Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarma arayışları, karar verici pozisyondaki genel başkanlar arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden uzun süredir düğümlenmiş bir mesele olarak karşımızda duruyordu.
Nasıl mı?
Anlatayım.
6’lı masada kalan 5 genel başkan, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına soğuk bakıyor. Özellikle ittifakın diğer büyük ortağı İYİ Parti’nin olumsuz yaklaşımı işleri çetrefilli bir halde tutuyor.
Oralardan bazen açıktan, bazen Kemal beyin anlayacağı şekilde adrese teslim ‘aday olma’ mesajları geliyor.
Geçenlerde partinin kuruluşundan beri Akşener’in çok yakınında bulunan üst düzey bir isimle yaptığım konuşmadan bazı kesitleri burada paylaşmıştım.
Bu bağlamla ilişkili olduğu için, İYİ Partili o ismin şu sözlerini tekrar hatırlatayım:
Görüldüğü üzere İYİ Parti çevreleri, çoklu aday seçeneğini ciddi bir şekilde denklemin içinde tutuyorlar.
Peki, CHP içinde, Kılıçdaroğlu’nun etrafında nasıl bir hava var?
Kılıçdaroğlu ile yakın bir teşrik-i mesai içinde olan ama yine isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey bir CHP yetkili ile telefon konuşmamızda geçenlerin bir bölümünü aktarmak isterim.
Diyaloğumuzun devamı ise şöyle gelişti:
-İYİ Partililer, çoklu aday seçeneğini açık tutuyorlar. Buna siz ne dersiniz?
Kılıçdaroğlu kapalı toplantılarda bile bu konuya hiç girmiyor.
En başta dediğimiz gibi, 6’lı masada Kılıçdaroğlu’nun adaylığına şu an için bir destek gözükmüyor.
Bir tek gizli ortak olarak HDP’nin desteğinden söz edilebilir tabi.
Hadi canım diyenlere, CHP’nin bir süre önce çok temel bir konuda geleneksel tutumunu değiştirerek Irak ve Suriye tezkeresine HDP ile birlikte ‘Hayır’ oyu verdiğini hatırlatmak isterim.
Başka örnekler de verilebilir ama böylesi temel bir konuda böyle bir ortaklaşma söz konusu ise, bunun adına pekâlâ ‘stratejik ortaklık’ denebilir.
HDP de bunun farkındalığıyla Kılıçdaroğlu’nun adaylığına göz kırpıyor zaten.
6’lı masa toplantılarında adayın seçim takvimi belli olana kadar açıklanmaması yönünde bir karar alındığı biliniyor.
‘Adayın yıpranmaması adına’ denilen bu kararın iyi bir taktik olduğu düşünülebilir elbet.
Ancak, acaba asıl gerekçe bu mu?
Yoksa bu konuya girersek, gerilim artar, masa dağılır korkusu mu?
Bunlar daha çok tartışılacak.
Ancak şurası kesin:
Ortak bir adayla seçimlere gidilebilmesi için her şeyden önce ya Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ya da Meral Akşener’in mevcut görüşünü terk etmesi gerekecek.
Şimdilik ikisi de, ortadaki ipi kendilerine doğru germeye devam ediyorlar.