|
- İmparatorluk döndü! Yeni “süper güç” ve son meydan savaşı - Erdoğan’a Abdülhamit kaderi yazanlar büyük hesap hatasına düştü.
“İmparatorluklar geri dönüyor, Türkiye tarihe ve coğrafyaya döndü”
cümlesi sadece bir
umut
, sadece bir
beklenti
, sadece bir
hayal
değildi.
Çünkü dünya; Avrupa’nın
“coğrafi keşifler”
adını verdiği
“sömürge tarihi”
nin başlangıcından bu yana,
yüzlerce yıl sonra “ilk kez” derin bir güç kayması
yaşıyordu.
Batılı tarih gerileme dönemine girmiş,
Batılı küreselleşme bitmiş, yükselen yeni güçler
ortaya çıkmış,
eski imparatorluklar büyük iddialarla geri dönmeye
başlamıştı.
“21. YÜZYILIN SÜRPRİZİ TÜRKİYE” İFADESİNİN
KAYNAĞI NEYDİ?
Aslında yüzlerce yıl sonra
“dünyanın ekseni” ilk kez değişiyordu. Bu doğru bir okumaydı, akıllı bir takipti,
geleceğe dönük öngörüydü.
“21. yüzyılın sürprizi Türkiye’dir” cümlesinin kaynağı
da burasıydı.
Tarihî ve coğrafî kavramlar
ı üretmeden,
güvenlik ve diplomasi duruşunu
netleştirmeden, Türkiye ve dünyaya bakışı yerlileştirmeden,
binlerce yılın jeopolitik aklını bugüne çağırmadan
bunu başaramazdık.
Biz de buna yöneldik. Türkiye okumamızı, coğrafya tanımımızı, küresel güç haritasına bakışımızı netleştirdik.
Özgür zihni inşa ettik
, sonrasında d
a yükselen Türkiye’nin kapıları
açıldı.
SABIR YÜZYILI BİTTİ. “ÜÇ KITANIN AKLI”NI ANADOLU’YA SAKLADIK. KURUCU AKLA YÖNELDİK.
Toplumsal genetiğimizde zaten varolan bu gücü 21. yüzyılda yeniden keşfettik. İmparatorluklar aklı, siyasi genetik bağlarından boşandı.
“Türk Tipi Baasçılık” zihninden, Selçuklu, Osmanlı “kurucu akla” yeniden döndük.
Bunun için
yüz yıl bekledik
. Çünkü
20. yüzyıl sabır yüzyılıydı.
Anadolu’yu koruma, burada
tutunma
yüzyılıydı. Onlar bizi
tarih dışına, coğrafya dışına itme
planları yaptılar. Ama biz
üç kıtanın aklını Anadolu’ya sıkıştırıp koruduk.
Bu yüzden
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Osmanlı kuruluşu kadar tarih değiştiren bir milattır. Artık “kuruluş”
dönemi tamamlanmış, “yükseliş” dönemi başlamıştır.
İKİ DÜNYA SAVAŞINDAN DERİN. FİZİKİ HARİTALAR DA DEĞİŞİR. GÜÇ BATI KONTROLÜNDEN ÇIKTI.
Bunu geçtiğimiz yüzyıl asla yapamazdık. Çünkü
Batı’nın sınırsız baskı ve denetimi
varken, böyle bir şeye girişmemiz
Anadolu’nun da imhası
olacaktı. Ve biz gerçekten de tarih ve coğrafya dışına itilmiş olacaktık.

Artık sabır dönemi bitti. Dünya, Batı’nın yüzyıllardır devam eden denetiminden çıktı. ABD ve Avrupa artık yeryüzünün küçük bir bölümünü oluşturuyor.

Asya uyandı. Afrika uyanıyor. Ortadoğu
son otuz yıldır yok edici
istilalarla
yüzleşti ama sağ çıkmayı başardı. Şimdi ayağa kalkacak. Güç Batı’nın kontrolünden çıktı.
Birinci ve ikinci dünya savaşlarından çok daha derin güç kayması
yaşanıyor. Yeryüzünün şekli değişiyor. Zihin haritaları, güç haritaları değişiyor. Ama bu sarsıcı durum,
fiziki haritaları da
değiştirecek.
YENİ BİR SÜPER GÜÇ HAREKETE GEÇİYOR..
Türkiye;
iklim değişikliğinin en uygun zamanı
nda harekete geçti. Belki de,
Osmanlı ve Selçuklu’dan çok daha büyük bir güç inşası
nın temellerini atıyor.
TARİH YAPICI MİLLETLER CESUR İDDİALARLA DÖNDÜ.
Dünyada olan
her yeni gelişme Türkiye’yi büyütüyor.
Hareket alanını genişletiyor. Sanki
yeni bir süper güç harekete geçiriliyor.
Doğu ve Batı’nın
savaş sözleri
dışında söyleyecek kelimesi kalmadı. Coğrafyaya ve dünyaya
“yeni cümleler” haykıran tek ülke Türkiye
kaldı.
Merkez iktidar alanı güçlü olan, imparatorluklar
geleneğinden gelen, güçlü liderler tarafından yönetilen, toplumsal mobilizasyonu coşkulu hal alan, geleceğin kapılarını aralayan,
tarih yapıcı milletler
geri dönüyor.
FETÖ VE 6’LI MASA: TÜRKİYE’Yİ BATI ADINA DURDURMAK
Dün,
“Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur”
sloganı ile ardı ardına saldırılar yapanların
amacı
işte bu yükselişi önlemekti.
FETÖ üzerinden yürütülen 15 Temmuz saldırısı buydu.
FETÖ başaramayınca
şimdi “altılı masa” ile planladıkları yeni müdahale planı da budur.
Onlar
yeni bir imparatorluğun yükseldiğini gördüler
ve bunu çok büyük bir
tehlike
olarak tanımladılar. Çin’i ne kadar tehdit tanımladılarsa, Rusya’yı ne kadar tehdit tanımladılarsa
Türkiye’yi de Batı için tehdit olarak tanımladılar.
RUSYA’YI YORMAK ÇİN’İ ÇEVRELEMEK.YENİ CEPHE AÇILACAK.
İttifak ilişkileri
bizi yanıltmasın. Onlar
geçmişi
anlatıyor, biz
geleceği
konuşuyoruz. Gelecek, yepyeni durumlar ve pozisyonlar içeriyor. Bu pozisyon alışın
en radikal, en parlak göstergesi
de Türkiye.
ABD ve Avrupa; yeni bir
küresel düzen kuramayacak.
Bunu biliyor. Ama bir taraftan
Çin’i çevrelemeye
, diğer taraftan
Rusya’yı Ukrayna savaşı ile meşgul edip
yormaya
çalışıyor. Ukrayna savaşı bitse bile, Doğu Avrupa’da
yeni cepheler
açacaklar. Buna mecburlar.
EN “TEHLİKELİSİ” TÜRKİYE!
Ama
ABD ve Avrupa için; Türkiye’nin yeni ve güçlü bir imparatorluğa dönüşmesi en tehlikelisi.
Eğer Ukrayna savaşı çıkmasaydı, Biden ve Avrupa liderleri bugünlerde
dünyayı Türkiye ile savaşa çağırıyor
olacaktı.
Örtülü müdahale kapıları kapanınca savaşlar başlar.
İşte Türkiye için
tam da o
noktaya sürükleniyorlardı. Çok
ağır ambargo ve birkaç cephede savaşa
zorlayarak Türkiye’yi tüketeceklerdi.
TÜRKİYE-RUSYA SAVAŞI: BU PLANI DENEYECETLER!
Ya da,
Türkiye-Rusya
savaşı çıkarıp
iki ülkeyi birden tüketeceklerdi.
Şunu not edelim: Ukrayna savaşı ya da Doğu Avrupa’da yeni cepheler açılmas
ı Rusya’ya diz çöktüremezse, batan Batı, Türkiye-Rusya savaşı için oyun kuracak.
Bunu artık biliyoruz. İki imparatorluğu birden çökertme planı bu.
ABD ve Avrupa aslında yeniden küresel düzen peşinde değil.
Batı’ya yönelen tehditleri durdurma telaşında.
Tezlerini
Avrupa’yı savunma ü
zerine formatlıyorlar. Sadece bu bile Batı’nın çöktüğünün
, çok hızlı bir çöküş
yaşadığının işareti olarak yetiyor.
JOSEP BORRELL: İMPARATORLUKLAR DÖNÜYOR. TÜRKİYE, RUSYA VE ÇİN DÖNDÜ!
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi
Josep Borrell
’in 15 Eylül 2020’de sarf ettiği şu sözleri hatırlayalım:
“Eski imparatorluklar geri geliyor. Eskinin büyük imparatorlukları küresel ve bölgesel yaklaşımlarla geliyor. En az üç tanesi dönüyor: Türkiye, Rusya ve Çin…”
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi
Francis Ricciardone;
FETÖ müdahalelerine umut bağlamış halde;
“Bir imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz”
diyordu. Hep birlikte durdurmak istedikleri işte bu imparatorluk dönüşüydü.
ERDOĞAN’A; ABDÜLHAMİT KADERİ YAZANLAR ÇOK BÜYÜK HESAP
HATASI YAPTI.
Türkiye’nin
“yükseliş dönemi”
çok iyi yazılmalı.
Kavramlaştırılmalı, söylemleri
üretilmeli. Türkiye’nin 21. yüzyıla taşıdığı
imparatorluklar aklı, siyasi genetik zihinlerde devrime yol açmalı.
Dışarıdan çevreleme, içeriden durdurma yöntemleri ancak böyle etkisizleştirilebilir.
Erdoğan’a 2. Abdülhamit kaderi yazanlar
büyük bir
hesap hatası
yaptı.
O, çöküş dönemi öncüsü değil, yükseliş dönemi öncüsüydü.
Türkiye yükselirken onu durdurmak isteyenler
güç kaybediyordu.
Onlar Türkiye’ye cephe alıp, kaybeden güçlere yatırım yaptılar.
SON BİR MEYDAN SAVAŞI KALDI “SON SAVUNMA” DEMİYORUM!
Bu dönemin mimarı, öncüsü Cumhurbaşkanı Erdoğan
’a yönelik
küresel ölçekte saldırıların, içeriden ihanetlerin
hedefi Türkiye’yi durdurmaktı.
Batı başkentleri ile iş tutup
ülkeyi içeriden vurdular. Dışarıdan kuşatma, coğrafyadan çevreleme hesaplarının tamamı çöktü.
İçeriden vurmaya dönük cepheler de çökecek.
Şimdi sıra onlarda.
Son bir “meydan savaşı” kaldı.
Dikkat edin,
“son savunma” demiyorum.
#Abdülhamit
#ABD
#Rusya
#Erdoğan
#Avrupa
2 yıl önce
- İmparatorluk döndü! Yeni “süper güç” ve son meydan savaşı - Erdoğan’a Abdülhamit kaderi yazanlar büyük hesap hatasına düştü.
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir