|
“Bir eksiğimiz medya babaannesi idi artık o da tamam!”

Günlerdir, hatta haftalardır heyecanlı geçen günlerimiz bir kaç gün sakinliğin sularına demir attı. Sakinlik güzel şey mi? Hız çağında hareketsizlik bünyeye zarar. Hareket iyi güzel de hareketin kim tarafından nasıl yapıldığı da önemli. Genç bir insanın hareketli bir hayatının olması harika. Mesela benim hayatım hareketli olsa, her güne bir macera fena mı olurdu! Ama biz, yani ben 27 yaşımda tarla faresi kadar tek düze sıkıcı ve hareketsiz bir hayat yaşarken, maşallah babaannem bir dakika yerinde durmuyor. Çete misiniz mübarek. Bir durun, bir soluklanın. Gene ne oldu diyorsunuz. Ne olmuyor ki! Ne olmuyor ki!

Babaannem dün ifade verdi. Sadece babaannem değil bütün altın kızlar.

Babam ile amcam bir hayli tedirgin, Altuğ’a haber versek miydi ikircikliğini yaşadılar ama, annelerinden korkularına pek cesaret edemediler. Annem her zamanki gibi en serin kanlı, en üşüten hali ile,“76 yaşındaki bir kadının, kimsenin yardımı ve desteği olmadan ifadesini verme hakkı olsun” dedi.

“Ay bu ne hakkı!” dedi Gülderen Yenge. “Kusura bakma elticiğim ama sen kalkar şimdi 76 yaşındaki bir kadının tutuklanma hakkı da olsun dersin.”

Annem gayet net, gayet mekanik bir ses ile “Cümlelerini absürt komedi için sakla Gülderen” dedi.

Annemin dediği gibi oldu. “76 yaşındaki kadın” ifadesini verdi. Verdi vermesine de...

Bütün bu olanlar Evren Hanım yüzünden. Altın Kızlar için sosyal medya hesabı açmamış olsaydı zavallı Naciye Paşa ahir ömründe Ülke Birliği Derneği’nin Genel Başkanı gibi davranma alışkanlıkları geliştirmemiş olacaktı.

Kabul serde asker eşi olmak var. Her şeyden kendilerini mesul hisseden bir kuşak bunlar amenna. Hayatlarına Evren hoca karışmasaydı, en azından bilmedikleri bir aleme akmamış olacaklardı.

Naciye Paşa’nın niye ifadesinin alındığı meselesine gelince...

Bir kaç ay önce medyaya düşen intihar haberini hatırlıyor musunuz? Bir genç kız ne kadar mutsuz olduğunu anlatan bir zincir/flood yayınlıyor. Sonunda da anket sorusu soruyor: ”Sizce ben ne yapmalıyım yaşamalı mı ölmeli miyim? Yaşamama karar verenler y harfini ölmeme karar verenler ö harfini oylasın.”

Babaannemin bu anket ile ne mi alakası var? Babaannemin ve altın kızların alakası ah ah... Anlatmakla bitmez. Çok lazımmış gibi bunlar bir ekip olarak bütün iyi niyetleri ile y harfini, yaşamalısını onaylamışlar. Sonuç: Yaşamalısın diyenler sadece bizim altın kızlarmış. Vahşi bir güruh bu kadar salakça soru sorabildiğine, yaşam hakkını bile başkalarına onaylattığına göre elbette ölmelisin filan tarzı çok kaba yorumlarla ö’yü yani “ölmelisin”i oylamışlar. Genç kadın “Oylama bitti. Sonuçlara itina ile uyacağım” yazdıktan sonra evinin balkonundan atlayarak intihar etmiş.

Ben haberi dinlediğimde asparagas haber, bir şey bulamadılar masa başı uyduruyorlar dedim. Haber ilk önce sosyal medyada yer aldı. Çok ilgilenmedim. Bir kaç “beğeni” için kimler ve neler öldürülmüyor diye düşündüm.

Meğer haber kurgu değilmiş.

Babaannem ve arkadaşları ölümün koynuna girmeye hazırlanan bir genç kıza, babaannem kendisini bu cümle ile savunuyor, ölümün koynuna girmeye çalışan bir genç kıza, “Yaşamak güzel, hepimizin nefesi zaten sayılı, sen kendin, kendini sıfırlama kim bilir ne çiçekler açacaksın” demişler.

Memleketteki herkesi hırsız, katil, sapık yaparak parasına para, şöhretine şöhret katan Verda Nuri adlı programcı kadın, babaannem ve altın kızlar hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Çünkü eğer altın kızlar akıllı uslu nasihatler yazmasaymış kız bu gün hayatta olabilirmiş. Evet yanlış duymadınız. Akıllı uslu nasihatler suçmuş. Herkes herkese nasihat edemezmiş. Eğer altın kızlar kim bilir ne çiçekler açacaksın diye yazmasaymış kız, kötü yorumda bulunanları ciddiye almazmış. İnanılır gibi değil ama iddia bu! Verda Nuri iddiasını bir milyon takipçili hesabından da dile getirince savcılar duruma el koymuş.

Babaannem “kanunda bunun yeri ne?” diye sormuş. “Yeni durumlar için yeni kanunlar henüz çıkmadı”.

“Yeni durumlar için eski kanunlar geçerli ise o zaman eski kanunda benim yaptığım suç değil.”

Ben bunları nereden mi biliyorum.

Babaannemin ifadesi sosyal medyaya düştü.

-“İntihar eden kadını tanıyor musunuz?”

-“Hayır tanımıyorum.”

-“Tanımadığınız birine niye nasihat ettiniz?”

-“Kendimi öldüreceğim diyen biri ile tanışma randevusu almak gerektiğini bilmiyordum.”

-“Sosyal medyada her şeye müdahale eder misiniz?”

-“Sosyal mahalle de bir mahalle değil mi sonuçta! Komşumuzdan mesulüz.”

-“Ne mahallesi! Medya, medya; sosyal medya!”

-“Ne fark eder mahalle de insanlardan oluşur medya da. Mesele insanı kurtarmak değil mi?”

#
medyababaannesi diye bir heştek açılmış. Yüzlerce yorum.

Babaanneme göre hava hoş. O bu yorumları okumuyor tabii. Of ya. Of ya.

#Babaanne
#Ülke Birliği Derneği
#Medya
#Haber
4 yıl önce
“Bir eksiğimiz medya babaannesi idi artık o da tamam!”
Ramazan medeniyeti-I: Orucun benzersizliği 
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…