Türkiye ekonomisinin son iki
çeyrek döneminde yaşadığı daralmanın sonlandırılması ve yeniden pozitif yönde büyümenin sağlanması bu dönemin en önemli öncelikleri
arasında yer alıyor.
Bu kapsamda öne çıkan hususların başında işletmelerin geçen yıl Ağustos ayında gerçekleşen kur ve yüksek faiz şoku nedeniyle yaşadıkları ekonomik sıkıntıların giderilmesi geliyor. Bu sıkıntıların giderilmesi için de öncelikle söz
konusu borçların hafifletilmesi konusu oldukça elzem.
Diğer bir konu ise, yüksek faizlerin neden olduğu ve olacağı iç talepteki daralma oluşturuyor.
Yüksek faizlerin iç talepte ciddi manada düşüşe sebep olduğu bu konjonktürde önümüzdeki hafta alınacak faiz kararının talepte ne gibi bir etkiye sebep
olacağı merak konusu.
YENİ İSTANBUL YAKLAŞIMI
Geçtiğimiz hafta Meclis’ten geçen torba yasa ile
yeni İstanbul Yaklaşımı kapsamında borçlarını ödeme kabiliyeti olan şirketlere yeniden yapılandırma imkanı sunan düzenleme getirildi. Peki bugün şirket borçlarına yapılandırma konusu neden gündemde ve bu düzenlemelere neden ihtiyaç duyuluyor?
Bu sorunun en net cevabını 2018 yılı Ağustos ayından bu yana Türkiye ekonomisinin içerisinde bulunduğu süreç veriyor. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında kur şoku ile karşı karşıya kalan Türkiye ekonomisi, bu şokun etkisini bertaraf etmek bir çok adım attı ve farklı uygulamaları hayata geçirdi.
Ancak kurlarda ani yükseliş beraberinde faizlerde artışı da getirdiğinden şirketlerin borçluluk konusunda zora girdiği bir dönem oldu.
Bu yaklaşımın ekonomide işletmelerin artan borç yüklerinin hafifletilmesi açısından önemli olduğu son derece açık.
Yeniden yapılandırma kapsamında
öncelikle ödeme kabiliyeti olanlara vadeleri uzatma imkanı tanınırken aynı zamanda faiz ve anaparanın indirilmesi durumu da söz konusu.
Öte yandan gerekli görüldüğü takdirde yeni kredi de açılabilecek.
Nitekim bugün kur şokunun üzerinden bir yıla yakın süre geçti ve ekonomide dengelenme süreciyle beraber şirketlere borçlarını ödeyebilme imkanı sunan bu
düzenleme ise şüphesiz reel sektör için can suyu niteliği taşıyor.
Bu düzenlemenin hem reel kesime hem de finans kesimine ivme kazandırarak üretim ve istihdamı desteklemesiyle de
ekonomisinin tekrar büyüme evresine geçmesi bekleniyor.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI
Bu hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı var. Bu toplantı hem Merkez Bankası’nın yeni başkanının faiz kararı açısından hem de yüksek faiz dolayısıyla piyasada oluşan daralmanın yönünün belirlemesi açısından önemli.
Bu toplantıda açıklanacak faiz düşürme kararı
hem yüksek faiz dolayısıyla oluşan maliyetlerin biraz olsun hafiflemesi hem de ekonomik büyüme ile ilgili oluşan
negatif algının kırılması açısından çok önemli.
Tabi diğer yandan olası faiz düşürme kararının kurlarda tekrar bir hareketliliğe neden olmaması da önem arz ediyor.
Diğer taraftan Perşembe günü yapılacak Temmuz ayı PPK toplantısının, Para Politikası Kurulu’nun toplantı takviminde yer alan
Eylül, Ekim ve Aralık
toplantılarında alınacak faiz kararı için de öncü bir adım olması bekleniyor.
Dolayısıyla, hem İstanbul yaklaşımı hem de merkez bankasının alacağı faiz kararının, ekonomide toparlanmanın yanında düşük oranlarda olsa bile tekrar ekonomik büyümeye geçmek için önemli adımlar olacağı açık.
Bu durum Türkiye ekonomisinde
hem işsizliğin düşürülmesine hem de ekonomik büyüme ve kişi başı gelirde aşağı olan trendin pozitif yöne çevrilmesine katkı yapacaktır.
#Büyüme
#PPK
#Merkez Bankası
5 yıl önce
Ekonomik büyümenin vazgeçilmezliği
Hacca gitme sırası
Sünneti reddedenler sünnetsiz olmalı değil mi?
"Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır"
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
