|
Son konjonktürde ortaya çıkan kriz alanları, özellikle Rus revizyonizmi ABD ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırdı mı? Rusya için işler yolunda gitmez ise üçüncü dünya savaşı çıkar mı?

Uzun zamandan bu yana Türkiye’ye karşı F-35, F-16 ve S-400 konularında ayak direten düşmanca yaptırım uygulayan, muhalefeti destekleyerek Erdoğan iktidarını devireceklerini açıklayan Amerika’ya aniden ne oldu da Dışişleri Bakanlığı kanalı ile Kongre’ye F-16 noktasında Türkiye’ye yeşil ışık yakılması teklifinde bulundu. Reuters haber ajansına göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Kongre’ye bir mektup göndererek, Türkiye’nin ABD’den 40 adet Lockheed Martin yapımı F-16 avcı uçağı ve mevcut savaş uçakları için 80’e yakın modernizasyon kiti satın almak için talepte bulunduğu bildirilmişti. Mektupta Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye potansiyel F-16 savaş uçağı satışının “ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olacağına ve aynı zamanda NATO’nun uzun vadeli birliğine hizmet edeceğine inandığını bildirdiği” iddiasına yer verilmişti. Reuters’a göre Dışişleri Bakanlığı mektubu, 17 Mart tarihli ve bakanlığın Yasama ve Kongre İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Naz Durakoğlu imzasını taşıyor. Durakoğlu’nun mektupta gergin ilişkileri kabul ederken, aynı zamanda Türkiye’nin Ukrayna’ya desteğini ve savunma bağlarını “bölgede kötü niyetli nüfuza karşı önemli bir caydırıcı” olarak nitelendirdiği belirtiliyor. Öte yandan, Rusya’yla sınırları olan Türkiye’nin askeri caydırıcılığını artırması ve hava savunma sistemini güçlendirmesi için mevcut filosunu modernize edip yeni F-16’lar satın alması, sadece Ankara için değil NATO ve ABD için de stratejik bir savunma önceliği olarak beliriyor.

TÜRKİYE İLE ABD’NİN ÇIKARLARI HANGİ KONULARDA UYUŞUYOR?
Bu yakınlaşma ve stratejik iş birliği süreci, Ukrayna savaşıyla başlamadı, ancak son dönemde ortaya çıkan tüm kriz alanları, ABD ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırdı ve Rus revizyonizmi ile birlikte ilişkiler yakınlaşmanın da ötesine geçerek, tarafları yeni bir geçici anlaşma bulmaya yöneltti.
Batı’nın Moskova’ya yönelik yaptırımlarına katılmayan Türkiye, bir yandan da Rus işgaline karşı Kiev’in yanında duruyor. Washington ise, Türkiye’nin savaşı sonlandırmak üzere müzakere edilmesi ve adil bir diplomatik çözüm bulma arayışlarını takdir ettiğini açıkladı. Reuters haber ajansı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kongre’ye bir mektup göndererek, Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye potansiyel F-16 savaş uçağı satışının “ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olacağına ve aynı zamanda NATO’nun uzun vadeli birliğine hizmet edeceğine inandığını bildirdiği” iddiasına yer verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise ABD basınının söz konusu iddiasını yanıtsız bırakırken “ABD’nin Türkiye ile NATO ortaklığına büyük değer verdiği” görüşü paylaştığı aktarıldı.
RUSYA İÇİN İŞLER YOLUNDA GİTMEZ İSE ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI?

Bu senaryoda dikkat edilirse Rusya’nın eğer işlerin yolunda gitmeyeceğine dair ihtimal güçlenirse o zaman Putin yakın bir vadede krizin mevcut haliyle dondurulmasını tercih edebilir. Bunu tercih etmesi için Batı’nın ambargo seçeneğini Putin’in canını acıtacak bir ölçeğe taşıması ve Rusya’nın taleplerine kararlı bir şekilde hayır diyerek karşılık vermesi gerekir. Eğer Putin Kırım’ın ilhakının tanınması, NATO üyeliğinin rafa kaldırılması ve Ukrayna’nın silahsızlandırılması talebini Ukrayna’nın bütününe yönelik bir müdahalenin meşrulaştırılması için maksimalist bir şekilde dile getirdiyse, o zaman Putin’in Donbas çıkışında çok daha ileri gidecek hamleler yapması gerekecek. Bu hamleler arasında tam bir savaş senaryosu dahil olacak şekilde Ukrayna’nın Dinyeper Nehri doğal sınır olacak şekilde ikiye parçalanması ve Odesa Limanı’nın Ruslar tarafından abluka altına alınarak Ukrayna’nın tam teslim olmasının sağlanması yer alabilir.

Böylesi bir senaryoda savaşın Ukrayna ile sınırlı kalması da pek mümkün olmaz. 3’üncü dünya savaşının işaretleri verilmiş olabilir. Tam da bu noktada Putin’in 21 Şubat tarihli konuşmasının detaylarına odaklanarak Rusya’nın Ukrayna üzerinden kendisini yeniden nasıl konumlandırdığına bakılması gerekir. Putin her ne kadar ulusa seslenişinin bütününde Ukrayna’yı hedef tahtasına yerleştirmiş olsa da konuşması asıl olarak Soğuk Savaş sonrası oluşan statükonun Rusya lehine revizyonunu hedefliyor. Bir bakıma da tarihsel Rus stratejik kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Batı korkusunun ve yakın çevresine yönelik Rusya hegemonyasının yeniden tesis edilme hedefini yansıtıyor. Konuşmasındaki tarihsel kodlar ve referanslar bir kenara bırakılırsa Rusya’nın bu yeni revizyonizminin ne anlama geldiğini anlamak çok da zor değil.

Türkiye’nin ABD’den talep ettiği 40 adet F-16’nın ve 80’e yakın modernizasyon kitinin satışı konusunda henüz resmi bir açıklama yok. Ancak konunun taraflar arasında süregiden ve yaz döneminde tamamlanması hedeflenen teknik görüşmelerde ele alındığı biliniyor. Burada da Kongre’deki Türkiye karşıtı kesimlerin ağırlığı ve 8 Kasım’da Kongre seçimlerinin sonucu belirleyici olacak. Zira, ara seçimlerde Temsilciler Meclisi’nin tamamı, Senato’nun da üçte biri yenilenecek.

#ABD
#Türkiye
#F-35
#F-16
#S-400
2 yıl önce
Son konjonktürde ortaya çıkan kriz alanları, özellikle Rus revizyonizmi ABD ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırdı mı? Rusya için işler yolunda gitmez ise üçüncü dünya savaşı çıkar mı?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’