|
ABD’nin 21. yüzyılı neden 20 yılda bitti? İslâm’la savaş planı Batı’yı nasıl tüketti? Türkiye neden yükselişe geçti?
Aslında
bugünlerin geleceği
daha 1996’da belliydi.
Sovyetler
çöktükten sonra ABD ve Avrupa, dünyanın
rakipsizleriydi
ve
kendilerine göre bir yüzyıl
formatlayacaktı. Önlerinde duracak hiçbir güç yoktu.
Batı
sömürge
tarihinde
yeni bir
aşamaya geçiliyordu. Dünyanın geleceği yeniden kuruluyor,
Batı dışındaki medeniyetler yine toprak altında kalacak,
bunun için ne gerekiyorsa yapılacaktı.

Kontrolsüz saldırganlık: Arsız, bencil, kibirli… Ve Müslümanların öfkesi.

Zaten ellerinde bunun için yeterli araç gereç,
güç ve zenginlik
vardı. Ortada bir
tehdit
görülmüyordu. İşte ABD’nin ve Avrupa’nın
arsızlığı, bencilliği, kibri ve açgözlülüğü
bu yüzden bir kez daha
kontrolsüz bir saldırganlığa
geçiyordu.
Tek bir hareketlenme vardı;
İslâm dünyasında
bir başkaldırı,
bir öfke, bir hesaplaşma,
bir adaletsizliğe ve fakirliğe karşı
dik duruş filizleniyordu.
Monarşiler, zorba yönetimler, özgürlük yoksunluğu, en önemlisi de gelir adaletsizlikleri
Müslüman dünyanın öfkesini
besliyordu.

Büyüyen tehlikeyi gördüler. Önce aydınları satın aldılar.

Ama bence öfkenin asıl kaynağı Batı’nın sömürge geçmişiydi. Müslüman dünya,
zenginliklerinin talan edilmesine,
kukla yönetimlerle sürdürülen köleliğe karşı isyan ediyordu. Bu
kanlı pazarlık
ların sona ermesini istiyordu.
Bu
tehlikeyi gördüler.
Büyümeden bitirmek için; 1996’dan sonra
“radikal İslâm”, “fundamentalist İslâm”, “İslâmcı terör” “cihatçılar”, “küresel terörle mücadele”
gibi kavramları
ürettiler.
Önce Müslüman dünyanın
aydınlarını “satın aldılar”.
Sonra siyasilerini satın aldılar. Tehlikeyi
içeriden
durduracaklar, zihinlerde bitireceklerdi.

“Yüz yıllık kuşatma” planladılar.

İkinci olarak
“yüz yıllık bir kuşatma”
planını devreye aldılar. Fas’tan Erndonezya’ya
Müslüman kuşağı çevrelediler.
Bir
olağanüstü hal düzeni
uyguladılar. Ülkeleri işgal ettiler.
İç savaşlar, mezhep savaşları çıkardılar.
“İslâm’la savaş”
ı öyle bir öfke ile yürütüyorlardı ki,
korkunç insanlık suçları
na imza attılar.
Üçüncü olarak
cemaatlerle, örgütlerle sızdılar,
kitlelerle birlikte hareket edip onları
yönetme
yoluna gittiler. Yükselen dalga ile
hem içeriden ve dışarıdan
savaşacak hem de onları
yönetmeyi
bileceklerdi.

Akın akın geliyorlar, talana koşuyorlardı…

Batı bu tehlikeyi de durdurabilirse,
hiçbir engelle karşılaşmadan
kendi düzenini, dünya düzeni olarak yeniden kuracaktı. Bu yüzden
Yeni Amerikan Yüzyılı
projeleri ürettiler. Her şeyi bir
medeniyet kimlik, hayat tarzı
olarak planladılar.
Kendilerinden öyle emindiler ki; şımarıkça her şeye müdahale eder, herkesin
hayat tarzını kontrol eder
hale geldiler.
Ordularıyla, âkil adamlarıyla, sivil kuruluşlarıyla, istihbaratlarıyla
yağmur gibi Müslüman topraklarına aktılar. Talana koşuyorlardı!
Şehirleri harabeye çevirip, milletleri aşağıladılar.

Batı’nın 21. yüzyılı sadece 20 yıl sürdü. Peki neden?

Ama
1996’da başlayan coşkulu saldırganlık
daha
20 yıl geçmeden korkunç bir hayal kırıklığı ile sona erdi.
Batı’nın 21. yüzyılı
sadece 20 yıl sürebildi.
Küresel imparatorluk planı
şoke edici sonuçlarla
büyük bir hayal kırıklığı ile bitti. Peki, ne oldu?
1- ABD 21. yüzyılı okuyamadı.
Dünyayı
küçümsedi
. Gücünü
sınırsız
zannetti.
Batı dışı medeniyetler
in siyasi tarihini, kimliğini, gücünü algılayamadı. Ya da onları
ezebileceğini
düşündü.
Küresel iktidarı bölüşmedi.
Kendini dünyanın sahibi gördü. Her ülkeyi, her milleti yönetebileceğini, küresel
finans ve kaynakları
kontrol edebileceğini hesapladı.

Medeniyetler savaşı çıkarıp intihar ettiler. İslâm’la savaş kazanılamaz.

2- Batı (ABD ve Avrupa) bir dine karşı savaşın asla kazanılamayacağını
göremedi.
İslâm’la savaşın onu bitireceğini okuyamadı. Medeniyetler savaşı çıkararak intihar etti.
Eski dünyanın yeni cümlelerle, iddialarla çok güçlü biçimde geri
döndüğünü
kavrayamadı. Yüzyıllardır devam eden
kanlı sömürge geleneğine,
son dünya savaşlarını kazanmanın
kibrine
kapıldı.
3- Batı
(ABD ve Avrupa)
İslâm’la savaşırken Çin’in, Rusya’nın, Hindistan’ın, Türkiye’nin
ve benzer ülkelerin kendi dinamikleriyle
yükselişini
ıskaladı ya da küçümsedi. Dünyanın Batı’ya duyduğu öfkeyi hesaba katmadı. Bu öfke ona çok pahalıya maloldu.

Türkiye uykularını kaçırıyor

Ve Batı’nın 21. yüzyıl
yeni sömürge planları büyük bir çöküşün kapılarını
açtı. Artık Batı dışında bir dünya yükseliyor. Çin ve Doğu Asya, Rusya ve
Türkiye’nin öncülük ettiği Batı’nın uykularını kaçıran bir dünya
şekilleniyor.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini Taliban’a indirgeyenler yanılacak.
Orta Asya’yı tamamen kaybettiğini çok yakında anlayacak. ABD’nin
Ortadoğu ve Afrika’da da kaybedişleri
ve çekilmeleri çok kısa zamanda başlayacak.

Türkiye dünyanın eksenini değiştirir. Bu aklı kavrayın!

Batı’nın artık
savunmaya
geçtiğini,
varolanı korumaya
odaklandığını,
dünya düzeni diye bir hedefinin kalmadığını,
zaten bu iddialarının da ciddiye alınmadığını, bazı ulusların hızla yükseldiğini ve yoluna öyle devam edeceğini artık anlamamız lazım.
İşte
Türkiye, bu yükselen ülkelerin yıldızıdır.
Bunca saldırının,
içeriden ve dışarıdan müdahalenin tek sebebi
bu yükselişi durdurmaktır. Çünkü Türkiye,
yüzyılların imparatorluk aklı
yla hareket ediyor.
Yeryüzünde bu birikime sahip çok az ülke var.
Çünkü Türkiye’nin yükselişi,
bütün coğrafyanın
yükselişi demektir. Bu da Batı’ya
en büyük darbe
anlamına geliyor.

Sadece PKK ve FETÖ mü! Kimler kimlerle saf tuttu?

1996’da İslâm’la savaşı neden başlattılarsa şimdi de Türkiye’yi durdurma telâşları bundandır.
1996’da Batı’nın küresel düzeni için
saf tutanlar,
bugün de aynı yerde
Türkiye’ye karşı saf tutuyor.
İçeridekileri kastediyorum. Bunların
sadece PKK ve FETÖ’cüler mi olduğunu sanıyorsunuz.
Ama Batı’nın
Türkiye’yi durdurma planı da onlar için büyük bir şokla sonuçlanacak!
İçeride kimlerin kimlerin düdüğünü çaldığına çok dikkat etmek gerekiyor.
“Türkiye durdurulamaz”
sözünü bu yüzyılda herkes öğrenecek.
#ABD
#İslâm
#Batı
#Türkiye
3 yıl önce
ABD’nin 21. yüzyılı neden 20 yılda bitti? İslâm’la savaş planı Batı’yı nasıl tüketti? Türkiye neden yükselişe geçti?
Muhalefetin ‘çıkmaz sokaktaki’ sistem değişikliği hesapları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir