|
Faiz-kur-enflasyon bilmecesi

Faiz-kur-enflasyon döngüsü ekonomide sürekli konuştuğumuz ve sıklıkla yaşanılan bir durum. Uygulanan politika tercihine göre bakıldığında bazen düşük faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon olarak bazen de yüksek faiz- düşük kur-düşük enflasyon olarak öne çıkmaktadır.

Açıkçası ekonomik konjonktüre bağlı olarak uygulanan bu politika tercihlerinin kendine göre ekonomide iyi ve kötü sonuçları vardır. Bu politika tercihleriyle elde edilecek sonuçlar uygulanan programın başarısına ve Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının etkinliğine bağlı olduğu kadar diğer ülke merkez bankalarının uyguladığı para politikaları da bu noktada önemli bir husus olarak öne çıkmaktadır.

Şöyle kısaca bir bakarsak;

DÜŞÜK FAİZ- YÜKSEK KUR TERCİHİ

Son dönemlerde covid-19 nedeniyle ekonomilerde meydana gelen daralmayı durdurmak dolayısıyla ekonomideki aktiviteyi hızlandırmak için dünyada düşük faiz hatta negatif faiz uygulamaları oldu. Türkiye’de de negatif reel faiz dediğimiz bir durum ortaya çıktı. Negatif reel faiz, nominal faizden enflasyonu çıkarttığımızda elde edilen faizdir.

Faizin düşük olması GSYH’de yani tüketim harcamalarının üzerinde, yatırım harcamalarının artışında, ekonomik aktivitede artış ile beraber elde edilecek kamu gelirleri nedeniyle kamu harcamalarının artışında etkili olmaktadır. Bu da yüksek ekonomik büyüme demektir.

Diğer yandan, yüksek kur özellikle ithalatı azalttığı gibi ihracatı arttıran ve dolayısıyla dış ticaret açığının azalmasına önemli ölçüde katkı yapan bir politika tercihi oluyor.

Ancak bizim gibi enflasyon sorunu olan, cari açık sorunu yaşayan ve en önemlisi de dış finansmana ihtiyaç olan ülkelerde negatif reel faiz bir süre sonra enflasyon üzerinde baskı yaptığı gibi ülkeye dış finansman girişinde azalmaya neden olabilir.

Diğer yandan, faiz-kur-enflasyon döngüsü içerisinde olan dönemlerde özellikle pandemi döneminde düşük faiz, tasarrufların dolarizasyonu tetiklemesine neden olmaktadır.

Bu yüzden merkez bankasının tekrar faizleri arttırma noktasına gelmesi bir yandan düşük faizin tetiklediği enflasyon olurken diğer yandan düşük faiz dolayısıyla artan dolar tercihi yani dolarizasyondur.

YÜKSEK FAİZ-DÜŞÜK KUR TERCİHİ

Yüksek faiz tercihi yani reel faiz tercihi en kolay tercih, riski az ve ekonomiye maliyeti yüksektir. Yüksek faizin maliyeti yüksek, çünkü yüksek faizler ekonomik aktiviteyi düşürdüğü gibi sermayenin maliyetini arttırdığı için düşük faiz kadar olmasa da yüksek enflasyonu tetikleyen önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır.

Diğer yandan, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde dışardan sermaye çekmek ve artan ülke risk primini düşük tutmak için yüksek faiz tercihi bazen kaçınılmaz hale gelebiliyor.

PEKİ ORTA BİR TERCİH YOK MU?

Aslında iki tercihe bakıldığında her iki tercihin de avantajları ve dezavantajları olduğu ortada.

Bu nedenle, her iki politika tercihinin de avantajlarını kapsayan orta bir tercih, zor olsa da hedef haline getirilmelidir. Bu orta tercih, düşük faiz, düşük enflasyon ve makul kur seviyesini kapsamına alıyor.

Bu tercih, ekonomideki yapı ile birebir ilgilidir. Ekonomide cari açığın azaltılması yani dış ticaret açığının azaltılması ve ülkeye sermaye girişi en öncelikli alan olmalıdır. Tabii cari açık azalırken ekonomik büyümenin de düşmemesi yani sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması gerekiyor.

#Faiz
#Enflasyon
#Kur
4 yıl önce
Faiz-kur-enflasyon bilmecesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset