile oy’a savaş açmaması için Trump’ı uyardı. McCarthy posta ile oya savaş açmanın seçimlerde ABD Kongresi için aday olan Cumhuriyetçilere zarar vereceğini savunuyor. Zira posta ile oy’a savaş açmak yaşlıları oy vermekten caydırabilir. Böyle bir durumda “3 Kasım” Cumhuriyetçiler için felaket olur.
Öte yandan Trump 2016’da Başkan seçilmesini sağlayan “Önce Amerika” söylemini çöpe atan girişimlerle uğraşıyor. Beyaz Saray’da Sırbistan ve Kosova liderlerini bir araya getiren Trump iki lideri uzlaştırmayı başaramadı ama bu toplantıyı İsrail için bir halkla ilişkiler çalışması olarak sonuçlandırdı. Trump Sırbistan’ın Sırp Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımaya karar verdiğini, Müslüman bir çoğunluğa ev sahipliği yapan Kosova’nın ise İsrail’i tanıyacağını ilân etti. Trump’ın toplantıyı “Ortadoğu barışı için harika bir gün” diye nitelemesi ise tuhaf kaçtı.
Önümüzdeki hafta sonunda Trump, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail arasında kapsamlı bir barış anlaşması imzalanması için tarafları Beyaz Saray’da tekrar bir araya getirmeyi plânlıyor imiş. BAE, İsrail ile sözde normalleşme ilişkisi kurması karşılığında ABD’den F-35 savaş uçakları almayı bekliyordu. İsrail ise BAE’nin F-35 almasına izin vermeyeceklerini açıklamıştı. İsrail’in tepkisi “BAE” nezdinde soğuk duş etkisi yapmıştı. Yeni bir anlaşmanın “BAE” için F-35 yolunu açıp açmayacağı yine belirsiz. Trump önümüzdeki hafta için plânlanan toplantıya birçok Arap Büyükelçisinin yer almasını istiyor imiş. Öyle anlaşılıyor ki Trump, İsrail-BAE anlaşmasının Arap dünyasında geniş bir destek aldığını göstermek için adeta yanıp tutuşuyor.
Oysa Trump’ın bu girişimi sadece “Hıristiyan-Siyonist Evanjelikler”i yakından ilgilendiriyor. Sıradan Amerikalıların gündemiyse Kovid-19 salgınının yol açtığı ağır tahribat, ekonomide yaşanan durgunluk ve büyük sayılara ulaşan işsizlik. Halkın acîl gündeminden uzaklaşan Trump’ın “Önce İsrail” gündeminin Kasım seçimlerine nasıl yansıyacağıysa merak konusu.
