|
Toparlanmadan defolup gittiniz

O paçavra bildiriyi gördüm göreli “vay arkadaş, vay arkadaş” derken ve öfkelenirken yakalıyorum kendimi.

Gördünüz mü bilmiyorum. “Eski Türkiye’nin cürufu, çöpü” hükmündeki bazı eski pislikler “biz seçimle işbaşına gelen rektörler, YÖK üyeleri olarak” falan diyerek, kendilerinde tıpkı büyük bir parçaları oldukları 28 Şubat sürecindekine benzer bir güç vehmederek salya akıtmışlar bildiri adı altında.

Ervahınıza, ezvahınıza yuh olsun ulan! Hiç mi utanmanız yok?

Bir de üstüne üstlük, bu akıttıkları salyaya slogan olarak da 28 Şubat’ın en karanlık günlerinde, büyük Türk şairi İsmet Özel’in hepimizi hizaya sokmak için icat ettiği o nefis cümleyi, “toparlanın, gitmiyoruz” cümlesini kullanmışlar iyi mi?

Heriflere bak. Heriflerdeki pisliğin düzeyine bak. Cesarete bak.

Siz, toparlanmaya fırsat bile bulamadan defolup gittiniz ulan. Millet geldi, 2002’de sizi tokat manyağı yaptı. Siz de olmaz olası kuyruklarınızı kıstırıp, bütün faşistliğinizi, bütün embesilliğinizi, bütün adiliğinizi alıp tıpış tıpış defoldunuz. Sizin bir daha “toparlanmamanız” ve atıldığınız o çöplükte ebediyen kalmanız içindir verdiğimiz bütün mücadele.

Güya “üniversitelerde özgürlüğü savunmak” bilmem ne gibi zırvalarla sizin ne alçak, ne adi insanlar olduğunuzu unutabiliriz, iğrençliklerinizi bize unutturabilirsiniz mi sandınız? Sizin ne alçak, ne adi, ne pislik insanlar olduğunuzu bir dakika unutur, bir dakika unutturursak bizim de ervahımıza, ezvahımıza yuh olsun ulan!

Türkiye tarihinin gördüğü en alçak, en şerefsiz işlere imza atan bir ekipsiniz ve buna layık olarak anılacaksınız, bir gram fazlası değil.

Kurduğunuz ikna odalarında örtülerine el uzattığınız insanların, bin bir iftira ile hapislerde çürüttüğünüz Müslüman gençlerin, evladının diploma törenine bile alınmayan annelerin ahıyla yanıp kavrulacaksınız. Elimize geçen her fırsatta size hem bu dünyada hesap soracağız, hem de öbür dünyada yaptığınız kötülüğün karşılığını misliyle almanız için dualar edeceğiz.

Gücümüz yettiğince, aklımız erdiğince, fırsatımız olduğunca sizi ve sizin gibi “leşleşmiş kadavraları” tarihin çöplüğüne yollamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.

Şimdi leş kargaları gibi “özgürlük” falan diyorsunuz. Kampüsten geçip ring yapan belediye otobüslerindeki başörtülü teyzeleri kampüs önlerinde otobüslerden indirdiniz ulan rektörlüğünüz zamanında. Öğrencilerinizi fişlemeyi kendinize büyük bir vazife bellediniz. Bulduğu her fırsatta DHKP-C’li terörist affeden “atanmış Cumhurbaşkanınız” Sezer’in o kirli eteklerine saklanıp bu halkın, bu milletin çocuklarına olmadık zulümler, olmadık kötülükler yaptınız.

Şimdi leş kargaları gibi karşımıza geçip, aklımızla alay etmeye çalışarak “özgürlük” falan diyorsunuz. Belki tuttururuz, belki inandırırız, belki yediririz zannediyorsunuz. Size bir şey diyeyim de o prostatlı suratlarınız asılsın iyice: “Yemiyoruz, inanmıyoruz.” Çünkü sizin gücü elinize geçirdiğinizde ne yaptığınızı sırtımızda kırdırdığınız coplardan hatırlıyoruz. Çünkü sizin muktedir olduğunuzda ne halt yediğinizi hayatını kararttığınız binlerce insandan hatırlıyoruz.

Sizin meşruiyetinizi sağlamak için zıvıklayan “yeni nesil Kamalistler” de güya yeriz zannederek “geçmişte bir sürü hata yapmışlardı ama şimdi çok haklılar, ne yapalım, mecburen destekliyoruz” kampanyası yürütüyorlar.

Aslında sizi desteklerken bize de çok ama çok önemli bir şey öğretiyorlar: “Bu Kamalist faşistliğin, bu Kamalist diktatörlüğün eskisi-yenisi olmaz. Bulunduğu, görüldüğü yerde etkisiz hale getirilmelidir.”

Türkiye’deki bütün makuliyetleri öldürmek, bütün renkleri soldurmak, bütün talepleri reddetmek için ömür harcamış bu Kamalist cunta artıklarına yüksek sesle şunu diyelim: “Çok beklersiniz!”

Ve şunu da ekleyelim. Bunlar, bu cüruflar, bu pislikler tek bir insanı bile kandıramasın diye çalışmaya devam etmeliyiz. Türkiye, hiçbir çocuğunu bu aşağılık çeteye kaptırma lüksüne sahip bir ülke değil. Sosyalistlere, Ülkücülere, İslamcılara, Marksistlere, hatta liberallere düşen vazife, yeni ve pırıl pırıl neslimizi bu dinazor müsveddelerinden, bu soğuk savaş artıklarından, bu kirli çeteden korumak, kollamaktır. Gerisini inanın kendi aramızda hallederiz.

#YÖK
#Türkiye
#DHKP-C
3 yıl önce
Toparlanmadan defolup gittiniz
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler