Yabancılaştıran bireysellik insanları bir birinden koparır, zorunlu ilişkileri keser, yalnızlaştırır. İnsanı güvenmez ve güvenilemez hale getirir, yabancılaştırır. Oysa dünya huzuru dahi güvenmede, güvenilmede ve bunlar üzerine kurulu insani ilişkilerdedir.
Bugün Batı ülkelerinde gelinen nokta şudur: Sokakta kimse kimseye bakmaz, kimse kimseyle ilgilenmez, herkes tek başına yürür gider. Gereksiz, rahatsız edici ve anlamsız bakışlardansa bu daha iyidir diye düşünülebilir, ama bakışın da edebini bilenler için asla iyi olamaz. İnsanlar birbirlerine muhtaç olarak yaratılmışlardır. Bakıp ilgilenemeyecek ise insan insanın velisi olmaz, keyfini kaçıran bir fazlalık olur. Hiç olmazsa bir selam için bakmalıdır.
Türkiye’nin Doğusunda ve Batısında bile durum farklıdır. Karadeniz’de ya da Doğu ve Güneydoğu’da insanlar sizinle ilgilenirler, bir şey sormanızdan ya da istemenizden gocunmazlar, sadece sözle ve tarifle değil, fiilen ve zevkle yardımınıza koşarlar. Gerekirse sizi alıp gitmek istediğiniz yere kadar götürürler. Batımızda durum değişir. Bir adres sorsanız, ben ne bileyim kardeşim der gibi abus bir çehre ile bakıp, belki lütfen bir iki şey söyleyebilirler ve dönüp yollarına devam ederler. Tabii ki, herkes böyle değildir, ama genel manzara budur.