Bu dönem üzerinde en çok konuştuğumuz konu hukuki ve ekonomik reformlar.
Hukuki ve ekonomik reformlardan en büyük beklenti, hem ülkedeki yerli yatırımcıların yatırıma dönmesi hem de uluslararası yatırımcıların önündeki engellerin ortadan kaldırılmasıdır.
Bu dönemde bahse konu bu reformların yapılmasının temel amacı bizim gibi gelişmekte olan
ülkelere fon akışlarının hareketlenmesini ve pandeminin ekonomide neden olduğu hasarın kısa sürede giderilmesini sağlamaktır.
Dünyada atıl durumdaki sermayenin bulunduğu ülkelerde getiri oranı oldukça düşük olduğundan atılacak reform adımları bizim gibi ülkelere sermaye girişinin artmasını sağlayacaktır.
PEKİ YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN NELER YAPILMALIDIR?
Yatırım ortamının iyileştirilmesi için hem makro hem de mikro alanda yapılacak çok iş var.
Yatırımcı için ekonomideki
güven unsuru
çok önem arz etmektedir. Güven aslında çok geniş kapsamlı bir kavram.
Güven kavramı, ülke ekonomisine güven, karar vericilere güven, karar vericilerin aldıkları kararlara güveni ifade ediyor.
Karar vericilerin karar alırken duruma göre mi yoksa kurala göre mi hareket ettikleri bu dönemde en çok üzerinde durulması gereken husustur.
Kararlar alınırken ve politikalar uygulanırken yatırımcıları olumsuzluğa sevk edecek zaman tutarsızlığı sorununun olmaması gerekiyor.
Zaman tutarsızlığı sebebiyle karar vericilerin önceden ilan ettiği politikayı gelecekte değiştirmesi durumunda önceden alınan kararlara göre hareket eden yatırımcılar pek çok problem ile karşı karşıya kalıyor. Mesela, enflasyonu azaltmak için uygulanan politikaların seçim öncesine denk gelmesi, sonrasında ise bu politikalardan vazgeçilerek daha harcamacı yani enflasyonu artıran politikalara dönüş yapılması zaman tutarsızlığını ortaya koyuyor.
Özellikle birçok gelişmekte olan ülkede sıklıkla görülen bu durum, uluslararası yatırımcıların azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapmalarının önünde en büyük engel olarak göze çarpmakta.
Diğer bir nokta ise hukuki mevzuatın net olmasıdır. Uluslararası yatırımcıların önem verdikleri en önemli hususlardan birisi de hukuki mevzuatın açık ve net olmasıdır.
Hukuki anlaşmazlık çıktığında sorununu çözecek ve kısa sürede sonuç alabilecek hukuki mevzuatın varlığının ve işlerliğinin yatırımcılar için en büyük motivasyon kaynağı olduğu tartışma götürmez.
Gelişmiş ülkelerin en çok yatırım alan ülkeler olmalarının ya da daha zengin ülkeler olmalarının
nedeni de bu değil mi?
Ekonomide fiyat istikrarı öne çıkan diğer önemli bir husustur.
Fiyat istikrarının olmadığı ya da enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde hem yerli yatırımcıların hem de uluslararası yatırımcıların önlerini görmeleri kolay değildir. Çünkü, yüksek enflasyonun neden olacağı dolarizasyon yatırımcıların kararını değiştirir.
Ekonomik birimler, yatırım yapmaktansa parasını koruma güdüsüyle yabancı paralara yönelmeyi tercih edecektir.
Yüksek dolarizasyon uluslararası yatırımcıları da engeller.
Kurumların kapasitesi ve kurumlara güven öne çıkan diğer bir husus.
Kurumların doğru işleyişi, ekonominin genel kuralarına göre hareket etmeleri
hem kurumların kredibilitelerinin artmasını sağlayacak hem de kapasitelerini kullanmalarının önünü açılacaktır.
Son yıllarda,
düşük ya da orta gelirli ülkelerin bulundukları darboğazdan çıkmaları için
kurumların neden çok önemli olduklarını gösteren pek çok çalışma mevcuttur.
Mali alanda ise özellikle vergileme konusundaki iyileştirmeler göze çarpmaktadır. Bu doğrultuda, firmalara yönelik
özendirmelerin alınacak kararların etkin olmasını sağlayacağı açıktır.
En önemlisi de işletmelerin özellikle pandemi nedeniyle yaşadıkları finansal sorunların çözümü ve ekonomiye geri dönüşlerinin
sağlanması öncellikle alınması gereken tedbirlerdir.
#Yatırım
3 yıl önce
Yatırım ortamı nasıl iyileşir?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset
