|
En son sürüm Amerikan rüyası: Kamala

İnsan yaş alınca hayata daha farklı bakıyor. Olaylara değil kişilerin nasıl takdim edildiğine nasıl sunulduğuna daha dikkat ediyor. Hele de sahnedekilerin. Erwing Gofman’ın “Benliğin Sunumu” diye koskoca bir kitabı var ki okumayanlara tavsiye ederim. Şimdi hayata geçelim.

Amerikan Demokrat Parti’nin başkan adayı Kamala Harris’i anlatan özgeçmişi okudum. Bir iletişimci olarak ‘vay be nasıl seçici bir sunumdur’ demeden edemedim. Cemal Tunçdemir Fikir Turu için yazmış. Fotoğraflarına ve sosyal medyasına şöyle bir baktım. Çok güzel gülümsüyor bir defa… Kamala’ya müthiş bir hikaye yazılmış. Yorumlara göre demokratlar 2008 seçiminden beri ilk kez Amerika’ya yeniden bir ‘öykü’ sunuyorlar hem de bir başkan yardımcısı profiliyle. New York Times köşe yazarı Frank Bruni, bunun önemine dikkat çekerken, “Öykü sandıkta çok belirleyici. Trump, 2016’da birçok Amerikalıyı dehşete düşürse de bir Amerika öyküsü sunarak seçim kazandı. Hayali kötü karakterleri, gerçek kötülükler ile yalanları hakikatle karıştırdığı bir öykü. Ama tekrar ve tekrar ve etki doğuracak şekilde anlattı’’ diye yazıyor.

Efenim seçimlerde kimin öyküsü galip gelecek bilmiyorum ama Kamala portresine yakından bakalım: ABD Senatosuna bugüne kadar seçilmeyi başarmış ikinci siyah kadın. ABD’nin en eski ve en büyük siyah kadın kardeşlik örgütlenmesi olan Alpha Kappa Alpha’nın (AKA) aktif bir üyesi. Farklı kıtalardan ABD’ye eğitim için gelmiş iki farklı dinden göçmenin çocuğu. Tamil Hindistan’ından bir Brahman olan anne, Jamaikalı Baptist bir siyah olan baba… Siyahlara eşitlik ve sivil haklar hareketi eylemlerinin içinde, aktivist bir ailede geçen çocukluk. Boşanmış ama ilişkileri uyumla süren bir ebeveyn… Öyle ki çocuklar Hindu tapınaklarına da Baptist kilisesine de devam ediyorlar.

Anne dedesi Hindistan bağımsızlık mücadelesinin yerel öncülerinden ve torununun ilham kaynaklarından birisi. Anneannesi bir kadın hakları aktivisti. Annesi kendi inanç ve kastından biriyle evlenmesi gerekirken Jamaikalı bir akademisyen ile evleniyor. Kamal da 49 yaşında evleniyor, eşi Douglas Emhoff; Hollywood’da telif hakları avukatı hem beyaz hem de Yahudi. Emhoff’un ilk evliliğinden çocukları onlarla yaşıyor. İki çocuğu, ‘üvey anne’ demeyi sevmedikleri için ona ‘Momala’ diye hitap ediyor.

Annesi ve dedesi gibi, körü körüne kabileci değil. Öyle ki, Hindistan’da aşırı sağcı Modi hükümeti 2019’da Müslüman çoğunluklu Keşmir’in özerk statüsünü sona erdirip eyaleti dış dünyaya kapattığında, ilk tepkiyi o veriyor. Hint kökenli kadın Senatör Kamala, annesinin memleketine son kez 2009 yılında gidiyor. Yanında bu kez, o günlerde bağırsak kanserinden ölen annesinin küllerini taşıyordu.

Soy ağacında, ABD’deki siyahların önemli bir bölümünde olduğu gibi ‘tecavüzcü bir beyaz köle sahibi’ de var: Kamala’nın baba tarafından büyük dedesi bir köle taciri. “Çocukken komşu beyaz çocukların kendileri ile oyun oynamamaları sayesinde siyahi bilinci gelişiyor. Çocukluğunda evlerinin müdavimleri arasında birçok önde gelen siyah entelektüelin olması kimliğini erken yaşlarında bulmasında önemli etkenlerden biriydi.’’ Kamala Harris, annesinin işi nedeniyle 12 yaşında Montreal’a taşınıyor ortaokul ve lise eğitimlerini Fransızca eğitim veren bir Katolik lisesinde tamamlıyor. California Üniversitesi’nde hukuk okuması, 1990 yılında yerel bölge savcı yardımcısı olarak kamu görevine ilk adımını atması, ilk siyahi kadın başsavcı olması da hakkındaki diğer detaylar.

Her halden anlayan, Baptist, Hindu, Yahudi, Katolik, siyah, beyaz tüm mahallere uyumlu bu kadar muhteşem bir özgeçmiş, insanı kendini bir film platosunda hissettiriyor olmalı. Bakalım seçmenin seçtiği delegeler bu hikayeye mest olup Biden’e rağmen demokratlara oy verecek mi çok merak ediyorum.

KÖTÜLÜĞÜN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMAK…

Alev Alatlı bunu kitaplarında konuşmalarında sık sık kullanır ve ‘Bunu Türklerin öğrenmesi gerekir’ der. Bunu öğrenememek sorunları hasıraltına itip, orada yaşatmayı da beraberinde getiriyor. Kötülüğü tanımayıp, görmezden gelince engel de olamıyorsunuz. Çözüm de ortaya çıkamıyor.

28 yaşındaki Özge Sevinç’in imam nikahıyla birlikte yaşadığı koca saydığı birisinin ve kayınvalidesinin elinde bir mal gibi satıla satıla geçen günleri, para karşılığı 65 yaşında bir adamla evlendirilmesi, evladının satılmasına razı olmayınca işkenceyle öldürülmesi karşısında ‘kötülük’ kelimesi bile kifayetsiz kalıyor.

Kötülük, sadece kötülük değildir. Mekan mahremiyeti onu görmemize, göstermemize ve müdahale etmeye mani olmamalı. Ne kadar acı verse de ‘kötülüğün gözünün içine bakmayı’ öğrenmek ve öğretmek zorundayız…

KÖTÜLÜK HELE DE ÇOCUĞA!

Almanya’da çocuk ve genç ihmallerinde artış üzerine bir haber okudum. Sadece geçen yıl devlet daireleri “55 bin 500 çocuk ve gencin ihmal, psikolojik ve bedensel istismar veya şiddet yaşadığını tespit etti. Bu rakam istismarlarda bir yıl içinde yüzde 10 artış olduğunu gösteriyor. Federal İstatistik Dairesi, bunun yeni bir tedirgin edici ‘rekor’ olduğunu belirtti. Almanya’da bu alandaki rakamlar 2012 yılından bu yana istatistiklerde toplanıyor.”

Diğer taraftan çocuklara yönelik cinsel istismar soruşturmalarında çeşitli platformlarda 30 binden farklı IP adresi tespit ediliyor. Bununla bağlantılı başka bir haberde yer alan bilgiye göre istismar sadece cinsel boyutta gerçekleşmiyor. Veriler, ihmal, psikolojik ve bedensel istismar ve şiddet tehlikesiyle karşı karşıya kalan her iki çocuktan birinin 8 yaşından küçük olduğunu ortaya koyuyor. Vakaların yüzde 4’ünde çocuklar bu durumu yetkililere bildiriyor… Bunda da bir yıl içinde yüzde 22 artış var. Bununla bağlantılı haberde ailelerinin bakmaması sebebiyle açlıktan ölen çocukları var.

İngiltere ve Amerika’ya da bakmak gerekiyor. İki ülkede de veriler bir hayli yüksek. Bu konuların medyada haber olması daha çok vakanın gün yüzüne çıkmasına sebep oluyor. Şimdiye kadar gizlenen bu sorunların üzerine gitmemiz, kötülüğün gözünün içine bakmamız gerekir.

#ABD
#Kamala
#Kötülük
4 yıl önce
En son sürüm Amerikan rüyası: Kamala
“İmam Hatip Liselerinde böyle hocalar var mı?”
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) orucu-2
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Mülâhaza etmek