|
Tutanaklar ve ötesi

ABD ile ilişkiler noktasında piyasalardaki stresin belirgin ölçüde azalması eşliğinde, Türk Lirası’nda kayda değer bir toparlanmaya şahit olduğumuz bir haftayı geride bıraktık.


Öte yandan küresel piyasalar bu esnada, Dolar Endeksi’nin başını yukarı kaldırdığı bir ortama da tanıklık etti. Buradaki bir sebep ise, FED’in yayımladığı toplantı tutanakları olarak okundu. Çeyreklik faiz artışının yapıldığı malum Eylül toplantısının detaylarını ortaya seren söz konusu tutanaklar, özellikle önümüzdeki döneme dair tüyolar almak adına yine satır satır okundu. Bu bağlamda, sayfalar tutan FED meramından çıkan ana mesajları özetlemekte fayda var.

Öncelikle ekonomik aktivitenin durumundan bahsetmek gerekirse, FOMC üyeleri son zamanlarda çokça alıştığımız “güçlenme” mesajlarını yinelemiş gözüküyor. Kurul, ABD’de emek piyasasında güçlenmenin sürdüğü ve iktisadi aktivitenin kuvvetli bir oranda arttığı konularında hemfikir. Bu doğrultuda, reel büyümeye dair projeksiyonlarını yükselten FOMC, bu yıl için hızı medyanda %3,1’e çıkardı. İşsizlik oranının bir tık artarak %3,7 olarak yazıldığı tablodaki yılsonu enflasyon tahminleri ise değişmedi. Orta vadeye dair projeksiyonlarda da, dikkat çekici bir değişiklik görüldüğü söylenemez.

Elbette tutanaklarda öte yandan, ekonomik görünümü ilgilendiren birtakım risklerin varlığı da inkâr edilmiyor. Bunlar arasında, kibarca ifade edilen “ticaret politikasındaki gelişmelerin” bir belirsizlik kaynağı olduğu özellikle belirtiliyor. Doların değerlenmesi senaryosu da, hem içerisi hem de dışarısı için bu kapsamda kayıtlara geçmiş. Bununla birlikte, risklerin dengeli bir görüntüde olduğu konusunda mutabık kalınmış durumda... Dolayısıyla işlerin hedefler doğrultusunda yolunda gittiğine hükmedilen toplantıdan sadet olarak, faizlerin kademeli olarak artırılmaya kararlılıkla devam edileceği duruşu çıkıyor. Tek kelimeyle özetlersek, “şahin” bir tutanak...

İşte bu şahin tutum, haliyle piyasaları direkt ilgilendiren bir gelişme olarak haftanın akışında bir iz bırakmış bulunuyor. Öte yandan sürmesi beklenen faiz artışları bir yana, FED’in para politikası normalleşmesi şemsiyesi altında tuttuğu bilanço küçültme süreci de üzerinde durulması gereken bir faktör. Bilindiği üzere finansal kriz hasebiyle 2007’de 900 milyar dolar altındaki bilançosunu 10 yıllık bir süre içinde 4,5 trilyon dolara şişiren ABD Merkez Bankası, son 1 senedir burada kademe kademe bir söndürme politikası güdüyor. Bir başka deyişle FED, piyasadaki alıcı konumundan geri çekiliyor. İşte bu çekilme de, sıkılaşma hikâyesini giderek daha çok pekiştiriyor.

Ve tüm bu resim içinde, ABD’de tahvil faizleri de son haftalarda dikkatleri cezbetmeye devam ediyor. Getirilerdeki belirgin yükselişlerin (tepeye çıkıp düşse de), giderek hızlanan bilanço küçülmesiyle birlikte okunmasında da fayda var. Üstelik DC’de artan borçlanmanın konuşulduğu bir ortamda bu gelişmelerin yaşanıyor olması, merakları daha da tırmandırıyor. Nitekim bu gidişat, sadece ABD ekonomisini değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor.

#ABD
#FED
5 yıl önce
Tutanaklar ve ötesi
Türkiye kendi mottosunu ortaya koymalı
TCMB faiz indirimine yeniden başlar mı?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…