Sonunda söyleyeceğimizi başta söyleyelim.
Ankara’daki “rüşvet” iddiasıyla başlayan Sinan Aygün ile Mansur Yavaş arasındaki kavga CHP içindeki “kurultay” kavgasının yansımasıdır..!
Ne demek istediğimi size yakın tarih hatırlatmalarıyla anlatmak istiyorum.
Ama önce Ankara’daki “rüşvet” iddiasının kısa özeti:
Ankara Ticaret Odası Başkanlığı ve CHP’de milletvekilliği yapmış Sinan Aygün “Ergenekon soruşturmaları” kapsamında da “Ergenekon’un kasası” iddiasıyla da hapse atılmış; FETÖ’nün gadrine uğramış bir siyasetçi/işadamı.
İşte bu siyasetçi Ankara Eskişehir yolundaki inşaatına izin verilmesi karşılığında Mansur Yavaş’ın kendisinden 25 milyon lira rüşvet istediğini öne sürdü. Yavaş iddiayı yalanladı. Aygün suç duyurusu ile konuyu yargıya taşıdı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Yavaş’tan yana tavır aldı. “Aygün bana geldi, dinledim. Sayın Yavaş’ı aradım” dedikten sonra, “Yavaş mahkeme kararını uyguladı” dedi. Rüşvet skandalı şimdi hem siyasi hem adli boyutuyla tartışılıyor
İLGEZDİ’Yİ KORUYAN KILIÇDAROĞLU, AYGÜN’Ü NEDEN KORUMUYOR?
2017’de yine bir Aralık ayında İstanbul Ataşehir’deki Buz Rezidans ile ilgili iddialar medyaya yansıdı.
Meclis’teki yemin töreninde sol yumruğunu havaya kaldırarak “devrimcilik” şovu yapan ve mazlumları istismar eden
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin Ataşehir’deki Buz Rezidans’ta tam 12 dairesinin olduğu ortaya çıktı.
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin eşi olan Gamze Akkuş İlgezdi’nin daireleri nasıl aldığı tartışılırken bir gerçek daha ortaya çıktı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kızı Zeynep Kılıçdaroğlu’nun da aynı binada dairesinin olduğu kamuoyuna yansıdı.
Kılıçdaroğlu, skandalı örtbas etmek için basın toplantısı düzenledi. Kendisi ve kızıyla ilgili iddiaları gündeme getirmedi.
Battal İlgezdi İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alındı.
Ne var ki Kılıçdaroğlu her daim ona sahip çıktı. Sahip çıkmaya hala da devam ediyor. 31 Mart yerel seçimlerinde
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “istifa” restine rağmen İlgezdi’yi aday yaptı.
Çünkü
Kılıçdaroğlu için hem Battal İlgez’di hem de Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç vazgeçilmez “kader arkadaşı”ydı.
İNCE’YE KURULAN KUMPAS’I ÖRTBAS EDEN KILIÇDAROĞLU, YAŞAR OKUYAN’IN TEHDİDİNE SES ÇIKARMADI
Geçtiğimiz ay asparagas gazeteciliğinin “duayen”i Rahmi Turan bir yazı yazdı. Yazıda “Saray’a yakın kaynak” dedi, “Saray’a giden CHP’li” dedi. Erdoğan’ın ağızından “CHP’nin başına geçmen için destek veririm” dediğini iddia etti. Tartışma büyüdü. Turan’ın kaynağı bir başka gazeteci Talat Atilla çıktı. Atilla, kaynağının CHP’li olduğunu ve “
Haberi bir şekilde Kılıçdaroğlu’na doğrulattığını”
söyledi.
Kılıçdaroğlu Fox’da İsmail Küçükkaya’nın karşısına çıktı. İddialar için “Evet doğrudur” dedi.
Hedefe konan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı
feryat figan basın toplantısı düzenleyip,
“Bunu benim dışarıdaki rakiplerim değil. Partideki bir küçük grup üretmiştir. Bugün partiyi yönetenler benim ciğerimi dağlıyorlar”
dedi.
Ses “yeni”
’dan geldi.
Okuyan, “Çete var CHP’nin içinde. Hatturu zıttırı. Ne diyorsun lan! Asarım keserim. Beni engellemek istiyorlar falan. Sen kimsin ya? Bak Muharrem İnce beni iyi dinle. Sen beni tanırsın ben de seni tanırım. Bu kadar! Nokta koyuyorum. Bundan sonra susma hakkımı kullanıyorum. Anlıyorsun sen beni! Anlıyorsun değil mi, hı? Anla! Sus!”
diyerek doğrudan tehdit etti.
Mesaj muhatabını buldu. İnce sustu!
Ankara’daki “rüşvet” iddiasının CHP’nin kurultay süreciyle doğrudan ilişkisinin olduğunu düşünüyorum.
Çünkü, CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun bir kaset maharetiyle genel başkan olduğu günden bu yana bir kliğin tam manasıyla hakimiyetine geçmesi için önümüzdeki kurultayın bir fırsat olduğuna inanılıyor.
CHP’de varlığını kısmen sürdüren ulusalcılar da bu kurultay ile tasfiye edilecek. Muharrem İnce’ye “Saray soslu” kurulan kumpas bu yüzdendi.
Battal İlgezdi ve Ali Kılıç’ın Kaftancıoğlu’nun “istifa” restine rağmen korunması bu yüzdendi.
Şimdi de “devşirme adaylar” üzerinden belediye başkanlıklarını kazanmayı, CHP’deki son dizayna vesile kılmak için çabalıyorlar.
Sonradan CHP’li olan Kılıçdaroğlu, özde CHP’li olanları zaman içinde bir bir tasfiye ediyor.
Sinan Aygün’ü kesin ihraç talebiyle disipline sevk eden CHP Genel Merkezi, Mansur Yavaş’ın yanında saf tuttu!
Bu iş böyle giderse yeni bir Yaşar Okuyan çıkıp, Sinan Aygün’e, “Anla. Sus” diyebilir..!
Sahi Sinan Aygün CHP’de neyi ve hangi kanadı temsil ediyor?
