Son yıllarda
Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama
çalışmaları hız kazandı. Geçtiğimiz hafta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölgede yeni doğalgaz rezervlerinin bulunduğu açıklandı.
Bu bölgeden gelen doğalgaz keşif haberleriyle birlikte bölgede heyecanın daha da arttığı bir atmosfer var.
Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz miktarı arttıkça ya bölgede enerjinin itici gücü sayesinde bir barış ortamı hakim olacak ya da ülkeler arasında var olan stres çatışmaya kadar uzanan
bir noktaya gidecek. Bölgedeki gelecek senaryolarının temelinde şu an için bu iki durumun bulunduğunu söyleyebiliriz.
HUKUKSUZ İLAN EDİLEN MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGELER
Olası stresin çatışmaya varmasının temel nedeni de açıkçası tek taraflı, bölge ülkelerine danışmadan ve
hukuksuz biçimde belirlenen münhasır ekonomik bölgeler ve bölgede Türkiye’ye karşı birleşen ülkeler ve yönetimler.
Bir taraftan Kıbrıs üzerinde var olan mesele devam ederken, bu anlaşmazlıkları görmezlikten gelerek
hem münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmiş olması hem de doğalgaz arama faaliyetlerini bir oldu bittiye getirmeleri
kabul edilecek bir durum değil.
Üstelik bunu bölgede bulunan ülkeler ve aktörler adeta anlaşmış bir şekilde hayata geçiriyorlar. Alınan bu tek taraflı kararlarla
Türkiye’nin adeta denklemin dışına itilmesinin hem bölge barışı hem de uluslararası hukuk açısından çok iyi bir durum olmadığını söylemek lazım.
Öyle ki 65 km yakındaki Türkiye’yi görmezlikten gelip, maliyeti konusunda sürekli farklı rakamlar zikredilen
yaklaşık 2000 km uzunluğunda olan Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru hattı (EastMed) projesinin Yunanistan üzerinden hayata geçirilme motivasyonunun ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak zor.
Üstelik bu projenin
ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından destek görmesine
de ayrı bir parantez açmak lazım.
Tabii ki bu durumun arkasında yatan temel amaç gayet açık. Bir yandan Türkiye’nin
bölgede artan stratejik konumu olduğundan daha önemsizmiş gibi gösterilirken diğer yandan da son yıllardaki enerjide ticaret merkezi olma süreci sekteye uğratılmaya çalışılıyor.
Ayrıca,
EastMed projesinde Türkiye’ye Yunanistan üzerinden bir alternatif oluşturma çabası var. Çünkü bu stratejinin destekçileri
olan AB’nin bir taraftan Türkiye’yi enerji denkleminin dışına itme diğer taraftan Türkiye üzerinden Rusya’dan kurtulma hedefleri bulunuyor.
BÖLGEDEKİ KAYNAKLARIN GELECEĞİ
Doğu Akdeniz’de farklı rezerv rakamlarından bahsediliyor. Ama şu bir gerçek ki arama çalışmaları arttıkça keşfedilen rezervlerin miktarı artıyor.
Dolayısıyla Doğu Akdeniz bölgesi yalnız Yunanistan, Mısır, İsrail, GKRY ve AB gibi görünmeyen aktörler tarafından yönetilen, yararlanılan ve yeni bir enerji denklem kurulma
hakkı verilen bir bölge olmamalı.
Türkiye olası oldu bittilere izin vermemek ve hem kendi hem de KKTC’nin haklarını korumak adına bölgede daha aktif faaliyetler göstererek ben de varım diyor.
Sismik araştırma gemisi ve yürüttüğü arama çalışmalarıyla Doğu Akdeniz’de gaz buluncaya kadar faaliyetlerine devam edecek.
Daha önce bir sondaj gemisiyle doğalgaz arayan Türkiye, yeni bir sondaj gemisini de bölgeye göndereceğini açıklaması, bölgedeki aktörlerin
Türkiye’yi denklemin dışına itmesine Türkiye’nin izin vermeyeceğinin açık mesajını vermektedir.
Dolayısıyla, Doğu Akdeniz’de gittikçe ortamın gittikçe ısındığını gösteriyor. Bu bölgede keşfedilecek
doğalgazın miktarı, hem bölgedeki aktörlerinin bu satranç oyunundaki ağırlıklarını hem de yeni enerji denkleminin kimin kuracağını belirleyecektir.
#Türkiye
5 yıl önce
Doğu Akdeniz’de satranç oyunu
Avrupa’nın unutulan soykırımları
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
