|
Doğu Akdeniz’de oluşan yeni güç dengesi

2008 küresel ekonomik kriziyle özellikle gelişmiş ülkelerde meydana gelen dalgalanma tüm ekonomik güç dengesinin değişimini tetiklemişti. Bir yandan gelişmekte olan ülkeler öne çıkmış ve Çin giderek artan bir ekonomik güç haline gelmiş, diğer yandan gelişmiş ülkelerin kontrolünde olan uluslararası kurum ve kuruluşlarda temsiliyet krizi oluşmuştu. Dolayısıyla bu kurumların ekonomik güç dengesine göre yeniden reforme edilmesi tartışmaları başlamıştı.

Dünyada bunlar tartışılırken koronavirüs salgını ile birlikte dünya ekonomisi tekrar sarsıldı. Salgın öncesinde bölgemizde, daha doğrusu Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin aktif politikasıyla bölgenin güç dengesinde ciddi değişişimin yaşandığı bir döneme girmiş olduk.

DOĞU AKDENİZ’DE DEĞİŞİM

2000’li yılların başında birçok ülkenin Doğu Akdeniz’de başlattığı petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarına, son yıllarda sismik araştırmalara girişen Türkiye’nin de eklenmiş olması yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.

Türkiye bir yandan sondaj çalışmalarına başlarken diğer yandan Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştiren bir hamle yaptı. Türkiye, Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasıyla beraber diğer ülkelerle sınırlarının ne olduğunu da dünyaya ilan etmiş oldu. Bu mutabakat yıllarca Yunanistan ve GKRY’nin kendilerine göre belirlediği sınırların artık bir geçerliliğinin olmadığı anlamına geliyor.

Türkiye, bölgedeki olası deniz sınır anlaşmalarıyla Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki sınırları sayesinde kara parçasının yaklaşık yarısı kadar da denizde bir alana sahip oldu.

Son dönemlerde bunu farkeden ABD, Fransa ve birçok AB ülkesinin Yunanistan ve GKRY ile yeni bir ittifak arayışına girmesinin, tüm güçleriyle Doğu Akdeniz’de bulunmalarının, üs kurma çalışmalarının ve tatbikat yapmalarının tetiklenen güç dengesinin nereye evrildiği hakkında önemli ipuçları verdiği de açıktır.

Yüz yıl öncesi dönemde dünyanın en önemli zenginliğine sahip Ortadoğu coğrafyasındaki petrolü AB ülkeleri, ABD, İngiltere ve Rusya gibi ülkeler kendi aralarında paylaşmışlar ve ülke sınırlarını kendi çıkarlarına göre belirlemişlerdi.

Günümüzde ise bölgenin keşfedilecek zengin doğal gaz kaynaklarının potansiyelini düşünerek bu bölgeye yığınak yapsalar da bu ülkelerin geçmişe kıyasla yeterli ekonomik ve siyasi güce sahip olmadıklarını ve bölgede istediklerini yapma ve yaptırma konusunda ellerinin çok da rahat olmadığını ifade etmekte fayda var.

DOĞU AKDENİZ TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

Açıkçası Doğu Akdeniz bölgesi ekonomik güç dengesini yeniden değiştirecek ve önümüzdeki en büyük ekonomik engel olan enerji faturasını ortadan kaldıracak potansiyele sahiptir. Yani Doğu Akdeniz Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını sona erdirecek önemli ekonomik ve siyasi bir bölgedir.

Doğu Akdeniz’de yeni deniz sınırlarına ulaşması, Türkiye’nin doğal gaz piyasasının önemli bir aktörü olmasını sağlayacaktır.

Hep ifade ettiğimiz gibi Türkiye doğal gaz kaynaklarını talep eden ve arz eden ülkeler arasında merkezi konuma ve uygun rotaya sahiptir. Bunun yanında önemli düzeyde deniz sınırına ulaşmasıyla, Türkiye doğal gaz kaynaklarına sahip ülke potansiyeline de kavuşmuş olacaktır.

Doğu Akdeniz, Türkiye’nin geleceğidir.

Stratejik olarak çok önemli olduğundan ve mevcut kazanımların devamı için, Doğu Akdeniz konusunun iç siyasi polemiklerle ve mücadelelerle heba edilmemesi hiç tartışmasız hayati derecede önemli bir meseledir.

Doğu Akdeniz, Türkiye’nin Akdeniz’de, Antalya ve İskenderun’a hapsedilen bir ülke olmaktan yani sıkışmışlıktan kurtulmasıdır.

Doğu Akdeniz, 100 yıl sonra Türkiye’nin ayağına gelen en büyük fırsattır. Bu fırsatın iyi kullanılmasının da hayati derecede önemli olduğu aşikardır.

#Doğu Akdeniz
#Türkiye
#Güç dengesi
4 yıl önce
Doğu Akdeniz’de oluşan yeni güç dengesi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi