|
Enflasyon
Temmuz ayı enflasyon oranı açıklandı.
TÜİK’e
göre
fiyatlar, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18.75 artarken, bir önceki aya göre de yüzde 1.80 oranında artış gösterdi.
HANGİ MALLARIN FİYATI ARTTI?
Enflasyon hesaplanırken kullanılan endekste yer alan 415 maddenin Temmuz 2021’de; 81’inin ortalama fiyatında düşüş yaşandığı, 50’sinin ortalama fiyatında herhangi bir değişim olmadığı ve kalan 284’ünün ortalama fiyatında artış gerçekleştiği görülmüştür.
Harcama grupları olarak bakıldığında, enflasyon oranının hesaplanmasında yüzde 25,04 ağırlığı olan
gıda ve alkolsüz içeceklerde gerçekleşen artışın en yüksek oranlarda gerçekleştiğini görüyoruz.
2020 yılının Temmuz ayına göre gıda ve alkolsüz
içeceklerde
artışın miktarı yüzde 24,92 olarak gerçekleşmiş.
Özellikle yaz aylarında
meyve ve sebze arzında meydana gelen artış ile gıda fiyatlarının enflasyonu
düşürdüğü
son dönemlerde kuraklık ve yüksek maliyetler nedeniyle oluşan arz daralması ile gıda fiyatlarının enflasyonu arttıran bir sürecin yaşanması önemli bir sorun olduğu açıktır.
Özellikle gıda ile ilgili
arz, maliyet ve sonuç olarak ortaya çıkan fiyat artış sorunun
çözülmesinin ne kadar önemli olduğu ortada.
Diğer yandan, fiyat artışının yaşandığı diğer harcama kalemleri olarak da, enflasyon hesaplamasında yüzde 15,49 oranında ağırlığı olan ulaştırmada da yüzde 24,62 oranında fiyat artışı olurken, koronavirüs nedeniyle tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar dolayısıyla arz sıkıntısı yaşanan ev eşyasında yüzde 22,70 oranında artış gerçekleşmiş.
Konut, lokanta ve oteller de en yüksek artışın yaşandığı diğer harcama grupları olmuş.
ENFLASYON VE
POLİTİKA FAİZ ORANI
Enflasyon ve Merkez Bankası tarafından belirlenen politika faiz oranının birbirine yaklaşması
ve dolaysıyla reel faizin sıfıra yaklaşması, faiz konusunda atılacak adımların önemi sebebiyle, dikkatlerin Merkez Bankası’na dönmesine neden oluyor.
Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararında iki önemli bakış açısını (yani tercihleri) göz önünde bulundurması gerekiyor. Bu iki bakış açısı da çok kritik hususları kapsıyor.
Birinci tercihte,
faiz oranı ile enflasyon arasındaki güçlü ilişki (yani enflasyon ne kadar yüksek ise faizin de o kadar yüksek olması zorunluluğu) faiz ile ülkeye girecek sermaye girişi arasındaki güçlü bağ ve enflasyona sebep olan harcamaları düşürmek için faizlerin yüksek olma zorunluluğu, Merkez Bankası'nın
yüksek faiz
politikasını uygulamaya devam ettiğini göstermektedir.
İkinci
tercihte
, yüksek faizlerin neden olduğu maliyetler, koronavirüs
döneminde
ekonomilerin kapanması nedeniyle yaşanan finansal zorluklar ve yüksek faizin kaynakları yatırım yerine farklı finansal araçlara
yönlendirmesi
dolayısıyla oluşan ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etki, faiz indirimi beklentilerinin oluşmasına neden olduğunu söylemekte fayda var.
Özellikle de birçok
ülkeye göre yüksek olan
mevcut politika faiz oranının ne zaman ne oranda ve ne miktarda düşürüleceği
son dönemlerde sıklıkla zerinde konuşulan önemli konulardan birisi.
Ancak, enflasyon oranındaki artışın bu seviyelerde devam etmesi durumunda,
Merkez Bankası’nın alacağı faiz indirim kararının gecikeceği de bir gerçek.
Bu nedenle, son yıllarda yaşadığımı
z faiz- enflasyon- kur döngüsünün neden olduğu sorunlara odaklanmak ve bu döngünün kırılması
için uygulamaya
geçecek politikalar oluşturmak birçok
makroekonomik ve soysal göstergenin de iyileşmesi için önemli bir adım olacaktır.
#TÜİK
#Merkez Bankası
#Temmuz
3 yıl önce
Enflasyon
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi