|
Aferin

Öncelikle söylemem gerekir ki bu bir “politika yazısı” değildir. Niçin bir politika yazısı yazmadığımı da yazının sonunda izah ederim inşallah.

Ali Babacan isimli bir politik karakter var biliyorsunuz. Partisi falan var. Altılı masanın da bir üyesi.

Durun durun. “Ali Babacan AK Parti’yi terk etti, o sebeple Ali Babacan karşıtı yazı yazıp yandaşlık yapacaksın” demeden önce bir şey hatırlatayım. Zannederim 2013 yılıydı. Şimdi Karar’da yazan İbrahim Kahveci (o zamanlar AK Parti’ye açık destek veriyordu) ile Ülke TV’de bir programa konuk olmuştum. Burada Türkiye’nin ekonomik gelişiminin ve bu ekonominin sürdürülebilirliğinin ana şartının üretim ekonomisine geçiş olduğunu hararetle savunmuş, Ali Babacan ve benzeri AK Parti kurmaylarının “finans ekonomisi” tabanlı bir ekonomik program yürütüyor olmasını “geçici bir pansuman”a benzetmiş, yarayı kapatacak şeyin bir pansuman değil, köklü bir operasyon olduğunu dile getirmiştim.

Neredeyse 2016’ya kadar AK Parti iktidarlarının en kritik tercihinin ekonomide “finans ekonomisi” modelini seçmek olduğunu düşünmüşümdür hep. Finans ekonomisi, özellikle bizim gibi ülkelerde, uluslararası çevrelere şirin görünecek her şeyi yapıp sıcak paranın ülkeye girişini temin etme fikrine dayalıdır. Bu modelde esintinin rüzgâra, rüzgârın fırtınaya dönüşme riski hep çok yüksektir. Dolayısıyla bahsettiğim yıllarda AK Parti’yi en çok eleştirdiğim konu ekonomi idi. “Türkiye ekonomisi muhteşem” denilen dönemlerde “başkasının suyundan deniz olmaz” diyordum.

Ali Babacan, bu ekonomik tercihi Türkiye’ye yaptıran, liberalizmin bütün kirine pasına bulaşmış bir politik figürdür nazarımda. Başka bir şey değil. Tayyip Erdoğan’ın “yanlışmış, bizi yanıltmışlar” diyerek bıraktığı ekonomik tercihler modelini “sıcak parayla iş tutan simsar” modeline döndürmesi altı ayını alır Ali Babacan’ın. Tabii eline fırsat geçse.

Üstelik, işin tuhaf yanı şurasıdır. Ali Babacan’ın “sıcak paracı Kapalışarçı esnafı” ekonomik hamlelerinin yanlış olduğu dün de biliniyordu aslında, bugün de biliniyor. Şansı şurada: Dün iktidarın bakanı diye ses edilmiyordu Babacan’ın vasat altı liberalizmine, bugün de muhalif diye.

Bu, burada bir dursun.

Aslında bir yanıyla Babacan, benim uzun süredir gördüğüm en “hazırlıksız” politikacı da aynı zamanda. Biraz hazırlığı olsa “açıklamalarının açıklaması açıklamalarından daha sorunlu bir adam” profili çizmez. Sürekli “ben aslında öyle bir şey demedim” diyor. Hatta “ben aslında öyle bir şey demediğimi izah ederken öyle bir şey demedim” derken görüyoruz Babacan’ı sık sık.

Babacan’ın “Avrupa bize aferin diyecek” cümlesi böyle değil bence. Yani bir “ben aslında öyle demek istemedim” vakası değil bu. Manşeti Batı’ya, Batı’da güvendiği çevrelere vereyim derken gözden kaçırılmış “stratejik bir dalgınlık” sadece “Avrupa bize aferin diyecek” cümlesi.

Çünkü Ali Babacan ve onun teslim olduğunu alenen gördüğümüz değerler silsilesi için “aferin” alınacak tek yer Avrupa’dır ve o da bu aferini “içerden gelecek tepkilere pek de aldırış etmeden” istemektedir.

Olay basittir yani.

Aslına bakarsanız hem Babacan’ı hem de Davutoğlu’nu Türkiye’nin “en tuhaf politik yancıları” haline getiren şey de bu “stratejik dalgınlıkları”dır bence.

Peki, bu oldukça politik olan yazının politik bir yazı olmadığını iddia etmemi gerektiren şey nedir? Gelelim oraya.

Biraz bakımlı, saçını oksitle beyaza açtırmış ve bütün numarası kocasının şirketlerine ihale aktarmak olan bir belediye başkanının “görünüşü” üzerinden bile büyük bir eziklik üretebilen bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye’nin başat meselesinin bu ezikliği üzerinden atabilmek olduğunu düşünüyorum. Yazı, o bakımdan politik değil, kritik.

Ezik, aferin bekleyen, “emredin” diyen, öykünmeci bir Türkiye’ye uyandırmak istiyor bizi Babacan ve diğer stratejik dalgınlar. Bunun politikayla ne alakası var?

#Ali Babacan
#Avrupa
#Ahmet Davutoğlu
#AK Parti
#Ekonomi
1 yıl önce
Aferin
Avrupa’nın anlamadığı, terörün ekosistemi nasıl çalışır?
Fiîlî işgal dönemi bitti, zihnî işgal çağındayız!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar