Aşırı sağcı ve İslam düşmanı Danimarka-İsveç vatandaşı politikacı Rasmus Paludan, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde infial uyandıracak eylemini tekrarlayarak bir kez daha Kur’an-ı Kerim yaktı. Dışişleri Bakanlığı, skandal eyleme çok sert tepki göstererek “Bu aşağılık eylem İslam düşmanlığının, ırkçı ve ayrımcı akımların Avrupa’da ulaştığı kaygı verici seviyenin bir başka göstergesidir. İsveç makamlarını bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya çağırıyoruz.” açıklamasını yaptı. İsveç’te İslâm düşmanı eylemleriyle sürekli provokatörlük yapan Danimarkalı ahlâksız, alçak, sözde politikacı Paludan’a skandal üstü organize iş birliğini gözler önüne seren Kur’an-ı Kerim yakma izni verildi!!! İsveç’ Devleti yargısı ve polisinin organize bir şekilde PKK terörüne ve İslâm düşmanlığına desteğine Türkiye’den, Başkan Erdoğan başta olmak tüm üst düzey yetkililerden güçlü kınama geldi. İsveçli yetkililer, Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen, Paludan’ın iğrenç eylemine verdiği izni geri çekmedi. Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, “Tüm uyarılarına rağmen, İsveç’te bugün kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırı, İslâm düşmanlığının, ırkçı ve ayrımcı akımların Avrupa’da ulaştığı seviyenin de bir başka göstergesidir” denildi.
ECONOMİST’E: FAYDA SAĞLADIĞI KİŞİ BELLİ
İSVEÇ BAŞBAKANI VE DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN KUR’AN-I KERİM’İ YAKMA VE BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG’NİN BAŞKAN ERDOĞAN’I HEDEF ALAN PROVOKATİF TERÖR SALDIRILARINI İSVEÇ ANAYASASI’NA GÖRE DEMOKRATİK VE İFADE ÖZÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRMELERİ DOĞRU DEĞİLDİR. YALANDIR
İsveç Anayasası uzmanlara göre ifade özgürlüğü sınırlarının dünyada en geniş tanımlandığı ülkelerin başında geliyor. Şeffaflık ve bilgi edinme yasaları, gösteri ve basın özgürlüğü dokunulmazların ilk sırasında yer alıyor. Öyle ki 4 ayak üzerine oturan İsveç Anayasası’nın iki ayağını basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü garanti altına alan temel kanunlar oluşturuyor. Ancak İsveç Anayasası’nda çok önemli bir istisna var. ‘NEFRET SÖYLEMİ’. İsveç Anayasası nefret söylemini ifade ve basın özgürlüğü sınırları dışında tutuyor. Nefret söylemi etnik, dini ya da toplumun belli bir grubuna yönelik ayrımcı, infiale sebep olabilecek söylem olarak tanımlanıyor.