Bu ayetlerde Allah semaya, insanlardaki ve meyvelerdeki farklılıklara dikkat çektiği gibi toprağın yapısındaki farklılıklara da dikkat çekiyor ve bunları bilenlere ‘âlim/ulema’ diyor. Bu durum müminlerin bu konuları bilmelerine bir teşviktir, hatta bilmeleri bir zorunluluktur.
Bunlarla vardığımız sonuç şudur: İslam ilme teşvik ederken ve âlimlere büyük payelere verirken, onları överken din ilmiyle dünya ilmi diye bir ayırım yapmaz, hatta ağırlığı dünya ilmine verir. Bu sebeple ‘rabbinin adıyla’ ve Allah için yapılacak olan ilimler/bilimler Allah’ın özellikle teşvik ettiği ilimlerdir. Yeter ki, Kuranıkerim onların Allah için olabilmesini sağlayacak kadar bilinmiş olsun. Onun bilinmesi için de lafızları üzerinde bir ömür kafa patlatmaktan daha kolayı, varlığı/dünyayı, insanı iyi tanıyarak onu anlamaya çalışmaktır. Ama bütün bunlar ‘rabbinin adıyla’ olmazsa ‘insanın kendini müstağni görüp tağutlaşacağına / azgınlaşacağına’ da dikkat çekilir. Böyle olan insan ilmi artık Allah’ı tanımak için değil, insanları ezip sömürmek, tabiatı bozup tahrip etmek için kullanır.