|
Koronavirüs ekonomik krizi

Yakın zamanda dünyada birçok ekonomik ve finansal kriz yaşandı. Yakın zamanda yaşanılan ekonomik ve finansal krizler ile koronavirüs dolayısıyla yaşanılan krize bakacak olursak şöyle bir tablo var.

YAKIN ZAMANDA YAŞANAN EKONOMİK KRİZLER

1998 yılında Asya’da patlayan ve virüs gibi birçok ülkeye bulaşan Asya ekonomik krizinin temelinde Asya ülkelerine gelen yabancı sermayenin verimli alanlarda kullanılmaması nedeniyle yaşanan zorluklar, kısa vadeli borçlardaki artış, uygulanan döviz kuru politikaları ve finans kesiminde var olan yapısal zayıflıklar yer alıyordu.

2001 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin birçok sebebi vardı. Başta kamu maliyesinde yaşanan sorunlar, siyasi istikrarsızlıklar, yüksek faiz oranları, yurtiçi sermaye çıkışları gibi sorunlar gelirken, 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi de 2001 ekonomik krizinin nedenleri olarak öne çıkan hususlardı.

2008 yılında meydana gelen küresel ekonomik krizi, mortgage krizi olarak biliyoruz. Bu kriz ABD’de türev ürünlerdeki balon ile başlayıp, başta yüksek kamu borcu ve bütçe açığı nedeniyle AB ülkelerinde ardından dünyada likidite krizini doğurdu. Bu kriz neredeyse dünyanın önde gelen tüm ülkelerini etkileyen küresel finans krizi haline geldi.

Yaşanan tüm krizlerin temelinde temel makroekonomik göstergelerdeki bozulmalar yatsa da bu dönemlerde piyasalara enjekte edilen finansal kaynaklar, IMF tarafından sağlanan kaynaklar ve uygulanan ekonomik reçetelerle bir şekilde bu krizlerin üstesinden gelindi.

PEKİ, “KORONAVİRÜS EKONOMİK KRİZİ” NASIL BİR KRİZ?

Koronavirüs salgınının neden olduğu yeni kriz, yani “Koronavirüs Ekonomik Krizi” yakın zamanda meydana gelen ekonomik ve finansal krizlere benzemiyor. Temelinde salgının olduğu bu kriz dünya ekonomisini de tehdit ediyor.

Koronavirüs salgını küresel salgın yani pandemi haline gelince, işletmelerin hizmete ara verdiği, insanların eve kapandığı, tüketimin azaldığı dolayısıyla ekonomideki daralmanın hatta ani duruşların yaşandığı durumlar ortaya çıkıyor. Yani mevcut ekonomik sistemin temeli olan tüketime ve üretime darbe vuruluyor.

Talepteki daralma ile birlikte petrol talebinin düşmesi, dünyada petrol fiyatlarının çakılmasına sebep oldu ve petrol üreten ülkeler açısından ciddi bir şok yaşandı. Yaşanan şokun ardından kızışan küresel enerji savaşları ise bu salgının ciddi sonuçları olarak öne çıkıyor.

En önemlisi de çalışanların eve dönmesi ile var olan işsizlik sorununu daha da derinleştirmesi nedeniyle, koronavirüs salgını sosyal açıdan birçok ülkede sosyal patlamaların işaret fişeği olmaya aday.

Diğer yandan, insanların panik halinde nakite özellikle de dolara geçmesi ile dolar talebinin artması ve sonrasında piyasada yerel paraların değer kaybetmesi ve finansal zorluklardan dolayı de bir çok ülke IMF’ye başvuracaktır. İran’da olduğu gibi.

Koronavirüs salgınının belki de en can alıcı özelliği, insanları sağlık ve ekonomi arasında tercih yapmaya zorlamasıdır. Ama gerçekten çok zor bir tercih. Çünkü sağlık nedeniyle ekonominin tamamen durması ne kadar sürdürülebilir değilse, tam tersi de yani salgını ihmal ederek ekonominin devam ettirilmesi de bir o kadar sağlıklı bir tercih değil.

Koronavirüs salgınının daha ne kadar süreceği bilinmediği için ekonomiler üzerindeki etkisini ve maliyetini tam olarak hesaplamak da zor. Ama birçok ülkenin aldığı tedbirler ve hazırlanan ekonomik paketler gösteriyor ki, bu salgının ekonomileri derin bir şekilde etkilediği ve etkileyeceği son derece açık.

Bu nedenle koronavirüs ekonomik krizi, 1998 yılında Asya’da patlayan ve virüs gibi birçok ülkeye bulaşan Asya ekonomik krizine, 2001 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik krize ve 2008 yılında ABD’de başlayan ve sonrasında tüm Avrupa’da ve diğer ülkelerde etkili olan küresel ekonomik krize benzemeyen ve birçok açıdan farklı olan bir küresel ekonomik kriz olarak öne çıkıyor.

#Koronavirüs
#Ekonomi
#Kriz
4 yıl önce
Koronavirüs ekonomik krizi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti