|
Londra notları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşik Krallık ziyareti, 13 Mayıs günü Turkish-British Tatlıdil Forumu’nda başladı. İki ülkeden farklı kesimlerin katılımlarıyla yapıcı ve samimi bir ortamda gerçekleşen forum, çeşitli müşterek konuları istişare ederek ilişkileri güçlendirmeyi amaçlıyor.


Bu yıl 7.’si gerçekleştirilen forumun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan kapanışı da, özellikle Brexit sürecinde karşılıklı ortak fırsatların daha da geliştirilebileceğine dair kararlılığa sahne oldu. Bu kapsamda, finanstan savunma sektörüne, küresel ilişkilerden terörizme uzanan geniş bir yelpazede işbirliklerinin gelişmeye açık olduğunu söylemek mümkün.

Erdoğan’ın Londra ajandasında önde gelen maddelerden olan Chatham House’daki toplantı ise, global konjonktürde Türkiye’nin duruşunu pergel misali bir bakışla masaya yatırdı. Bu bağlamda bir yandan on yılların hayal kırıklıklarına rağmen Avrupa ile yola devam etme kararlılığımız vurgulanırken, öte tarafta Asya’daki ekonomik fırsatlardan yararlanma girişimlerimiz de gündeme geldi. Türkiye’nin Avrupa ve Asya’yı örneğin İpek Yolu projesiyle bağlama etkisine sahip olduğu gibi, Ortadoğu’ya istikrar getirme çabalarında da öncü bir rol oynamayı sürdüreceğini anlatan Erdoğan, bir yandan Suriye’deki yıllar süren zulme diğer yandan bu haftanın yasa sokan Kudüs gelişmelerine vurgu yaptı. Bu noktada ABD’nin dış politika yaklaşımındaki adaletsiz ve zulmü körükleyici noktalara işaret edilirken, uluslararası hukuku çiğneyen BM kararlarına aykırı gelişmeleri kınadığımızın altı bir kez daha çizilmiş oldu. Tabii ne yazık ki hukuksuz gasplar da, kurban edilen canlar da kınamanın ötesine geçmeyi ve hakkı arayan uluslararası bir sağlam dayanışmayı gerektiriyor. İşte bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı da olarak uluslararası camiayı bu konuda ortak aksiyon almaya çağırırken, adalet aranıyorsa BM’nin bu ve ilgili konularda 5’ten büyük bir dünyayla üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.

Chatham House’daki kapsamlı konuşmasında özetle yapıcı, insani, girişimci ve vicdanlı bir Türkiye dış politikası perspektifi çizen Erdoğan, sonrasında Birleşik Krallık’taki iş çevreleriyle de bir araya geldi. Finans dahil çeşitli sektörlerden temsilcilerin katıldığı kapalı toplantıda yatırımcıların çok çeşitli soruları yanıtlanırken, potansiyel işbirlikleri ve özellikle seçim sonrası dönemde daha etkin olması amaçlanan ekonomi yönetimi ana başlıklardan oldu.

Açıkçası 24 Haziran akabinde geçeceğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ekonomi arasındaki ilişki, Erdoğan’ın sonrasında katıldığı televizyon yayınında da soruların arka planında yatan bir faktör oldu. Söz konusu röportajın basında ve piyasalarda çıkan yansımaları çerçevesinde altı çizilmesi gereken önemli mesajlardan birinin ise, şu olduğunu belirtmek gerekir: Para politikalarında uygulanan ortak küresel yönetişim ilkeleriyle yolumuza devam ederken Avrupa’dan ABD’ye benimsenen meşru anlayış Türkiye için de farklı değildir. Erdoğan’ın altını çizdiği üzere, bunda kimsenin şüphesi olmasın. Bunun yanı sıra, yeni yönetim sisteminde amaçlanan daha etkin bir ekonomik mekanizma, tüm politikaların koordineli bir şekilde yoluna devam etmesiyle mümkün olacaktır. Bu kapsamda Erdoğan’ın etkin bir yönetimle adreslediği, her zaman ve her ülkede yazılan bu malum reçetenin uygulanması olarak tanımlanabilir.

#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#İngiltere
6 yıl önce
Londra notları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi