|
Biden’ın kafasında yeni bir 17-25 Aralık mı var? Yaptırım ve “Türkiye’ye müdahale et” çağrıları: Kimleri harekete geçirdi?
17-25 Aralık; ABD, İsrail istihbaratının
FETÖ üzerinden Türkiye’ye ilk müdahalesiydi.
Erdoğan ve Türkiye’yi finansal darbe ile devirme
girişimiydi. BAE/Dubai de işin içindeydi.
Bir
dış müdahale
ydi.
Daha önce,
etnik ve mezhep terörü
üzerinden,
Gezi
olaylarıyla denemişler, başaramamışlardı.
Parçalı yapılarla değil, çok daha
sistematik yapılarla işi yürütme
ye karar verdiler.

Türkiye, ABD, Avrupa başkentleri, İsrail, Dubai’den tek bir müdahale yürütüldü.

Türkiye’nin
kılcal
damarlarına
kadar işlemiş, sistemin en mahrem yerlerine yerleşmiş,
kırk yıldır bu iş için hazırlanan FETÖ’
yü harekete geçirdiler.
Bu müdahale bir
çokuluslu müdahale
ydi.
ABD ve Avrupa’nın, tek yanlı küresel düzeninin son kritik müdahale örneklerinden, Türkiye’yi durdurmak
için başlatılan planın en kritik saldırılarından biriydi.
Kendilerinden emindiler.
Çünkü;
Türkiye, ABD, Tel Aviv, Avrupa başkentleri ve Dubai (BAE) gibi çoklu adresler üzerinden eş zamanlı operasyon
yürütülüyordu. Ve hiçbir ülke buna direnemezdi!

100 yıl sonra en ağır saldırı yapıldı.

İşgal ve savaş örnekleri sergilendi.

17/25 Aralık başarılı olamadığı için
15 Temmuz’da intihar saldırısı
yaptılar.
Türkiye’yi imha etmeyi,
yakıp yıkmayı,
ülke nüfusunun yarısı
nı düşman ilân etmeyi,
sokaklarda darağaçları
kurmayı,
infaz listeleri
hazırlamayı göze aldılar.
15 Temmuz bir müdahale değildi,
içerideki ortaklarla, bölgedeki ortaklarla birlikte,
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu topraklara ilk büyük saldırıydı.
İstanbul
ve
Ankara
üzerinde savaş uçakları uçurmak, tanklarla caddelerde insanları katletmek,
milletin meclisini bombalamak
gibi
işgal ve savaş örnekleri
sergilendi.
15 Temmuz, Türkiye’nin
darbeler sürecinin tamamen dışında,
ülkemizi tarih dışına itmeye dönük,
“Sevr” düşüncesini yüz yıl sonra açık savaşla gerçekleştirmeye dönük bir plandı.

Yaptırım ve “Türkiye’ye Müdahale et” çağrıları. Yeni 17-25 Aralık mı?

ABD’nin aslında dar ölçekli
yaptırım
kararını ve
CHP ve ortaklarının Biden’a “Türkiye’ye müdahale et” çağrılarını
işte tam da bu açıdan yeniden gözden geçirmek lazım.
Türkiye bundan etkilenmeyecek, kısıtlanan her şeyi
kendisi yapacak.
Hatta bunu
fırsat
olarak kullanacak.
Bağımlılığın azaltılmasına, son verilmesine
yönelik irade daha da güçlenecek. Bu artık rasyonel bir sonuçtur.
Nitekim
Hisar-A
hava savunma sisteminin gecikmesi,
bir parçasına yönelik ambargo
yüzünden oldu. Ama
Türkiye bunu kendisi yaptı.
Bunları daha da göreceğiz.
Heyecan verici sonuçlar
alacağız.
Ancak Biden yönetiminin kafasında olanı,
“içerideki cephe”
nin beklentilerini bunun dışında,
tam da 17-25
Aralık finansal darbesinin yıl dönümünde
birlikte düşünme zorunluluğumuz var.

Bazı “Muhafazakâr” yazarlar; ‘teslim ol’ çağrıları yapıyor!

Böyle bir düşünce
küresel ölçekli algılarımızı,
Washington’ın hesabını bilmemizi, içeridekilerin hazırlığını
çözmemizi
kolaylaştıracak.
Kâbesi Atlantik olan, ABD ve Avrupa’dan başka dünya algısı bulunmayan “muhafazakâr” bazı kalemler, bakıyorum, şimdiden bunun altyapısını oluşturmaya başladı bile.
Türkiye’ye doğrudan;
“ABD’ye teslim ol, bitsin bu iş” tarzı çağrılar
yapmaya, bu yönde yazılar yazmaya başladılar.
Tam da devir-teslim yapma aşamasında böyle bir kararın alınması,
savunma alanında kısıtlama
lara gidilmesi,
finansal kısıtlamaların işareti
nin verilmesi,
“Biden ekibinin kafasında yeni bir 17-25 Aralık mı var”
düşüncesinin oluşması için yeterli.

Tehlikeli olan şu: Bu sefer siyasi partilerle deneyecekler.

Bence yeniden deneyecekler.
O dosyalar üzerinden
hareket edecekler.
Türkiye ve ABD’de açılan davaları
esas alacaklar, güncelleştirecekler.
Bu sefer
FETÖ yerine içeride oluşturdukları cepheyi, CHP ve ortaklarını
kullanacaklar.
CHP’lisinden milliyetçisine, muhafazakârından etnik bölücüsüne, marjinal fraksiyonlardan terör örgütlerine,
geniş çaplı bir dayanışmayı bu amaçla örgütlüyorlar.

17-25 Aralık ve 15 Temmuz’da, terör örgütleri ve benzeri yapılar üzerinden bunu yürüttüler.

Tehlikeli olan şu:
Bu sefer
meşru siyasi partiler üzerinden
deneyecekler.

Önce terör örgütleri, sonra partiler arasında yatay ilişki nasıl kuruldu?

Sistem içinden müdahaleyi
ikinci aşama
ya çıkaracaklar. Önceden FETÖ, sistemin kılcal damarlarına sızmıştı, o fırsatı kullandılar. Şimdi doğrudan
demokratik kurumlarla
hareket edecekler.
Bu yüzden de Türkiye’de
“Muhalefet”
i,
“Müdahale Cephesi”
ne dönüştürdüler.
FETÖ, PKK, PYD, DHKP-C arasında nasıl yatay bir ilişki
kurulmuşsa ve Batı’nın müdahalesi için sahaya sürülmüşse,
bu sefer de CHP ile diğer milliyetçi, muhafazakâr, etnik bölücü partiler arasında aynı yatay ilişkiyi, ortaklığı inşa ettiler.
Buna, bu
formatlamaya
özellikle dikkat çekiyorum.

Bu rüyayı görmenize bile izin vermeyeceğiz.

Böyle bir şeye girişirlerse
çok büyük bir hesap hatası
yapacaklar. ABD’nin
güven
,
itibar ve bölgedeki gücü daha da daralacak.
Türkiye, dünyanın merkez coğrafyasının
oyun kurucusu
dur.
Ve
ABD
ya da içerideki ortakları her müdahalede daha da eriyecek,
ABD bölgeyi kaybedecek, içerideki ortaklıkları da,
“tıpkı FETÖ gibi”
, ellerinde olanı da kaybedecek.
Şu bilinsin ki;
artık ne ABD iktidar dağıtan ülke, ne Türkiye dış müdahaleye açık.
Müdahale etmek isteyen de içerideki ortakları da eski Türkiye ve eski dünya şartlarına göre pozisyon alıyor.
Bu rüyayı görmelerine bile izin vermeyeceğiz.
#Biden
#Türkiye
#Yaptırım
3 yıl önce
Biden’ın kafasında yeni bir 17-25 Aralık mı var? Yaptırım ve “Türkiye’ye müdahale et” çağrıları: Kimleri harekete geçirdi?
Acımadı ki…
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…